İşine gelen kişilerin ‘Beşiktaş’ta Demokrasi Var’ demelerine çok bozuluyorum.
Nedir Demokrasi’nin Açılımı?
Denetimin doğrudan doğruya halkın (Üyelerin) ya da düzenli aralıklarla halkın (Taraftarların) özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi.
Bu Tarifin Üzerine Bir-Kaç Soru Soralım
-Beşiktaş’ta seçimler ‘Özgürce’ yapılıyorsa Şunun 500 oyu, bunun 1500 adamı var denilen GRUPÇULARI ne yapacağız?
-Kartal yürekli Beşiktaşlıların, mahkeme koridorlarında camianın haklarını aradığı ve karşılarından BJK Avukatlarını bulduğu ‘Renkli Üyeleri’ nereye koyacağız?
-Kendine ‘Koordinatör’ dedirttiren Levent ÇİFTER ve benzerlerini nasıl anlatacağız.
‘Eşitlik’ meselesine girmiyorum bile. Beşiktaş’ın adam ettiği ve Beşiktaş’a adamlık etmeye kalkan kişilerle ‘Eşit’ olmayı, zaten midem kaldırmaz.
SİZE BİR YÖNETİM ŞEKLİ TARİFİ DE BEN VEREYİM
ARİSTOKRASİ: Siyasi hakların(Seçme ve Seçilme), soylulara, kralın soyundan olanlara ait olduğu yönetimdir.
Burada ‘Soylular ve Kral Soyu Olanlar’ yerine Sistemin adamları, yancılar, peşkeşciler, koltuk sevdalıları, rantçılar vb. tanımlamalar koyduğumuzda sanki bu yönetim şekli izahı Beşiktaş’a daha uygunmuş gibi görünüyor.
Taraf Yâda Zerre Muhalefet Etmeden Söylüyorum
Beşiktaş’ı bu düştüğü kötü durumdan kurtarmaya kimsenin Parası, Bilgisi, Yöneticiliği, Başkanlığı yetmez. Tamda bu nedenle kendi uzmanlık alanında rüştünü ispat etmiş BEŞİKTAŞLI’lardan, acilen bir konsorsiyum kurulmalı. 1 Numaranın kim olacağının da, hiç bir önemi yok. Gönüllerde gerçek amaç; BJK’yı düzlüğe çıkarmak olduktan sonra, egolar ve eski kırgınlıklar tamamen ortadan kalkmalı.
OLMAZSA OLMAZ KURALLAR!
Beşiktaş, yıllar yılı yazılı olmayan bazı Beşiktaşlılık kaideleri ile yönetildi. Ne zaman ki bu kuralları yönetenler kendi menfaatleri için hiçe saydı, işte o zaman BJK freni patlamış bir kamyon misali uçurumdan uçuruma savruldu.
Konsorsiyum’ da Olması Gereken Kurallar
-Bu kişiler, mesailerini sabah-akşam Beşiktaş’a harcayabilmeli.
-Hiçbir, kişisel hesap ve menfaat gözetmemeli. Kulübün, güç ve parasında gözü olmamalı
-Camiayı çok iyi tanımalı. Rantçı çevreler tarafından ‘Kandırılmamalı’
-7 dağın cücesi ile değil, camiayla barışık olmalı. Son 20 yılda Beşiktaş uçuruma sürüklenirken “HESAP SORMAYA” başlandığında, karşısına kim çıkarsa çıksın gereğini yapabilmeli.
Bugün itibarı ile sonuç olarak güç zehirlenmesine uğrayan Fikret Orman ve yönetiminin, artık Beşiktaş’a verebileceği hiçbir şey kalmamıştır. Aslında, çok uzun zamandır durum böyleydi. Ancak, birçok kişi görmedi-duymadı-konuşmadı.
Çünkü işlerine gelmedi...
Hak edene Saygılarımla
Hakan ÖNCÜL
