Beşiktaş'ı 'Beşiktaş' Yapan İsim Süleyman Seba!

Süleyman Seba'yı ölümünün 4'üncü yılında saygıyla anıyoruz. İşte Türk futbolunun çınarlarından unutulmaz ismi, "Seba"...
Haberin yayılanma tarihi:13 Ağustos 2018, Pazartesi

"Beşiktaş, şampiyon olsun, maç kazansın, kupa kaldırılsın diye tutulmaz. Beşiktaşlılık bir değerler manzumesidir. Dürüstlüktür. Ahlaklı olmaktır. İyi insan olmaktır" sözünü Beşiktaşlılara ve Türk futbolseverlere miras bırakan 'Kabataş'ın Çelebisi, Beşiktaş'ın dervişi' Süleyman Seba'...

Beşiktaş'ı, ezeli rakip ve ebedi dostları karşısında uzun süreli düşüşten kurtarıp ayağa kaldıran ve 90'lı yıllara şampiyonluk kupaları ile damgasını vurmasını sağlayan isimdi Süleyman Seba...

'Şerefli ikinciliğimizle övünüyoruz' sözüyle Türk futbol tarihine geçen, hayatını Beşiktaş'a adayan ve 88 yaşında aramızdan ayrılan Seba'yı rahmetle anıyor, saygıyla hatırlatıyoruz...

BİR KÖPEK ISIRDI HAYATI DEĞİŞTİ

'Baba Hakkı'dan aldığı bayrağı lâyıkıyla 16 yıl taşıyan Beşiktaş'ın efsane ismi Süleyman Seba, 5 Nisan 1926'da, Rıza Bey ile Nazlı Hanım'ın oğulları olarak Sakarya'nın Hendek İlçesi'nde gözlerini dünyaya açtı.

Soğuksu Köyü'nde sahipsiz bir köpeğin onu ısırması ise hayatının belki de ilk dönüm noktası oldu. Bu olayın ardından evin tek oğlu olan küçük Süleyman'ın, kuduz olabileceği korkusuyla babası Rıza Bey apar topar İstanbul'a geldi. İşte İstanbul'a bu geliş, oğlunun hayatını değiştirdi. Rıza Bey, biricik oğlunun iyi bir eğitim alması, okuyup büyük bir adam olması düşüncesiyle onu, kardeşi Fatma Hanım'a emanet edip memleketine döndü.

'MEKTEB-İ SULTANİ'DEN KABATAŞ'A GEÇİŞ

Kısa bir süre sonra da Süleyman Seba, Beşiktaş Akaretler'deki ilkokulda öğrenim hayatına başladı. Tertip, düzen sahibi ve başarılı bir öğrenci olan Seba'yı ilkokulun ardından Rıza Bey, dönemin en iyi okulu olan Mekteb-i Sultani'ye (Galatasaray Lisesi) göndermek istedi. Ama mahalle, hatta Beşiktaş'taki bütün erkek çocukları Kabataş Lisesi'ne gidiyordu ve onun da hayali, 'Kabataşlı' olmaktı.

Babasının baskısıyla Galatasaray Lisesi'ne yazılan Seba, 1 yıl sonra hayali olan Kabataş Lisesi'nde soluğu aldı. Gözlerinin, yüreğinin aşina olduğu iki renge; 'Siyah ile Beyaz'a giden yolun ilk adımı Kabataş olduğu için babasının sözünden çıkan Seba, okula gider gitmez Kabataş Erkek Futbol Takımı'na yazıldı.

BEŞİKTAŞ'IN GOLCÜSÜ OLDU

Beşiktaş'ta oynamanın hayaliyle Kabataş Erkek Futbol Takımı için varını yoğunu ortaya koydu. Oynağı futbol ve beyefendiğiliyle lisenin ilk yıllarında Beşiktaş Genç Takımı'na girdi. Her zaman 'ağabey' olarak göreceği ve bir gün alnını öpecek olan 'Baba Hakkı' ile de Seba, burada tanıştı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne başlamasına rağmen eğitimine devam edemedi.

Sabır ve mücadelesi onu 1946 yılında, 20 yaşında Beşiktaş A Takımı'na yükseltti.

