KUL HAKKI

Makale yayınlanma tarihi:16 Kasım 2014, Pazar - 11:45

Siyasi Partilerin Genel Başkanları televizyon yayınları ve Parti Mitinglerinde kalabalığı görünce coşarak, Kul Hakkı’nı yedirmeyeceklerine dair nutuklar atarlar. Bu demeçler ülkemizde sözde kalan, halkın gözüne hoş gözükmek adına yapılan hamlelerdir.

İstanbul’da Kentsel Dönüşüm fırtınası veya tuzağı çoktan başladı. Halkı inandırmak için kullanılan pazarlama taktikleri harika. Binalar çok eski, çoğu deniz kumuyla yapılmış, zemin dolgu depreme dayanamaz. Düşündüğünüz zaman söylenenler doğru. Türkiye’nin de, Depremlerle akraba olduğu diğer bir gerçek. Aklı başında her insan anlatılanlara karşı çıkmıyor. İktidar sahipleri isterlerse ellerindeki son kozu oynayarak bir de zemin etüdü planı hazırlatırlar. Binaları afet bölgesine sokup, daha ucuza kapatırlar.
Şimdi Tarlabaşı ve Sulukule’de gerçekleşen Kentsel Dönüşüm örneklerine bakıyoruz. Burada yaşayan insanlar mağdur edilmiş. Rant uğruna binaları elinden alınmış, bazılarına binalarının gerçek değerinin yarısı verilmiş. Ya da bir kısmına şehrin dışında ucuz malzeme kullanılmış, mali değeri düşük olan katlar verilmiş. Tarlabaşı ‘nda Emlaklar birilerinin eline geçmiş. Bu şahıslar pusuda gerçekleştirdikleri karlı işin sonucunu bekliyorlar. Sulukule’de yapılan inşaatların satışlarından birileri muhteşem kazançlar sağlamış, ellerini ovuşturuyorlar. Ataköy’deki inşaatlar tam bir rezalet. Fikirtepe ise bir muamma. Verdiğimiz misalleri çoğaltmak çok kolay. Yukarıdaki tabloyu incelediğimizde dar ve orta gelirliler İstanbul’da Kentsel Dönüşüm önümüzdeki senelerde tamamlandığında, İstanbul’un dış semtlerine veya başka yerlere göç etmeye mecbur kalacaklar.

Şimdi insan Trakya’da tarımın neden yok edildiğini, orada emlak fiyatlarının neden arttığına bir anlam verebiliyor. Biz normal vatandaşlara İstanbul’un göbeğinde kurulacak yeni rezidanslarda yaşam hakkı yok. Apartman masraflarını yüksek gelir seviyesinde olmayan vatandaşların çoğu karşılayamayacağından, onlara konutlarını satmaktan başka çare kalmayacak. Bir de konutunuzun elinizden değerinin altında alınması veya kamulaştırma tehlikesi var. İnşaatta en aşağı bu semtlerde 20 kat yükseklikler verilecek ya da Beşiktaş’ın Kuruçeşme, Arnavutköy gibi boğaz görünümlü sırtlarına süper villalar kondurulacak.  Herhalde bu rantı paylaşacak kişiler de belirli. Birde bu semtlere gelecek bir sürü başka gelir düzeyi yüksek değişik ülke vatandaşları olacak.

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son Belediye seçimlerinde İstanbul’da Mustafa Sarıgül’ü CHP Büyükşehir Belediye adayı olarak gösterdi. Deneyimli politikacı işadamı Sarıgül seçimi kaybetme tehlikesine karşı Genel Başkandan bazı CHP’nin kaleleri olan ilçeleri kendi adayları için istedi. Seçimden önceki İstanbul’un değerli bazı ilçelerinde aday gösterme kaosunu ve kavgaları yazılı ve görsel basından herkes hatırlayacak. Kısaca perde arkasındaki pazarlıklardan sonra, Sosyal Demokrat Başkan ve çevresi tarafından sus payı olarak, Şişli ve Beşiktaş Belediye Başkanlıkları Sarıgül’e bırakıldıSanki aileden kalan mirası paylaşıyorlardı. Buna bazı ilçelerdeki Belediye Meclisi üyelikleri de dâhil. Genel Başkan ile çevresi seçim yenilgisinde Sarıgül’ün şeytani fikirlerini bildiğinden, kendisini Parti Başkanlığına götürecek yolu tıkadılar. Böylece Sarıgül’ün İstanbul’un delege yapısını dizayn etmesinin önüne geçtiler. Nede olsa Kayıkçı kavgası, seçmenin isteği kimi ilgilendirir.

Geçen hafta CHP Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü Belediyede bir operasyonla Başkan Yardımcısı Emir Sarıgül’ün yetkilerini elinden alıp, bazı müdürleri görevinden aldı. Şişli Gazetesinin haberine göre Belediyede bu gelişmeler ihale yolsuzluklarının sonucuydu. Ertesi gün gazetede yayınlanan haberler daha vahimdi. Sarıgül ailesi emanetçi konumunda getirdikleri Başkan İnönü’ye tepkilerini yandaşlarıyla hemen gösterdi. Gazetenin haberine göre Sarıgül’e yakın çevre Belediyede Özel Kalem Müdürü Emekli Albay Taner Biçel ve başdanışmanı Müzeyyen Kınay’ı hafifçe hırpaladılar. Bu olaydan sonra ortadan kaybolan Hayri İnönü şimdi gizlice Mustafa Sarıgül’le buluşup,bazı garantiler altında barış çubuğu tüttürüyor. Şimdi Atamızın kurduğu CHP’nin geldiği hali düşünün.

Politika da başarı için “her şey mubahtır” sloganını benimsemiş Mustafa Sarıgül, Beşiktaş’a Murat Hazinedar’ı ve bazı Belediye Meclis üyelerini kelimenin tam anlamıyla atadı. Çoğunun da Beşiktaş ile yakından uzaktan ilgisi yok. Bunun dışında eski CHP Beşiktaş İlçe Başkanı Uğur Gedik partinin aday listesini seçimde değiştirdiğinden dolayı partiden ihraç edildi. Partiden ihraç edilen Uğur Gedik bugün hala ne hikmetse yeni Başkanın 20’ye yakın Danışmanından biridir. Danışman deyip geçmeyin, hemen hemen hepsinin bir şoför bir çaycı, bir sekreteri ve dolgun bir maaşı var. Maaşlar toplanan vergilerden geldiğinden, savurganlığı kimse umursamıyor herhalde.

Rantın Kentsel Dönüşümde en yüksek olduğu ilçelerden biri Beşiktaş. Yeni belediye Başkanı siyasi iktidara yakın Medyada ve diğer yayın organlarında bugünlerde programlara çıkartılıp, parlatılıyor.  Tek amaç Beşiktaş’ta Dönüşümün başlatılması adına Beşiktaş ve İstanbul Halkının kafasında bu olayın gerekliliğinin algısı yaratılması. Gördüğünüz gibi büyük kazançların bulunduğu yerlerde hangi partidensiniz önemli değil gerekli ortaklıklar kendiliğinden oluşuyor. Küresel Fonlarda finansman için hazır. Perde arkasında hazırlanan planlarda biz normal vatandaşlara da semtimizin ve bizim geleceğimizi soran yok.

Şimdi hangi “ Kulların Hakkının “ düşünüldüğünü anladınız herhalde.

Etiketler:   Etiket Eklenmemiş.

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

7 + 7 = ?

 




En Son Haberler
AnketTümü
Yeni Sitemizi Beğendiniz mi?
 
haber yazılımı: buki