


Önceki Gün Beşiktaş'ın Efsanevi Başkanı Süleyman Seba'nın Ölüm Yıldönümüydü;
Dünkü maçın ilk yarısında felaket futbolu izlerken onun ölmeden birkaç yıl önce söylediği unutulmaz sözü aklıma takıldı; "Beşiktaş'ı üzmeyin!"
Maç şaka gibi başladı adeta! İlk maçı 4-1 kazanmanın rahatlığıyla başlayan Siyah-Beyazlılar, İstanbul'daki mücadelede daha dakikalar 3'ü gösterirken penaltıdan golü yedi. Bu golün etkisini atlatamayan Beşiktaş, 34. dakikada McLaughlin'ın attığı golle 0-2 geriye düştü.
Ben daha geçen sezonun sonunda bunu yazdım: İşler iyi gitmiyor, Solskjær ile vedalaşın diye.
İlk yarının sonunda ve ikinci yarının başında sahneye Abraham çıktı.
Abraham Top Alamadan Bir Şeyler Yapmaya Çalıştı
Bunlar sıkıntılı durumlar. Tekrar tekrar yazıyorum; sahadaki alarm zillerine bakmalı. Beşiktaş'ın bir sol bek sorunu da ortaya çıkmıştır.
Bu Jurasek'i kim, nasıl aldı? Hiç mi izlenmedi? Beşiktaş, sol bek almasına rağmen bir sol beke daha ihtiyaç duyuyor. Aklım almıyor.
Kırk senelik futbol adamıyım, iki hafta önce lifi atan Mustafa'yı niye oyuna sokuyorsun? Bunun tek sebebi hoca yetersizliği. Kulübede hoca bilgisizliği mi diyeyim, ne diyeyim...
Hiçbir iddiası olmayan bir maça neden sokuyorsunuz? Bir tane futboldan gelen sportif direktör olsa, böyle olmazdı.
Buradan dersler çıkarmak gerekiyor. Şimdi hedef: Eyüp maçını kayıpsız geçerek lige iyi başlamak. Umarım Beşiktaşlılar daha fazla üzülmez.
Fotomaç