"KULÜPLER NEDEN SESSİZ KALIYOR?”
Son günlerde Federasyon’un skandal uygulamalarıyla karşı karşıyayız. Neredeyse her hafta pandemiden dolayı takımlar eksiliyor, maçlar iptal ediliyor ama herhangi bir önlem alınmaksızın sadece maçların oynanıp tamamlanması için verilen bir uğraş var. Benim bildiğim kadarıyla yayıncı kuruluş Mart ayından beri kulüplere ödeme yapmıyor. Federasyon bununla ilgili hiçbir girişimde bulunmuyor ya da bunu kamuoyuna açıklamıyor. Federasyonun ihtar çektiği söyleniyor ama size iş akdiyle taahhüt edilen bir ödemeyi almak için neden ihtar çekiyorsunuz? Sözleşmede ödemeyi almak için önce ihtar çekmeyi gerektiren bir madde varsa bilemem ama Federasyon’da bu iş akdine dair bir şeyler bulunmadığını söyleseler şaşırmam.
“BANKALAR BİRLİĞİ ANLAŞMASI KAYYUM DEMEK”
Federasyonla yapılan toplantılarda Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın yöneticilerinin tartışmalar yaptığı, seslerini yükselttikleri söyleniyor. Yine Anadolu kulüplerinin temsilcilerinden itirazlar duyabiliyoruz zaman zaman. Ancak Beşiktaş kulübü yetkililerinden Federasyon ile ilgili hiçbir eleştiri, yaptırım, itiraz ya da Beşiktaş’ın haklarını korumaya yönelik bir eylem, hatta söylem göremiyoruz. Bunun mantıklı tek bir açıklaması var. Federasyon ve kulüp yöneticileri, neredeyse hepsi iş insanları ve birbirleriyle ticari ilişkileri var. Bu ticari ilişkiler neticesinde de birbirlerini eleştiremiyor, karşılarında duramıyorlar. Bugün Bankalar Birliği dediğimiz anlaşma dolaylı bir kayyum demek. Anlaşmanın yapıldığı banka fona devredildi. Yarın gelip birisi bunu aldığı zaman ne olacak? Kulüpler satılmış olacak. Kimsenin sesi çıkmıyor. En tepkisiz kalan takım da ne yazık ki Beşiktaş.
“FİKRET ORMAN’A KARŞI BEŞİKTAŞ’I KORUYABİLECEKLER Mİ?”
Beşiktaş yönetiminin diğer kulüpleri geçtim, kendi içerisinde bile bir hak arayışında olduğunu şu ana kadar göremedik. Denetim raporları ne olacak, açıklandığında gereken yaptırımlar uygulanacak mı bunları bilmiyoruz. Fikret Orman ibra edilmedi fakat Yönetim Kurulu halen bu konuyla ilgili hukuki süreci başlatmış değil. Ahmet Nur Çebi, Fikret Orman’ın ihracıyla ilgili soruya “saçmalık” cevabını verdi. Bir kere hiçbir fikir saçma değildir. Doğru olmayabilir, ben bu fikre katılmıyorum diyebilirsiniz ama saçma diyemezsiniz. Bir fikre saçma demek en büyük saçmalıktır. Sayın Başkan Çebi, Fikret Orman’ın yanında 6,5 sene ikinci başkanlık ve İcra Kurulu Başkanlığı görevlerini üstlenmiş bir isim. Bir yaptırım durumunda belki kendisinin de söylemesi, açıklığa kavuşturması gereken konular var. Ben bütün yönetimlerin incelenmesi gerektiğine inanıyorum, kendi dönemim dahil. Kendi çalışmalarımda en ufak bir hata, Beşiktaş’a karşı bir yanlış yaptıysam bunun bedelini maddi manevi ödemeye hazırım. Ancak bunca yıldır bu sözü benden başka söyleyen bir yönetici oldu mu? Olmadı. Halbuki her Beşiktaşlı'nın, Beşiktaş zarara uğradığında bunun nedenini sorma, hesabını sorma, hatta hukuk çerçevesi içerisinde üzerine düşeni yapma hakkı vardır. Bizim kaç tane Beşiktaşımız, Beşiktaş’tan başka kaç tane ortak paydamız var ki? Neden Beşiktaş için en doğrusu yapılmaz? Beşiktaş menfaatleri söz konusu olduğunda neden gereken yüreklilik gösterilmez?
“SOUZA’NIN CEZASI DOĞRU”
Josef De Souza’nın cezası bugün 2 maç olarak açıklandı. Oyuncu direkt olarak kırmızı kart gördüğü için, direkt kırmızı kartın alt sınırı 2 maçtır. Josef ayağını kaçırmaya çalıştı ancak başaramadı. O temastan kaçamayınca da kırmızı kartı görüp ihracı almış oldu. Bu cezanın tahkim yoluyla, itirazla, hareketteki iyi niyeti gerekçe göstererek 1 maça indirilmesi mümkün değil. Saçma iddialar ortaya atılmıştı, su şişesini fırlattığı için 2 maçtan fazla ceza alabileceği şeklinde. Bu oyuncunun direkt olarak hakeme verdiği bir tepki ya da provokatif bir eylem değil. Oyunun adrenaliniyle, gördüğü kırmızı karta öfkelenerek kendi içinde yaşadığı bir patlamaydı. İki maçın üzerinde ceza verilse çok yanlış bir uygulama olurdu. PFDK’nın açıkladığı iki maçlık ceza doğru bir karar.
Duhuliye
