Tevellüdü eski olanlar bilirler...
Vakti zamanında çoğunluk olarak yokluk çekerken,Mahallede birinin altında bisiklet gördük mü,
Bisiklet sahibini ablukaya alır,
Resmen sıra yapardık.
Hevesle… “Bir tur atıp geleyim mi?”
Dün geceki maç da aynı böyle modeldi.
Turu kapalım, işimize bakalım.
Açıklanan kadroda Şenol Hoca’nın
Pepe’nin yanına o bölgeye Necip’i düşünüyor olması,
Aklımıza kırk soru getirmiyor değil!!
Orta sahayı iki savaşçı Medel ve Tolgay’la geçerken,
Okun ucunda da Larin’i görüyoruz,
Gidenlerle ve oynamayanlarla, geçen seneye göre
Güç kaybı gözlemlediğimiz Beşiktaş’ta.
Bu maçların gidişatına göre transfer yapılacağını,
Tahmin ederekten (!)
Maça geçtik.
Daha ilk dakika dolmadan,
Hakemin verdiği karara itiraz etmeyi uygun bulmadığımızı Oğuzhan kardeşimize iletelim.
Ve konsantreyi bozacak her türlü hamleden kaçınmakta fayda olduğunu bir köşeye iliştirelim.
Bak! Oyuna döndün,
İlk ortanda Babel’i arka direkte nasıl topla buluşturdun.
O da maşallah kafayla mı vurdu,
Ayakla mı belli değil, vallahi.
Top bazuka gibi yapışıverdi ağlara: 1-0.
Maçın gidişatına göre yazacak olursak,
Avusturya ekibinin bir taktik içerisinde,
Önde basan, çoğalan, koşan bir ekip olduğunu belirtelim.
Yani işi sıkı tutmakta fayda var.
Nitekim ilk 20 dakika içerisinde iki pozisyon verdik adamlara.
İlk yarının sonuna geldiğimizde maç öyle bir hal aldı ki,
Golü atabilirdik de yiyebilirdik de.
Anlayın gayri.
Hele son saniyede top öyle bir havalandı ki,
Girebilirdi de…
Vazgeçti,
Direkten, direkt soyunma odasına.
60’ıncı dakikaya geldiğimizde adamların ne zaman yorulacağını merak eder olduk.
Öyle sıkışık bir maç oluyordu ki,
Mesela, koşu alanlarımızı bir anda kapatıyorlardı.
Özellikle Babel ve Lens tarafında yeterli bindirmeler olmuyor.
Dolayısıyla da rakip defansın dengesini bir türlü bozamıyorduk.
Bu durağanlık ve üretememezlik,
Şenol Hoca’nın da dikkatini çekmiş olacak ki
Oyunu harektelendirmek gerkiyor diye düşünüp,
Quaresma’yı oyuna aldı.
Hatta 1-0’ın tehlikeli bir skor olduğunu gördüğünden daha da ileri giderek,
Hücum hattını Love’la çiftledi.
Bütün bunlar olurken dakika 80 olmuştu.
Ve hafif ve inceden psikilojik bir geri çekilme başlamıştı bizim takımda,
Üretemiyorduk,
Ve dakikaları tükettik.
Zor bir ikinci maç bizi beklemekte,
Yol daha erkenken,
Şapka! Diyorum!
Akşam
