Geçtiğimiz pazar günü Fenerbahçe ile oynadığımız maç hala devam (!) ederken bugün başka bir maça çıkıyoruz.
Ne garip değil mi? Gençlerbirliği ile oynayacağız ama taraftarın da yönetimin de aklı fikri VAR kayıtlarında. Yayınlansın diye kampanyalar yapılıyor kaç gündür. Bunca patırtıya federasyon yalnızca ‘ne var?’ diyor? O kadar. Gel de motive ol. Allah’tan taraftar dün idmana gidip havayı biraz değiştirdi. Topçuya moral olmuştur inşallah.
İlk 7 dakikaya iki tane gol sığdırarak başladık maça. Lakin ikisi de ofsayt gerekçesiyle sayılmadı.
Bu görüntüye ragmen Gençlerbirliği’nin daha diri olması gözlerden kaçmıyordu. Sonra bir Gençlerbirliği oyuncusu hiç hak etmediği şekilde ve beklenildiği üzere oyundan atıldı. Siz anlamıyorsunuz ama spor kamuoyu her şeyin farkında. Biz böyle garipliklerin olduğu bir ortamda galip gelsek ne olur ki modundayız. İnsanda ne neşe ne keyif bırakmadınız be. Pes!
Sonra 10 kişilik takımdan gol yedik. Karius’tan izzet-i ikramdı: 0-1.
Golü yedik ama ben hâlâ kırmızı karta takılıyorum. Bütün bir hafta bu tip eyyamların Beşiktaş lehine uygulanacağı konuşulmuşken, maçın hakemi bu kadar ucuz kart çıkartarak, Beşiktaş’ı nasıl bir girdabın içine soktuğunun farkında mıdır? Farkındadır tabi. Ben de saf saf soruyorum. Vallahi pes!
Ben bunları yazarken ikinci kırmızı çıktı Başkent ekibine, 9 kişi kaldılar. Yalnız bu kartın eyyamla, meyyamla alakası yoktu. Resmen sakatlamaya atılmış bir tekmenin cezasıydı o kart.
İkinci yarının ilk 2 dakikasına bir gol sığdırdık. Bu sefer saydılar ama: 1-1.
İlk yarıda hakemi yazmaktan, 9 kişiye karşı nasıl gol pozisyonuna giremiyoruzu konuşamamıştık bile. Allah’tan ikinci yarı atağın her türlüsünü deneyerekten bu soruyu sormaya fırsat bırakmadılar topçular. Şairler Parkı’na mutlaka heykelinin dikilmesini umduğum Atiba’dan düşünce ve eylem bileşkesinde mükemmel bir pas seyrettik Nkoudou’ya. Siyahi çocuk da 30 metreden harika aşırttı: 2-1.
Sonra bu takımın 10 numarasının yapamadığını bugüne kadar 7 asistle Caner yapıyordu. Bu maçta görevi Atiba aldı. Oğuzhan’a üçüncü gol asistini yaparak, ‘Helal olsun’ dedirtti kendine: 3-1.
Bu maçı artık Atiba’ya ithaf ettik. Hani onun bir kısrak başı gibi topa uzanan kafası var ya işte dördüncü gole imza da oradan geldi. Yiğidim biz seni hem renginin karasından hem de gözü kara oluşundan sevdik.
