KUMARDAN VERGİ ATLARA EZİYET!

Cumhuriyet yazarı Zülâl Kalkandelen bugünkü yazısında Topsy Turvy’i isimli bir yarış atın ölümü üzerinden yarış atlarının eziyetini yazdı. Devletin bu kumardan vergi alıp kazanç sağlamadığının ve sektörün hayvan hakları sömürüsüne ortak olduğunun altını çizdi...
Haberin yayılanma tarihi:19 Mart 2023, Pazar

Adı Topsy Turvy’di;

3 yıl önce at yarışı endüstrisi için özel olarak üretilmişti. Yıllarca yarış pistlerinde para makinesi gibi kullanıldı. 1 Şubat 2023’te İstanbul Veliefendi Hipodromu’ndaki koşunun son 50 metresinde sakatlanmasına rağmen yarıştırılmaya devam etti. Sırtına kamçılar inerken bitiş çizgisini üçüncü olarak geçti ve yarış sonrası yapılan kontrollerin ardından iğne yapılarak yaşamına son verildi.

TJK’nin sitesinde adının yanında (ÖLDÜ) yazıyor, oysa öldürüldü. Onunla ilgili sayfaya o güne kadar kazandırdığı toplam para yazıldı. Sahibinden yetiştiricisine, jokeyinden bahisçisine, aprantisinden seyisine kadar herkes para kazandı ve o bunun bedelini canıyla ödedi.

Yarış dergilerinde ise “Başarılı safkan uyutuldu” başlığı ile haberi yapıldı. “Yarıştan sonra çok üzgün görünen jokey Halis Karataş, Atman Ekürisi, antrenör Metin Acar ve safkanın diğer ilgililerine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” denildi.

İNSAN EGEMENLİĞİNE BOYUN EĞMEYE ZORLANAN ÖZGÜR RUHLAR

At yarışı sektöründeki sistematik zulmü daha önce bu köşede defalarca anlattığım için yinelemeyeceğim. O yazıları arayan internette kolaylıkla bulur. Ama şunu söylemek istiyorum:

Atlar, duyguları olan bilinç sahibi canlılardır; doğada özgür yaşamak isterler. Ağızlarına kantarma, sırtlarına eyer bağlansın, bedenlerine kamçı vurularak para için koşturulsun ve bunun için esir edilsinler diye yaratılmadılar.

Geçen yıl tek tek takip edip yayımladığım gibi, her yıl yarış pistlerinde ve haralarda yüzlerce at üretilip yarışlarda can veriyor. Devletin bu kumardan vergi alıp kazanç sağlaması, sektördeki herkes gibi hayvan sömürüsüne ortak olması sonucunu doğurur.

At yarışı, asla bir spor değildir; spor, iki tarafın özgür iradesi ile katıldığı bir karşılaşmadır. Oysa at yarışında atlar hem yetiştirilme sürecinde hem de yarış sırasında çıkış noktasından bitişe kadar eziyet çeker; insan egemenliğine boyun eğmeye zorlanır.

Bunlar doğru değil diyenleri bir kere tamamen aynı koşullarda at gibi yarıştırmak, oradaki şiddeti anlamalarına yeter mi bilmiyorum...

ÖLÜM RİSKİ YÜZDE 50 OLAN BİR YARIŞA ZORLANMAK

Bir atın ayağı kırıldığında iğne yapılarak yaşamı sonlandırılıyorsa, her defasında yüzde 50 ölüm riski olan bir yarışa koşturuluyor demektir. Ya yarıştırılmaya devam edilecektir ya da sakatlanıp öldürülecektir.

Aynı Netflix’in çok izlenen Kore dizisi “Squid Game”de üzerlerine numara yapıştırılmış insanlara çeşitli eziyetler uygulanarak para için yarıştırılması ve kaybedenin öldürülmesi gibi...

Tedavileri yapılabilse de uzun ve masraflı olduğundan ve sonrasında attan “faydalanma imkânı olmadığından” canları alınan atlar için bu yarış zaten en baştan adaletsiz. Kazansalar da parayı alan daima insanlar; onlar bu yarışta sadece birer araç... Araba yarışındaki lüks arabalar gibi metalaştırılan, sakatlanınca “arıza yaptı” denilen, “dört ayaklı darphane” diye anılan canlar...

At yarışları, Topsy Turvy ve bu sektörde can veren tüm atlar için tam bir ölüm yarışıdır. Katledilmeleri ancak sigorta ile önlenebilir ama ne insan ne de hayvan canının değerinin olduğu bu ülkede kapitalizmin en vahşi kuralı geçerli: Gölgesini satamayınca kestikleri ağaç gibi yarıştıramadıkları atı da öldürüyorlar!

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

1 + 3 = ?

 




En Son Haberler
AnketTümü
Yeni Sitemizi Beğendiniz mi?
 
haber yazılımı: buki