


RÜŞVET, LOBİ VE DİPLOMASİ;
Banka, İran’ın Hindistan ve diğer ülkelerde tuttuğu petrol gelirlerini Türkiye’ye çekti, bu fonları “altın ihracatı” olarak gösterip üçüncü ülkelere aktardı. Belgeler, Halkbank’ın üst yönetiminin işlemlerden haberdar olduğunu ve bu mekanizmanın İran’ın uluslararası ödemelerini sürdürmesini sağladığını gösteriyor.
Halkbank dosyasında sadece finansal değil, politik bağlantılar da tartışma konusu. Davanın yeni aşamasında, geçmişte dosyalarda adı geçen bazı isimler yeniden gündeme gelebilir. Halkbank’ın eski Genel Müdürü Süleyman Aslan, Hakan Atilla isimleri öne çıkarken Zafer Çağlayan, davanın siyasi boyutunun merkezine yerleştiriliyor. Zarrab’ın sağ kolu olarak Abdullah Happani ile Türkiye ile ABD arasında “siyasi çözüm arayışında” yer alan hukukçular Rudolph Giuliani ve Michael Mukasey de dikkat çekiyor. Halkbank’ın ABD’deki Ballard Partners anlaşması da lobi faaliyetlerinin etik sınırlarını tartışmaya açabilir. Soruşturma genişlerse, bazı eski yöneticilerin bireysel olarak da yargılanma olasılığı bulunuyor.
OLASI CEZA SENARYOLARI
Dava sonucunda Halkbank’ı milyarlarca dolarlık bir para cezası bekliyor olabilir. ABD finans hukukuna göre, yaptırımların delinmesi halinde ceza miktarı, işlem tutarının iki katına kadar çıkabiliyor. Buna ek olarak, bankaya uygulanabilecek yaptırımlar arasında, ABD finans sistemine erişim kısıtlaması, dolar transferlerinde yasaklama, SWIFT sistemine sınırlı erişim, yabancı yatırım ve tahvil ihracı yasakları bulunuyor. Bankanın ABD’deki faaliyetleri doğrudan sınırlanmasa bile, bu ceza kararı uluslararası kredi notunu ve yatırımcı güvenini ciddi biçimde etkileyebilir.
Karar sonrası Halkbank hisseleri dün günü %9.99 düşüşle 25.94 seviyesinden tamamlarken, BIST 100 endeksi de %1.14 gerileyerek 10.734 seviyesinde kapandı.
Sözcü