A Takım ile çıktığı ilk maçta rakip Fenerbahçe'ye 4-3 mağlup olunsa da attığı gol ile Beşiktaş'ın 'umudu' olmaya başladı ve aynı sezon Milli Küme'de ilk şampiyonluğunu yaşayarak, önemli bir başarıya imza attı. Beşiktaş'taki ikinci yılında, 1947-48 sezonunda 14 maçta kaydettiği 8 golle takımın en golcü ikinci ismi oldu. 1949-50 sezonunda ise kariyerindeki ilk İstanbul Ligi Şampiyonluğu'nu elde etti.

'İNÖNÜ'DE ATILAN İLK GOLÜN SAHİBİ

12 yıl Beşiktaş'ın formasını giyen Süleyman Seba, 1947 yılında İnönü Stadı'nın (o zamanki adıyla Mithatpaşa) açılışında, Beşiktaş'ın İsveç'in AIK takımıyla yaptığı maçta ilk golü atan futbolcu olarak da Beşiktaş'ın tarihine ismini yazdı.

Birçok başarıya imza atan Seba 1954 yılında, vatani görevini yapmak için askere gitti. Ordu Milli Takımı'na giren Seba, burada çıktığı bir maçta sakatlandı. İstanbul'a döndüğünde de bu sakatlık onun yakasını bırakmadı. Seba, menüsküs sakatlığı nedeniyle futbola nokta koyduğunda 28 yaşındaydı. 184 maçta Siyah-Beyazlı formayı giyen Seba, rakip fileleri 44 kez havalandırdı. Seba, futbolu bıraksa da Beşiktaş'tan kopmadı.

HAKKI YETEN İLE YÖNETİME GİRDİ

Bir süre Et ve Balık Kurumu'nda memur olarak çalışan Seba bir süre sonra bu işten ayrıldı. 1957 yılında Süleyman Seba, Beşiktaş Jimnastik Kulübü'ne üye oldu. Altı yıl sonra ise 1963 yılında Hakkı Yeten'in başkanlığında ilk kez yönetim kurulunda yer aldı.

Farklı dönemlerde Beşiktaş'a yönetim kurullarında, içerden ya da dışarıdan destek veren Süleyman Seba, 1970'lerin ortasında Beşiktaş'ın genel kaptanıydı. Paltosuyla, şapkasıyla yeşil sahaya iniyor, Beşiktaş için ter döken futbolcularına, "Her zaman yanınızdayım" diyordu. 1984 yılında gerçekleşen kongrede başkanlığa adaylığını koyan ve 85 oy farkla kazanan Seba, Beşiktaş'ta başkanlık rekorunu 16 yıl ile kırdı.

GELİR SAĞLAMAK İÇİN PİYANGOLAR DÜZENLEDİ

1980'lerin ortasında Beşiktaş'a gelir sağlamak için piyangolar düzenledi. Gecesi de gündüzü de Beşiktaş olan efsane isim, kulübe gelir kazandırmak için dişini tırnağına taktı.1985-86 sezonunda ligi şampiyon olarak bitiren rakibi Galatasaray ile ilgili 'şike' iddiaları ortaya atılınca o, bu iddialara yanıt vermedi. Ama Beşiktaşlılara, "Şerefli ikinciliğimizle övünüyoruz" mesajı vermekten de geri durmadı. 1987-1988 sezonunda Beşiktaş, İngiliz antrenör Gordon Milne ile çalışmaya başladı. Beşiktaş, o sezon da ikinci oldu ve taraftarlar Milne'i suçladı.

MİLNE'İN ARKASINDA DURUP DESTEK OLDU

Süleyman Seba, İngiliz antrenörün arkasında durdu ve aldığı bu kararın ardından Beşiktaş başarıdan başarıya koştu. Beşiktaş, 1989-1990 yılında hem lig hem kupa şampiyonluğunu yaşadı. Sonraki iki sezonda da siyah beyazlılar şampiyonluğu ezeli rakiplerine bırakmadı. Farklı renklere gönül veren futbolseverler Beşiktaş'ın başarısını taktir ediyordu.

