İLKELERİN SÜREKLİLİĞİ ve Sn. FİKRET ORMAN’A SORULAR

Makale yayınlanma tarihi:01 Haziran 2015, Pazartesi - 11:14
zekaigorgulu @ duydukmu.com

Beşiktaş dosyamı karıştırırken sayın Fikret Orman’ın Medya Spor’a verdiği “Beşiktaş”ımıza ilişkin 2008 / eylül tarihli uzunca röportaj dikkatimi çekti. Hoş daha önce de okumuştum. O dönemler muhalefet yapıyordu. Ama bu kez okuduğumda sayın Orman’ın statüsü değişmiş, 2012 yılında muhalefetten yönetime geçmiş ve başkanlığının üçüncü yılındaydı. Dolayısıyla söz konusu röportaj sanki şimdilerde başka bir anlam ifade ediyor, ilkesel süreklilik, samimiyet ve içtenlik açısından söylenenleri daha farklı analiz etmenizi gerektiriyordu. Daha açık bir anlatımla, sizi “o gün/ bugün” ya da “söylem / eylem” birlikteliği arayışına veya karşılaştırmasına taşıyor ve bir sorgulama yapmayı zorunlu kılıyordu. Ben de öyle yaptım ve giderek bu röportajdan alıntıladığım ve aşağıda yer verdiğim sayın Orman’ın bazı tespit ile önerilerinin bugün de geçerli olup olmadığını sayın Başkana sormak, belki de onunla paylaşmak istedim.

Cevap gelir mi bilemiyorum.

1.    “Yöneticiliği sadece futbol takımının yönetiminden ibaret göremezsiniz. Eğer yöneticiyseniz kulübün geleceğini, gelirlerinin yükseltilmesini ve ilkelerin muhafazasını da düşünmek zorundasınız. Siz 1-2 milyon doları bulabilmek için banka banka gezip, yöneticilerinizden para isterken ve 10-15 milyon dolar civarında bütçelerle debelenirken, rakipleriniz 50 milyon bütçelerle uğraşırsa kulübü uçurumun kenarına getirmişsiniz demektir. Bugünkü vaziyet seneler öncesinden de belliydi.”    
Sorular:

•    Kulübümüzün futbol dışı branşlarda bugünkü başarı düzeyi dikkate alındığında sadece futbol takımını yönetmediğinizi söyleyebilir misiniz?
•    Gelirlerimiz yükseldi mi veya yükseliyor mu?
•    Siz de banka banka gezdiniz mi?
•    Yöneticilerinizden para istediniz mi?
•    Kulübümüz rakiplerimize göre uçurumun kenarında mı, değilse böyle bir tehlike söz konusu mu?

2.    “Madem mevcut Beşiktaş yönetimi yeni bir stadyum işine soyundu, birlik beraberlik ruhu için “Fikret sen bu işle çok uğraştın, gel bizimle bilgilerini paylaş” demelerini beklerdim. 2002 döneminde stadyum projesinde beraber çalıştığımız Levent Erdoğan da dahil olmak üzere, kimse bu konuda bana başvurmadı.” 
Soru:
•    Sizin dışınızda da birçok Beşiktaşlı stad konusunda emek verdi, çalıştı. Siz onlara başvurdunuz mu? Yanısıra kulübümüzün ekonomik, sosyal ve sportif geleceği açısından uzmanlara başvurup, onların bilgi ve birikiminden yararlanıyor musunuz? Eğer böyle ise, hangi konularda kimlerle ve nasıl bir yöntem ile çalışıyorsunuz?

