Son olarak TRT'ye verdiği röportajda “Giriş aidatlarını indirdik seviye düştü, çoluk çocuk kulübe girdi. 120 lira verip hakaret ediyorlar.” sözlerini yakışıksız buluyorum. Bütün bunları işin göbeğinde yaşayan biri olarak açıklık getirmenin uygun olacağını düşünüyorum. Giriş aidatını Fikret Orman'ın düşürmek yerine yükseltmek istediğini biliyorum zira tüzük maddesi olarak ilave edeceğimiz de görüşülmüştü. Ancak o dönemin iki yöneticisi 100 bin üye projesi kapsamında aidatların düşürülmesi şartını öne sürmüşlerdi. Şahsımın ve başkanın da dahil olduğu grup bu projenin gerçekleşemeyeceğini savunan taraftı. Nihayetinde karar alındı ve girmelik ücreti 1.200 TL oldu.
Bu hususu eleştirmek için kullanılan “seviye düştü, çoluk çocuk üye oldu” lafı hiç de yakışık almadı. Tüzükte üye alımlarında “mülakat şartı” işletilmiş olsaydı başkanca “sakıncalı” gruba dahil olanlar ayıklanabilirdi. Milyonlarca seveni olan bir camiayı ayrıştıramazsınız, genciyle, yaşlısıyla onlar her kongre üyesi gibi tüm haklara sahiptirler. Bu hususta başkan Fikret Orman'ın camiaya bir özür borcu vardır. Seviyesi düşük bir camianın başkanının kendi durumunun hangi çizgide olduğunu değerlendirmesi gerekir. Ayıp etmiştir, telafi etmelidir…
Yönetim içerisindeki sıkıntılar zamanla dışarıya vurmaktadır. Bir Tusco Tosic olayı yaşandı. Resmi sitede resimler yayınlandı, indirildi tekrar koyuldu. Bu noktada Ahmet Nur Çebi ve Mete Vardar ve Metin Albayrak başkan tarafından taca atılmıştır. İki yöneticili imza töreninin resmini Metin Albayrak'a baskı yaparak indirten kendileridir, ancak tekrar koyma talimatını veren başkandır. Bu durumu önceki günkü basın toplantısında Ahmet Nur Çebi normal karşıladığını söylemiştir. Bu harekete maruz kalan kişilik bir dakika bile o koltukta oturamaz.
Şimdi kendilerine soruyorum, bu hareket normal idiyse niçin bu olaydan sonraki yönetim toplantısı bitiminde başkan ve konunun içerisinde olan kişilerin yaptığı toplantıdaki sert tartışmalar neden olmuştur. Bu konuda Ahmet Nur Çebi'nin ve Mete Vardar'ın şahsımla paylaştıkları konuşmalar doğru değil miydi? Bunları yazmayı uygun bulmuyorum ama kendilerine bu sözlerini hatırlamalarını öneriyorum. O konuşmaları yaptıktan sonra normal düşünce sahipleri “eyvallah”ı çekerdi.
Defalarca yazıp söylediğim “Futbol şube başkanlığı ve A takım sorumluluğu”nun günümüz kulüp yönetimlerinde olmadığı benim ve bu işi çağdaş kurumsallık çerçevesinde değerlendiren futbol adamlarının tezinin kabul görüp bu işin bitirilmesi doğru bir karardır. Bu noktada Kulüp resmi sitesinden bile duyurusu yapılmayan 2.başkanın “2015-16 sezonun bilgilendirilmesi” toplantısında “biz ayrıldık” açıklaması başkan Fikret Orman'ın ağzından çıkanlara ters düşmüştür. Bu kararı bizzat başkan vermiştir ve doğru yapmıştır. Futbol işlerini başkan sportif direktör atanana kadar kendisi yürütecek, Şenol Güreş kendisine bağlı olacaktır. Çebi'nin “ben futbol şube başkanlığında ayrılacağımı söylemiştim” sözlerinin bir muhatabı bendim ve kendisinin şikayetlerinin neler olduğunu ağzından duyan grubun içerisinde olmam nedeniyle fazlaca kurcalamak istemiyorum. Futbol şube başkanlığının neden ihdas edildiğini benim gibi Çebi de bilmektedir. İcra kurulu başkanlığından alınması, ihale işlerinin mali konularda da finansman sağlama açısından büyük gayretleri olan ve stadın yapımında sorumluluk taşıyan Umut Güner'e verilmesi bana göre olağanüstü bir karardır ve nedenleri değişik değerlendirmelere neden olması cihetiyle de dikkat çekicidir. Yazıp söylenecek onlarca benzer konular vardır, zaman içerisinde bunlar da mutlaka gündeme gelecektir.
Ağaca artık kurt girmiştir, bu durum uzun sürmez, inşallah Beşiktaş bu gelişmelerden sıkıntı yaşamaz… Doğru tekdir, pembesiyle beyazıyla yalanların etkisi anlıktır, günü kurtarmadan başka bir anlam taşımazlar…
Zaman
