Konuya hâkim olanların görüş-eleştiri ve tavsiyelerine değer vermek gerek. Bir kısmı kongre ve cemiyet aidiyetine, giyimlerine, konuşma üsluplarına ve eleştirilerini kişiselleştirmeden dile getirmeye dikkat etmeli. Başkan Fikret Orman ve kurmayları genel olarak eleştiriler karşısında tedirgin oldu. Konuşmacı sayısının yeterliliği oylamasında yönetim tam kadro onay verse de salon karşı çıktı ve önerge reddedildi. İşte bu noktada başkanın tedirginlik yaşayıp ibra edilememe telaşıyla konuşmasında ‘erken seçim' isteğini dile getirdiğini düşünüyorum.
Oysa kimse kendisinden böyle bir talepte bulunmadı. Kongre sonrasında yaptığı ‘Lucescu çalışması seyahatinde' ibra edilmiş olmanın rahatlığıyla daha sağlıklı düşündü. Dönüşte BJK TV'de ayağının tozuyla bu kararını yeniden değerlendireceği anlamı çıkartılan, doğru bulduğum açıklamayı yaptı. Kongredeki beyanını ‘İlla yerine getir' diyecekler olabilir, hatta bunu değişik anlamlarla ifade edenler çıkabilir. Kulübün menfaatlerinin kişisel çıkarlardan önce geldiği hususu tereddütsüz doğru. Sayın Fikret Orman belki de yönetim içerisinde yanında gözüken, gizli ve ikili konuşmalarda ileriye dönük başkanlık istemlerini dile getirenlerden rahatsızlık duymakta. Gerçi zaman zaman abi-kardeş-çocukluk arkadaşım muhabbetleri olsa da bunun ne kadar doğru olduğu ancak yaşayanlarca bilinir.
'Dün dündür, bugün bugündür!' anlayışı
Bu noktada bir sıkıntı da düne kadar Fikret Orman'a etmedik laf bırakmayanların bugün kendisine ve bazı arkadaşlarına yaptıkları, yalakalıkların sınır tanımaz hali. “Dün dündür, bugün bugündür.” anlayışı taşıyanların ne kadar Beşiktaş'tan yana oldukları şüphe götürür! “Beşiktaşlılık mı, çocukluk arkadaşlığı mı, abi-kardeşlik mi, hemşerilik mi önde gelir?”in cevabı doğuştan kulüp sevgisi taşıyanlar için şüphesiz ‘Beşiktaş'tır. Bunu böyle yaşayanlar camia içerisinde hâlâ var ve sayıları oldukça fazla. Bu doğru yoldaki insanlar bazılarının karakterine ters gelebilir, bazılarınca söz ve mimiklerle aşağılanmaya çalışabilirler; ama bu tavır onları yolundan çevirmez ve bu insanlar diğerlerinin kâbusu olmaya devam eder.
Eleştirilerden alınganlık gösterileceğine, gereken cevapların verilmesi her zaman uygun olanı. Tabii ki özellikle hiç kimsenin asla tasvip etmeyeceği insanların aşına, işine ve de özellikle sosyal yaşamıyla ilgili kişisel eleştirilere yanıt vermesi beklenemez. Onları cevapsız bırakmak esasında ayıplarını yüze vurmak anlamı taşır. Kongreden herkesin dersler çıkarması lazım. Başkan, tabloyu gördü. Bundan sonrasında yanlışları dikkatlice analiz edip içerisinden kafasına yatanları ayıklayıp üzerinde düşünmeli.
Öncelikle stat inşaatıyla ilgili konuşulanlar, ihale komisyonu başkanının dosyaları yeniden özel kişilere incelettirmesi, İnşaat AŞ'deki görevlerden alınma yerine ilgililerin pasifize edilmesi anlatılmalı. Malî ve hukuk işlerinden sorumlu yöneticinin kimseye haber vermeden alacaklarını tahsil ederek 5 aydır toplantılara katılmadığı gibi telefonlara bile çıkmayarak kendisine ulaşılmasına fırsat vermemesinin sebeplerine açıklık getirilmeli. “Şüyuu vukuundan beter” sözüne itibar edilip iyi değerlendirilmeli.
Başkan, futbola yöneticileri karıştırmamalı
Futbol şubesi iflas etmiştir, burada yeniden yapılanma zorunlu. Çağ dışı olan futbol komitesi anlayışından vazgeçilmeli. Başkan en azından değişikliğe kadar işin başında olmalı, yöneticileri artık işe bulaştırmamalı. Zira son olaylarda bunun sıkıntıları objektiflerden yansıyan karelerde açıkça görüldü. Malî yapı ve UEFA şartları sıkıntılı bir transfer dönemi geçirilmesine yol açacak. Bu noktada camia ve taraftar, yönetimi anlayışla karşılamalı ve onlara yüreklendirecek destekten kaçınmamalı. Unutulmamalıdır ki, 80'li senelerin sonlarında gelen şampiyonluklar isimsiz kahramanlarca tarihe mal edildi. Yine bilinmelidir ki en büyük ve faydalı transfer, birçok şampiyonluklarda etken olacak Vodafone Arena'dır…
Erken seçim konusu bence kulübün halihazır durumu gereği gündemden çıkarılmalı. Onun yerine kısa vade çözümleri getirilip, yararlanılan yöneticileri daha aktif hale getirip kendilerinden birçok noktada istifade edilmeli. Sadece laf taşıyıp, laf üreten isimler başta başkan olmak üzere herkes tarafından bilinmekte. Bu haliyle işin çözümü kolay. Yeniden bir görevlendirmeyle 2016 seçimlerine ‘es' vermeden gidilmeli…
Atıf Keçeci / Zaman
