SERGEN VARKEN ZEYER ALINIR MI?

Spor yazarı Bilal Meşe, Sergen Yalçın ile ilgili anılarını yazmaya devam ediyor...
Haberin yayılanma tarihi:31 Mart 2020, Salı

Gordon Milne, Polonyalı orta saha oyuncusunun kendisine danışılmadan transfer edilmesine bu sözlerle karşı çıkmıştı: Sergen Yalçın varken Zeyer alınır mı?

Sergen Yalçın için özel planlar yapan İngiliz hoca, kaleci Bako ile birlikte İstanbul’a getirilen Zeyer’e ihtiyaçları olmadığını belirtirken, “Kadromda müthiş bir solak var, geleceğin yıldızı olacak. Sergen varken, yabancı bir oyuncunun alınması doğru değil” ifadelerini kullanmıştı

Sanırım 1991 Yılı...

Yönetim, Polonya’dan kaleci Bako ile orta saha ve sol kanat oyuncusu Zeyer’i transfer etti, teknik direktör Gordon Milne ise İngiltere’de bir süre tatil yaptıktan sonra İstanbul’a dönmüştü.

Bako ve Zeyer’in transferinden haberi yok! Fulya’da iki yeni transferle tanıştıktan sonra komite ile bir toplantı yaptı İngiliz teknik adam. Komite üyeleri; ‘Size ulaşamadık, bu iki oyuncuyu aldık’ diyerek Milne’yi ikna etmeye uğraştılar!

Milne araya girdi;

- Sizi anlıyorum, ama özellikle sol ayaklı oyuncuya ne gerek vardı!

Yöneticiler şaşırdı!

- Niye Sör? dediler...

- Niye mi? Bakın kadromda müthiş bir sol ayaklı oyuncu var, geleceğin en büyük yıldızı olacak, bunun için karşıyım... O varken, gidip bir yabancıyı almak asla doğru değil.

Yöneticiler, yine şaşkın gözle birbirlerine baktılar!

Gordon Milne haklıydı...

İngiliz hocanın o yıldız diye anlattığı futbolcu Sergen Yalçın’dan başkası değildi. Ki, o yıllarda Sergen Yalçın her maçta banko oynamıyordu, kenardan oyuna giriyordu.

Yine tarihe geçecek

En başta söyledim; Sergen Yalçın’ı anlatmak için kelimeler yetmez.

Kitap desen, yaz yaz bitmez.

Ansiklopedi olması lazım, hem de bir kaç cilt!

Ama ‘nasıldır’ diye sorarsanız bana ya da onu tanıyan herkese... Alacağınız cevap kestirmeden şudur;

“Adamlığın tarifi odur”...
“Peki Beşiktaş’ta ne yapar” derseniz...

“Çok şey yapar” diyebilirim. Ama bir şartla; yönetim kurulu maddi, manevi desteğini verecek, transferleri onun istediği şekilde yapacak, özgürlüğüne de ses etmeyecek.

Ondan sonra çıkacaklar tribüne, oturacaklar koltuklarına, rahatça maçlarını izleyecekler. Göreceksiniz, Sergen Yalçın teknik direktör olarak da tarihe geçecek.

Minibüsten Porsche’ye

Gazeteciler olarak hepimizin anıları var Sergen Yalçın’la... Bizim Faik Gürses’in de elbette. Faik abi benim ustalarımdandır, şimdi burada sözü ona bırakıyorum. Bakın nasıl anlatıyor Sergen’i:

Kulaklarından ötürü ona Kepçe derlerdi... Esas ayaklarına bir lakap takmak gerekirdi. Sol ayağıyla, topu elinizle atamadağınız yerlere ulaşır, bu yeteneğine rağmen sağ ayağını sadece yürümek için kullanırdı! Başka bir yeteneği de pas atacağı oyuncunun bir kaç pozisyon sonrasını düşünür, ona göre sol ayak mekanizmasını ayarlardı.

Daha ‘Sergen Yalçın’ olmadan, Kilyos’tan minibüsle, Fulya’ya gelir, antrenmandan sonra yine minibüsle Kilyos’un yolunu tutardı. Fanatik’te çalıştığım dönemde, ‘Minibüsten Porsche’ye’ başlığı altında bir seri röportaj yapmış ve bu yüzden TSYD’den ödül almıştım.

Rahmetli babası Özer, onun için başka bir tutku idi... Daha sonra Kilyos’ta babasına bir ganyan bayii açtı. Sergen olmaya başladığı zaman minibüsü bırakıp, Porsche’ye binmeye başladı.

Daha sonra büyük Sergen olunca bu kez anne ve babasına Kilyos’ta ev alıp dayadı, döşedi. At tutkusunu bilmeyen yoktu. Bu onun hayat tarzı idi. At yarışı bilmeyen arkadaşlarına bile altılı kuponu doldurmaya başladığında, aynı zamanda at sahibi de oldu.

Bakın takım arkadaşı Gökhan Keskin onun bu tutkusunu nasıl anlatıyor;

Biz at yarışı oynamayı falan bilmezdik. Bir gün başkanımız, ‘Bu çocuk sana emanet, onunla ilgilen’ dedi. Bir hafta sonra başta ben olmak üzere takımın yarısı at yarışı oynamaya başladı!

‘Yanlış yerdesin Murat’

Eski takım arkadaşı ve yardımcısı Murat Şahin anlatıyor: Denizlispor’a 3-1 yenildiğimiz maçtan sonra ilk golde nerede olduğumu sordu, yanlış yerde olduğumu söyledim. Sergen hoca, ‘Evet yanlış yerdesin, senin esas yerin kulübe!’ demişti

Hagi, Del Bosque ve Matthaus’dan övgüler

-Galatasaray’da oynadığı dönemde Hagi’yle birlikte forma giydi, yana yana. Bakın o dönem Hagi onun için ne söylemişti; ‘Benim için Türkiye’nin en iyi oyuncusu o. Tanrı ona üstün yetenekler bahşetmiş...”

-Münih Olimpiyat Stadı’nda oynanan Almanya-Türkiye maçında öyle işler yapmıştı ki; Alman takımının kaptanı Lothar Matthaus, “Onun beni nasıl geçtiğini hayatım boyunca unutmayacağım. Dünyanın en yetenekli adamlarından biri” demişti.

- Bir ara Beşiktaş’ı da çalıştıran, Real Madrid’in eski teknik direktörü, İspanyol futbolunun önemli isimlerinden Vincente del Bospue’ye göre ise Sergen’in tarifi şöyleydi; “Sergen sıra dışı bir futbolcu! Futboluna saygı duyuyorum. Düşünün Beckenbauer bile bana Sergen’i sordu.”

Milliyet

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

8 + 1 = ?

 




En Son Haberler
AnketTümü
Yeni Sitemizi Beğendiniz mi?
 
haber yazılımı: buki