Sayın Başkan’ın bir televizyon programında yaptığı ve 26 Mart 2016 Cumartesi günü yazılı basına da yansıyan açıklamaları Beşiktaş camiasında tartışılmaya ve öncelikli gündem olmaya devam ediyor. Bu açıklamaları neden yaptı? Ya da bu içerikteki açıklamaların farklı algılar yaratacağını, giderek yaşandığı üzere taraftarlar arasında çok da anlamlı olmayan ve gereksiz bir “haklı-haksız” tartışması yaratacağını kestiremedi mi? Veya sosyal medyada sıklıkla dile getirildiği gibi birilerine, bir yerlere mesaj mı verilmek istendi? Bilinmiyor ya da rivayet muhtelif. Belki de Sayın Başkan yeni bir açıklama yaparak gerçekte neyi/ neleri söylemek istediğini açıklığa kavuşturacaktır.
Sayın Başkan ile yönetimine tüm Beşiktaşlılar, gerek yeni stad için, gerekse şampiyonluğunu göreceğimiz futbol takımımız için teşekkürlerini, desteklerini hiç esirgemediler ve sürdürüyorlar. Dolayısıyla camiamız adına böylesine olumlu bir sürecin yaşandığı günlerde Sayın Başkan’ın yanıtlama ihtiyacı duyarak bazı başlıklarına yer verdiğim bu açıklamalarını bir “özgüven/ ego (ben) patlaması” olarak değerlendiriyor ve katılmıyorum.
* “Beni en çok yapamazsın edemezsin diyen Beşiktaşlılar zorladı.” “Sosyal medyada konuşanlara bakıyorum. Passolig olunca stada gelenlerin listesi oluyor. Hiç maça gelmemişler.” gibi yine ayrıştıran, ötekileştiren söylemlerinizden lütfen artık vazgeçiniz ve bütünleştirici olunuz.
* Yönetime talep göstermek ve yönetmek her kurumda çalışmak, emek vermek ile eşanlamlıdır. Eğer çıtayı daha yüksek koyduysanız daha çok çalışmanız gerekir. Bu takdir edilir merak etmeyin. Ama sürekli “4 senedir biz 7/18 çalışıyoruz.” cümlesini kullanıyor olmanızın itici bir nitelik kazandığını lütfen artık farkediniz. 113 yıllık kulübümüze yoğun emekler veren, onun için çok çalışan kişi ve kurumlar olmuştur. Onların ne sıklıkta bu cümleyi kullandığını lütfen araştırınız ve hiçbir başkan ile yönetimin bu yaştaki bir kurum için milat olmadığını ve olamayacağını unutmayınız.
* “Bizi hep halk takımı, her şey bedava diye yansıttılar. Türkiye’nin en klas saray takımı Beşiktaş’tır.” “Halkın değil sarayın takımıyız.” Sayın Başkan, bu büyük camianın saraylı olmak gibi elitist bir savunmaya ve rüşt ispatına ihtiyacı yoktur. Saray’da kurulup halkın takımı olmak çok övünülmesi ve gurur duyulması gereken öykünülesi bir başarıyı anlatır. Lütfen saraylı olmayı da, halkçı olmayı da bilmeyi anlatan bu sentezi ısrarla örnek olarak veriniz ve bu konuda tek ve de biricik olduğumuzu başta kendinize olmak üzere herkese ve her yerde anlatınız.
* “Artık Beşiktaşlılar sokaklarda formalarıyla dik yürüyorlar. Ezilmiş durumda değiliz.” Sayın Başkan Beşiktaşlılar onurlarıyla, gururlarıyla hep dik yürürler. Bu bazen formalı, bazen formasız olur. 113 yıldır böyleydi, sonsuza kadar da böyle olacak. Ezik olmak ne demek? Siz neler söylüyorsunuz? Lütfen Sayın Başkan, hiç olmazsa bundan sonra Beşiktaş camiasını, Beşiktaşlılığınızı ve konumunuzu unutmadan, bu değerlerin farkında olduğunuzu hissettirerek, incitmeden ve yürekleri acıtmadan açıklama yapınız.
Prof. Dr. Zekai GÖRGÜLÜ