Metin-Ali-Feyyaz dönemi olarak Beşiktaş'ın tarihine geçen dönemin bir numaralı mimarı kuşkusuz Süleyman Seba'ydı. 1970'lerde şampiyonluğa hasret kalan ve camiada, 'Bu düşüş ne zaman bitecek?' sorusunu neden karanlık dönemin kapısı, Seba ile kapanmıştı. Şeref Bey'den Baba Hakkı'ya, Baba Hakkı'dan kendisine emanet olan Ay-Yıldızlı arma ve Karakartal mazileri aşıp göklerde yıllarca mağrur biçimde süzüldü.

16 YILA ONLARCA KUPA SIĞDIRDI

16 yıl süren başkanlığı boyunca Süleyman Seba, 8 kongreye aday olarak girdi ve hepsinden de rakiplerini mağlup ederek çıktı. Futbolcularına Beşiktaş'ın menfaatlerini düşünerek yıllarca belki büyük paralar söylemedi ama futbol camiası, 'Süleyman ağabeyin sözü senettir' sözünü öğrendi.

Beşiktaş'ın Onursal Başkanı Seba, 16 yıla 5 Türkiye Ligi Şampiyonluğu, 4 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası ve 6 da TSYD Kupası sığdırdı. Baba Hakkı'dan edindiği otorite ve disiplin yöneticiliğinin bel kemiği oldu. Farklı kulüp ve renklere gönül verenler de ona büyük saygı ve sevgi duydu.

Seba, büyük hizmet verdiği Beşiktaş'ın 1999-2000 sezonunda yaşadığı başarısızlığın ardından tribün ve muhalefetin tepki göstermesi üzerine hayatını adadığı ve "Çocuğum" diye tasvir ettiği Beşiktaş'ı bıraktı. Kırgınlıkları olan dostlarını ve kardeşlerini ise açıklamadı.

'BEN BİRİCİK OĞLUMU BEŞİKTAŞ'A KAPTIRDIM'

Seba, başkanlık yaptığı dönemde Beşiktaş'a, Akaretler'deki kulüp binasını, Fulya Stadı'nı, Şan Öktem, Yeşilköy ve Çilekli tesisleri ile Beşiktaş Koleji'ni kazandırdı. Uçak korkusu olan Seba, futbolcularını Almanya kampında yalnız bırakmamak için günlerce karayolunu tercih etti.

Annesi Nazlı Hanım'a, "Ben biricik çocuğumu Beşiktaş'a kaptırdım" dedirten büyük başkan, Beşiktaş'ın kuruluşunun 110'uncu yılında İnönü Stadyumu'nda katıldığı kutlama töreninde on binlerin sevgi gösterisi ve tezahüratıyla karşılaştığında ise gözyaşlarını tutamadı. Bu ziyaret ince bir 'veda'ydı da aynı zamanda.

ONURSAL BAŞKANA İNÖNÜ'DE UĞURLAMA

Beşiktaş'ı, "Bir değerler manzumesi, bütünü" diye tanımlayan Seba, "Beşiktaş için bir şeyler yapmak istiyorsanız, kimsenin adamı olmayın!" sözüyle, "Herkesi bir zaman için aldatabilirsiniz. Bazı kişileri her zaman aldatabilirsiniz ama herkesi her zaman aldatamazsınız! Ben, hayatım boyunca kimseyi aldatmadım" ifadesiyle hafızalara kazındı. "Beşiktaş'ı üzmesinler" cümlesi de hem bir temenni hem de evlatlarına vasiyeti oldu.

"Yeni stadı görmeye herhalde benim ömrüm yetmez" diyen Beşiktaş'ın Onursal Başkanı Süleyman Seba, 13 Ağustos 2014'te hayata gözlerini kapattı. Yeni stadının inşaası sürerken son kez ona İnönü'yü göstermek için bir araya gelen Karakartallar, adını Beşiktaş'ın tarihine altın harflerle yazdıran başkanlarını gözyaşları içinde son yolculuğuna uğurladı. Süleyman Seba, vasiyeti üzerine Feriköy'de annesi Nazlı Hanım'ın yanına defnedildi.

Alper URUŞ / Htspor

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

6 + 9 = ?

 




En Son Haberler
AnketTümü
Yeni Sitemizi Beğendiniz mi?
 
haber yazılımı: buki