Mabet

Alen Markaryan yazdı
Haberin yayılanma tarihi:30 Mart 2016, Çarşamba

Duygusala bağladığım zamanlar hiç objektif olamam,

İnönü yıkılırken de öyle oldu.
Gönlüm elvermemiş, haz almamıştım.
Hele vinci, kepçesiyle yeni açığın altına sembolik yıkım işini yapmak için getirdiklerinde,
Bende fırtınalar kopuyordu.
Kepçe tırnağıyla ilk stat parçasını kopardığındaysa,
Koptum zaten…

***

Sonra yerle bir ettiler güzelim İnönü'yü.
Taş üzerinde taş bırakmadılar…
Ben o zamanlar öyle bakıyordum fotoğrafa,
'Moloz' diye taşıdıkları benim çocukluğumdu oysa.
Yine sonra,
Sanlı Kaptan'ın, Rıza Kaptan'ın sahaya çıktığı yerden,
İş makinaları çıktı orta yere,
Dikildiler.
Aynı karşıda bar iskemlesine oturup,
Tav olduğumuz kıza göz kırpan yalı çapkını gibi,
Dikildiler.

***

Yine sonra bir gün,
Harbiye dolmuşuyla Beşiktaş'a giderken,
Trafik Beleştepe'nin orada sıkıştı.
Yanımda oturan Tuana bana,
"Baba mabet ne güzel oluyor" dediğinde,
Yine koptum.
Meğer mabet ne çok şey ifade ediyormuş bana…
İçimdeki fırtınanın şiddetini tarif edemem size…
Arabadan inip stada koşmak geldi içimden…
Aynı Beleştepe'de biriken kalabalığı dağıtmak için,
"Kapılar açıldı" diye yapılan galeyanın ardından,
Kapalının demir sürgülü kapısına bir solukta vardığımız gibi,
Koşmak geldi içimden…

***

Ondan sonra yavaş yavaş kanıksamaya başladım.
Hatta küçükken 'kibritle oynamayın' derlerdi ama,
Şimdilerde 'Hibritle oynayın' diyorlar diye yazım bile var yani.
İncinen yüreğimi,
Dökülmüş hayallerimi,
Ve yediğim ihanetleri bir kenara bırakayım,
'Önemli olan Beşiktaş'ın bekası' dedim.
Yapım aşamasında hiç uğramadığım,
Şeref Bey Stadı'na adım attığımda,
Kürek tutmaktan nasır tutmuş elleriyle,
Çay ikram etti oradaki emekçilerden biri,
"Abi ben de Beşiktaşlıyım" dedi.
İçim kıpraştı.
Bir adım atmadan,
Biri ufak bir bebe bıraktı kucağıma,
"Abi bir resim" dedi.
E-ri-dim.
Anlayacağınız bıraktığım yerden devam ediyordum.
Cadde ile stat arasını 15 dakikada geçtim.
Anlayın gayri…
Her şey ve herkes aynı sıcaklıkta ve aynı sevgi yoğunluğundaydı.
Yeminlerim vardı ama…
Ne yalan söyleyeyim içim de depreşmiyor değildi hani,
Bir yandan 'kır zincirlerini' diyordum.
Lakin bir yandan da,
Kendimi 1-0'lık Dinamo Kiev maçının son dakikalarında,
Baskı yiyen Beşiktaş kalesi gibi hissediyordum.
Sonra her santimetre karesinde imzamız olan alanın yeni haline tam girecekken,
Çevre düzenlemesi yapılan yerle,
Stat arasındaki topraklı, kumlu bölgede,
Bir dolu delikanlı sardı etrafımı;
"Abi stadı görmemize izin vermiyorlar.
Bir yardımcı olsana bize…"
İnönü zamanı maça giderken,
Gişe önünde, önümü kesip,
"Alen Ağabey bizi maça soksana" diyen çocuklar düştü aklıma,
Sahil kasabasında büyüyüp gençliğinde çekip giden adamın,
Yıllar sonra döndüğünde,
Koskoca bir turizm merkeziyle karşılaşmasının,
Ağır mahmurluklarını beklerken,
"Hale bak!" dedim.
Hâlâ tükürük köftesinin kokusu,
Yine müjgandaki yaş,
Hâlâ can dostlar…

***

Neyse hayırlısıyla giriş yaptım yeni stada,
Ve mükemmel bir manzarayla karşılaştım.
İlk bakışta görkemli bir mimari,
Sonraki gözlemlerimde akustiği tartışmasız bir yapı çarpıyordu gözüme,
Tribünler bayağı bir dikti ama
Olsun!
Biz de sevgimizi katardık içine,
Eğiliverirdi önümüzde.

***

Stadın yapımıyla ilgili süreçten sonra,
Açılışına binaen tasarruflar başladı.
Bizde adettendir!!!
Pişmiş aşa illa su katarız.
İlla bir yerden falso veririz.
Bursa maçıyla açılış yapılmasına karar verilmesi buna en iyi örnektir.
Niye Bursa maçı?
Ne yalan söyleyeyim içime sindiremedim.
Mevzu midemin ortasında boksör yumruğu gibi dururken,
Ani bir doğum haberi daha geldi;
Dedim ya illa falso verilecek diye!
Bu sefer bilet satımıyla ilgili nur topu gibi ikizlerimiz olmuştu.
Kriz ve kaos.
Beşiktaş'ın kendi evinde oynayacağı son 3 maç için,
Üçlü bilet paketi sunulmuştu ortaya…
Defalarca böyle bir uygulama olmayacağı söylendiği halde hem de.
Sonra haliyle taraftar baskısı başladı.
Büyük bir alan savunmasıyla beraber,
Topyekün,
Allah'tan yanlıştan çabuk dönüldü.
Nokta!!!

***

Kızımın 'Mabet' kelimesinden etkilenip içimdekileri dökmek istedim.
Ticari, ekonomik, aşırı borçlanma,
Hiçbir şeye bulaşmadan 'Arı Maya' gibi,
Yalnızca güzel çiçeklere konayım dedim.
Hakikaten nefis bir Şeref Bey'den bahsetmekti amacım.
Lakin ipler senin elinde olmasına rağmen,
Şampiyonluğun bir türlü gündeme alınmamasına,
Ve buna sessiz kalınmasına,
Yan yana duran saflardan,
Bitmeyen gaflardan,
Ayıplardan,
Ardı arkası kesilmeyen dedikodulardan,
Entrikalardan,
Stratejisizlikten nefes bile alamadım ki!..

Akşam

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

10 + 10 = ?

 




En Son Haberler
AnketTümü
Yeni Sitemizi Beğendiniz mi?
 
haber yazılımı: buki