Deplasman yasaklarının kaldırılması yönünde önemli adımların atıldığı şu günlerde
'Önemli adımlar' diyorum
Zira bu konuda son sözü İl Güvenlik Kurulu söyler.
Yine alt yapısı hazırlanmadan imzalar görüyorum.
Yine yanlış zamanlama
Yine aceleci tavırlar
Ve yine tribüne oynama hamleleri…
Ve yine bir Beşiktaş maçına denk gelen
Deneme senaryoları.
Zaten bir olayı, bir konuyu, bir stratejiyi
Beşiktaş maçına denk getirip, Beşiktaş üzerinde test etmeseler dişimi kırarım.
***
Gökhan Gönül ve Adriano ve Aras takviyeli Beşiktaş
Sahaya hangi 11’le çıkar ama
Hücumdaki Gomez şıkkı şimdilik kırmızı yanmakta.
***
Sahaya geçen seneden pek de farklı çıkmadık.
Değişik yüz görmek isteyenler
Yedeklerde Adriano ve Aras’ı görebilirdi ama
Şenol Hoca geçmişten esintilerle boy göstermek istiyordu anlaşılan.
"Onlarla şampiyon olduk, bu maçı oynamak onların hakkı" cümlesi ne kadar doğru bilmem ama
Kulağa adaletli gelmekte.
***
Tempolu başlayan maçta
Orta saha çabuk geçilmekte
Rakip kale eşit oranda yoklanmakta
Ama çoğalamamaktan dolayı da pozisyon bulunamamaktaydı.
Sonra Beşiktaş geçen seneden kalma alışkanlıkla
Galatasaray yarı sahasına kamp kurarken
Podolski de yine son Beşiktaş maçından alışkanlıkla
Bizim topçularla didişmeye başladı.
Bir ara kameralar Beşiktaş tribünlerine kilitlendi,
En az topçular kadar koşuyorlardı,
"Sevemez seni kimse seni" almış başını giderken
Mola geldi…
Su molası mıydı, Meşale (!) molası mıydı bilemedim.
Maç tekrar başladığında
Kerim Frei'nin attığı çalımdan kaynaklanan frikiği
Sosa'nın yokluğunda Oğuzhan kullandı.
İyi de kullandı.
Lakin Muslera iyi yer tutuğu halde topu zar zor çıkardı.
İlk yarı itibariyle Beşiktaş için
Daha derli toplu
Rakip yarı alana daha yerleşen
Ve gol yollarını daha arayan takım görüntüsü verdi diyebiliriz.
Ve Quaresma…
Bir gece evvel ağrılarından dolayı iğne vurulduğunu biliyordum ama yine de ikinci yarı oyuna girdi.
Dakikalar 53’ü gösterdiğinde Tolgay’ın ara pasına hareketlenen Cenk’in topunu
Nefesimizi tutarak izledik.
Bu yaşıma geldim, topun 'Kaleye girsem mi girmesem mi' düşünüşüne ilk defa şahit oldum.
Öyle nazlı öyle ağırdı ki top
Ve omuz silkti girmedi, iyi mi!
Orta sahanın düştüğü dakikalarda
Tolgay’ın çıkarılmasına anlam veremedim.
Ömer Şişmanoğlu’nu oyuna alıp çift forvete dönülmesine de anlam veremedim.
Maçın uzaması da kuvvetle muhtemelken hem de;
Gerçi Cenk Tosun kale ağzında topu Muslera’ya nişanlamasaydı maç uzamayacaktı ama
Uzadı…
Uzatmanın ilk yarısında Oğuzhan'ın arka direğe kaldırdığı topta Quaresma'nın muhteşem volesini seyrettik.
O topun gol olmayışına hayıflanırken hemen akabinde Sneijder’in ortasına kafasını uzatan Hakan Balta’nın golüne de üzüldük.
Son uzatma yarısı başladığında
Necip Adriano değişikliğine gitti Şenol Hoca.
Adriano’nun ayağından mıdır! Nedir?
Beşiktaş’ın golü geldi.
Quaresma’nın gayretleri, frikiği, volesi derken en sonunda kafası gol oldu.
Sevinci hakikaten görülmeye değerdi.
Zaten bu golle Quaresma her iki takıma da penaltılarla hazırlanın mesajı veriyordu.
Akşam