3.    “Beşiktaş’ın bugünkü kongrelerini eski kongrelerle, özellikle Süleyman Seba dönemindeki kongrelerle kıyasladığımızda, hem ön sıralarda oturanların, hem de kürsüye çıkıp söz alanların profilinin çok değiştiğini rahatlıkla fark edebiliriz. Kongre üyesi arttıkça, tabiri caizse kötü kongre üyesi iyi kongre üyesini uzaklaştırıyor. Tıpkı ekonomideki “kötü para iyi parayı uzaklaştırır” gibi.” 
Sorular: 
•    Bu tespitiniz başkan olurken yapacağım dediğiniz ama uygulamasını henüz göremediğimiz 100.000 üyeli Beşiktaş ile çelişmiyor mu? Kötü kongre üyeleri artacağı için mi bu sözünüzü gerçekleştirmiyorsunuz?
•    Kongre üyelerinin profilinin olumsuz bir biçimde değiştiğini gözlemliyorsunuz. Peki bunu olumluya çevirme adına bir girişiminiz, uygulamanız var mı?
•    Sizin döneminizde kongre üyesi olanların kötü veya iyi kongre üyesi olacaklarına ilişkin bir kriteriniz var mı? Var ise nedir ve üye seçiminizi buna göre mi yapıyorsunuz?

4.    “Beşiktaş, günü kurtarmaktan öte geçmeyen politikalarla yönetiliyor. Kişiye bağımlı bir kulüp yapısı oluşturuldu.”

Sorular: 
•    Bugün böyle olmadığını anlamak, olmadığına inanmak için “stad” dışındaki fikirlerinizi, görüşlerinizi, projelerinizi ve giderek geleceğe dönük hedeflerinizi açıklıkla paylaşmanız gerekmiyor mu? Bunu yapmadığınız takdirde kulübün size bağımlı olmadığını nasıl savunabilirsiniz?
•    Beşiktaş’ımız “şu an ne kadar para bulabiliriz?” politikasından ne kadar uzaktadır? Ya da onunla ne kadar iç içedir?

5.    “Sorunların ana kaynağı, genel kurul üye yapısı ve kongre fareleri. O günkü şartlara göre, o günkü yalakalık piyasasına göre, o günkü “padişahım çok yaşa”cılığa göre pozisyon alınıp hareket ediliyor. Bunları toplasanız 500 kişiyi geçmez ama, sessiz çoğunluğu yaygara kopararak sindirmeyi başarıyorlar. Kontrol kongre farelerinin eline geçmiş bir kere!”
Soru:
•     Büyük üzüntü veren bu tespitinize katılacak pek çok Beşiktaşlı ve kongre üyesi olmuş ve olacaktır. Ancak aynı kişilerin çözüm beklediği de ortada. Dolayısıyla soru da şu olmakta; duyarlı, özgür ve daha iyi bir “Beşiktaş”a kilitlenmiş bir kongre yapısı oluşturmak için ne yaptınız veya ne yapacaksınız? Tersi bir durum yönetimlerin / iktidarların eleştiri konusu yapsalar da, kongrenin bu yapısından beslendikleri yargısını haklı çıkarır mı?

Sayın başkan; yazımın başında da değindiğim gibi söz konusu uzun röportajınızdan kendimce önemsediğim ve ilkesel bulduğum bazı bölümlerden alıntılar yaparak başkan olmayan ve başkan olan Fikret Orman’ı anlamaya çalıştım. Muhalefet döneminize ait bu tespit ve önerilerinize bugün ne kadar bağlı kaldığınızı, bilgilenmek ve öğrenmek amacı ile sorduğum, cevap verip vermeyeceğinizi bilmediğim sorular ile açmaya çalıştım. 

Umarım cevaplarsınız ve çoğu olumlu olur. Çünkü tersi muhalefetin muhalefet, iktidarın iktidar adına yapıldığını ortaya koyacak, bu durumdan zarar gören, yıpranan tek kurum ise “Beşiktaş”ımız olacaktır. 

Sonsöz: 
Dostluklara, sevgiye zarar vermediği, yürekleri acıtmadığı sürece ilkeler süreklilik göstermelidir. Aksi yalnızca günün koşullarına uyumu ve küçük hesapları anlatır.    

Etiketler:   Etiket Eklenmemiş.

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

7 + 6 = ?

 




En Son Haberler
AnketTümü
Yeni Sitemizi Beğendiniz mi?
 
haber yazılımı: buki