Giyotin 3 Karar!

Alen Markaryan yazdı...
Haberin yayılanma tarihi:10 Ekim 2018, Çarşamba

19 Eylül tarihli Akşam Gazetesi’ndeki yazımda ne demişim. “VAR odasına uçaklardaki gibi kara kutu uygulaması tavsiye ediyorum.

Ne gerekçeyle, neler tartışılıyor o odanın içinde, Vatandaş bilsin.

Bu bol soru işaretli kararlar nasıl alınıyor? Gerektiğinde açılsın o kara kutu.”

Bunları yazmamıza sebep de
Beynin bildiği ile gözün gördüğünün çatışması.
Büyük paradoks oluşması.
Ve gitgide büyüyen koca bir delik.
İvedilikle önlem alınması gerekiyor.

Ya da yakında bütün takımlar mahkemeye başvuracak.
Zira Federasyon bu garipliklere çare üretemiyor.
Üretmiyor.
Standart olmayan kararlar,
Ve hakemlerin keyfi VAR uygulaması.
Buyurun size bu haftadan taze bir örnek.

***

Antalya-Galatasaray maçında,

Muslera’nın rakip oyuncuyu defalarca itip,
En sonunda yere düşürmesi,
Dünyanın neresine giderseniz gidin penaltıdır.
Buna mukabil,

Konya-Beşiktaş maçında,

Ceza sahası içinde Medel’in rakibiyle kol kola itişip-kakışması,
Her maçta onlarca karede olduğu gibi,
Bunu “Pozisyon alma mücadelesi” olarak yorumluyoruz.
Ki çoğu zaman hakemler,
Her iki oyuncuyu yanına çağırarak ikaz edip, geçiştirirler.

Peki nasıl oluyor da,
Muslera’nın yaptığı
‘Adamın sırtından ittin, parmaklarına bir şey oldu mu koçum?’ mantığıyla süzülebiliyor da
Medel’in yaptığı,
‘Bu ne edepsizlik, bir gece vakti adamın koluna nasıl gidersin ha!’ denilerek infaz hemen oracıkta gerçekleştirilebiliyor;
Nasıl bir paradokstur bu?

VAR odasındaki hakem,
(Hangi takım için olursa olsun)
Pozisyonlara lanet okuyarak nasıl tepki gösterebilir ki?
Hepsinden önemlisi nasıl taraf olabilir ki?
Ve biz ne menem bir girdabın içindeyiz.
Tüm alem-i cihan görüyor ki;
Bu gemi bu sularda yüzmez.
Su alır.

Ya Allah aşkına görmüyor musunuz!
Her hafta bir polemik,
Her hafta bir trajedi.
Ve ciddi ciddi hak yeniyor.

Ve en önemlisi,
Bu VAR denilen sistem,
Sahadaki anlık kararların yanlış olabileceğinden yola çıkıp,
Ekrandan doğrusunu görüp, hak yememek adına geliştirilmiş bir icat.
Böyle olmasına rağmen daha 8’inci haftada millet isyan noktasına geldi.
Anlayın gayri.
Ve hepsinden önemlisi,
‘Dur!’ diyecek mekanizma paslanmış.

Ya baksanıza!
Fenerbahçe-Başakşehir maçında,
Başakşehir’in attığı buz gibi gol,
VAR sisteminde oluşan bir hata dan dolayı seyredilemiyor.
Ve sözüm ona sağlıklı karar verilemiyor.
Ba ba ba!
Komedyaya bakar mısınız?

Biz de yedik.
Yineliyorum.
VAR odasına mutlaka uçaklardaki gibi kara kutu şart.
Ne konuşuluyor da bu garip kararlar çıkıyor,
Vatandaş merak ediyor kardeşim.
Objektif olmaya çalışıyorum ama
İşin bütün kara büyüleri Beşiktaş üzerinde.

Hani
‘Yetti gari!’ derler ya,
Öyle...
Ben olsam yetkili,
Sorarım.
“Bizi bu evde istemiyor musunuz?” diye.
Bilelim değil mi?
Sonra önlerine yalnızca bu haftanın faturasını koyarım.
Yediğimiz ilk golün öncesi ofsayt!
Dolayısıyla kırmızı yok Vida’ya!
Penaltı yok, gol yok Beşiktaş’a.
Sonra açık ele değen top ve lehimize verilmeyen penaltı.
Direkt giyotin 3 karar.
Skandallar ötesi.
Sonra kalkarım ayağa,
“Ben istenmeyen yerde durmam” deyip alır ceketimi çıkarım.

Steven Gerard ve Beşiktaş tribünü

“Futbolun kitabı yazılsa,
Beşiktaş taraftarının en başta yer alacağından eminim.
Tek kelimeyle inanılmazlar.”
Yanlış anlaşılmasın.
Ben demiyorum ha!
Steven Gerrard diyor.
Liverpool’un efsanevi yıldızı.
Nerede diyor?
Kitap yazmış. Orada.
Neyi baz almış da söylemiş.
2007’de İnönü’de oynadıkları
Ve 2-1 yenildikleri maçta yaşadıklarına istinaden.
Hani o unutulmaz maçı anlatan spiker Emre Tilev,
“İtalya, İspanya, İngiltere...
Görmedim, duymadım, yaşamadım” diye
Jeneriklere konu başlığı olmuş sahnelerin yaşandığı maç var ya,
Hah işte o maç.

Çıkartamamış aklından demek ki Gerrard.
Sevindik.
Kim bilir kaçıncı kitap bu methiyeler düzülen.
Teveccühünüz.
Lakin üzüldük de!
Zira bazı şeylerin hatırlanılması,
Sevindirdiği kadar üzer de.
Bu da yad etmeye girer ki!!!

Akşam

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

4 + 7 = ?

 




En Son Haberler
AnketTümü
Yeni Sitemizi Beğendiniz mi?
 
haber yazılımı: buki