Küresel Fonlara Karşı Bıyıklı ve Sakallı Fonlar

Makale yayınlanma tarihi:06 Şubat 2015, Cuma - 08:10

Küresel Sermaye elinde bulunan kontrol mekanizması ve sermaye birikimi ile Uluslararası finans piyasasını kontrol eder.  

Büyük paralar kazanan insanlar bu paraları kendi ülkelerinde saklayamaz. Genelde memleketlerinde el konmaması adına, paraları yurt dışına güvenli gördükleri aracı finans merkezlerine kaçırırlar.

Cayman adaları, Bahama, Hollanda Antilleri tercih edilen merkezlerden bazılarıdır. 1990’lı yıllarda 35 bin nüfusu olan Cayman adalarında 32 bin uluslararası şirket,550 banka,900 Uluslararası yatırım fonu, 400 civarında sigorta şirketi bulunmaktaydı. Yukarıda belirttiğim kuruluşların çoğu da kağıt üzerindeydi. İlk bakışta kimin eli kimin cebinde belli değil gibi görünse bile, aşağı yukarı dünyayı yöneten 20 Aile bunların hepsini kontrol eder.

Yine CİA’nın açık operasyonlarını yönettiği haberleri bazı gazetelerde çıkan George Soros 1990’lı yıllarda kendisine Hollanda Antillerini merkez seçmişti. Yönettiği 100 Milyar Dolar civarında fonlarla değişik ülkelerde Küresel Sermayenin çıkarları için, sivil toplum örgütlerini ve ayaklanmaları finanse ediyordu 

Şimdi biz olayın diğer tarafını inceleyelim. Kanunsuz büyük para sahipleri ile Küresel Sermayenin yolları paranın aklanması gerektiğinde kesişir. Bazı dik kafalılar tabi ki bu sisteme katılmak istemezler, kendi dik kafalarına giderler. Küresel Sermaye finans kurumlarını kontrol ettiği gibi, uluslararası etkin siyasi erkleri ve polis güçlerini de kontrol eder. Bu tip kafasının dikine gidenler bakarsınız, kısa sürede yakayı ele verirler. Kısacası mantıklılara işbirliğinden başka yol kalmaz.

Aklama sürecinde Küresel Sermayenin çeşitli fonları devreye girer. Para ayrıştırılır ve birkaç kere takla attırılarak izi sürülmez hale getirilir. Ülkemizde eski senelerde para geri döndüğünde tercih edilen alan turizm alanıydı. Çeşitli oteller satın alınıp, para aklanıyordu. Küçük inşaatlar ise diğer bir yoldu.
Günümüzde aktüel olan taktiklerden biri ise, büyük şirketler üzerinden yurt içinde ve yurt dışında ünlü marka şirket alımlarıdır. Bunlardan bazıları AVM’ler, enerji sektörü, Market zincirleri, beslenme alanı ve deniz sektörüdür. İnsanımız artık akıllandığından kara parayı sadece beyaza çevirmiyor. Ayrıca ticarete atılma yolu ile parayı katlıyor. Bunun dışında ise son zamanlarda tahminen Malezya, Kuveyt, Katar ve bazı ülkelerde sakallı ve bıyıklı fonlarımız oluştu.

Şimdi tabi ki Küresel Sermaye ile kurulan yeni fonlar arasında çıkar çatışması başlıyor. Son zamanlarda en güzel örneği Rıza Zerrab olayında yaşadık. Zerrab kaynağı tam anlaşılmayan altın ihracatına ülkemizden İran’a başlamıştı. Sanki birileri Bizans’ın kayıp altınlarını kazılarda ele geçirmişti ABD Maliye Bakanlığının, Halk Bankasını da kara para aklamakla suçlamaları basına yansımıştı. Bundan sonra bakanlara kadar giden suçlamaları herkes izledi.

Esas Küresel Sermaye çıkar çatışması yüzünden bu hattı deşifre etti. Çünkü işlemleri kontrol edemiyorlardı. Yani parayı kontrol edip kar alamıyorlardı. Napolyon boşuna mı “Para, para “ demiş.

Geçen hafta benim sosyal medyada çıkan bir haber ilgimi çekti. Haberde Ağaoğlu’nun, Uludağ’daki otelinde Ali Ağaoğlu, CHP’nin Beşiktaş’a Sarıgül’le yaptığı anlaşma karşılığında gelen Belediye Başkanı Murat Hazinedar ve 17 Aralık kasetlerinde ismi geçen Yeni-CHP’li Beşiktaş Belediye Meclis Üyesi Hüseyin Avni Sipahi’nin buluştuğu anlatılıyordu. Birkaç gün sonra bizim DUYDUK MU Haber sitemizde, Talip Doğan Karlıbel tarafların Uludağ’da 20 Milyarlık Kentsel Dönüşüm pazarlığı üzerine görüştüklerini iddia etti. 

Kirli parayı yıkamanın, en güzel yollarından biri Kentsel Dönüşümdür. Gelecek senelerde ülkemizde, özellikle İstanbul’da Kentsel Dönüşümün başlayacağını bilmeyen kalmadı. Son senelerde zaten, benim tahminlerime göre İstanbul kara para yıkayan Küresel Fonların veya bıyıklı sakallı fonların hedefi oldu. Bu fonların arasındaki anlaşmazlıklar bizi yormasın. Onlar bir orta yol bulurlar.

Beşiktaş’taki ilk Kentsel Dönüşüm Hedeflerinden biri Karanfilköy ve çevresi olacak. Karanfilköy aşağı yukarı 55 dönüm tutuyor. Çevrede kısa sürede bu araziye katılmak istenen geniş alanlarda var. İlk etapta düşündüklerini uygularlarsa arazinin büyüklüğü 150 dönüme kadar çıkar. Zorlu Center AVM’de inşaatın 237 bin metrekare izni vardı. Fakat tamamlandığında inşaat 630 bin metrekareyi buldu. Gerisini siz düşünün.

Lafın kısası Karlıbel az bile söylemiş. Beşiktaş’ta bahsettiğim bu bölüm bile 20 Milyar Doların üzerine çıkar. Uludağ’da oturup buluşanlar bu çapta işi çeviremezler. Ancak ancak sahne önünde bu işin yürütme kısmını hallederler. Bir bakarsınız arkasından sakallı veya bıyıklı bir fon çıkar. Hatta fonun arkasından da İngiltere’den bir tekstilci çıkarsa hiç şaşırmam. Bazen de evdeki hesap çarşıya uymaz.

Etiketler:   Etiket Eklenmemiş.

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

9 + 3 = ?

 




En Son Haberler
AnketTümü
Yeni Sitemizi Beğendiniz mi?
 
haber yazılımı: buki