Son 2 haftaya baktığımızda, 1 galibiyeti taç çizgisine, öbürünü de hesapta yanlış penaltılara bağladılar. Pöh! Halbuki yanlış, sahibi oldukları atı bağladıkları yerde.
Yanlış orada ama haberleri yok. Sağa sola saldırıyorlar o yüzden. Asıl yanlış, bu mevzuları kâle almakta. Çıkacaksın, yeneceksin, yürüyüp gideceksin aslında. Ama olmuyor işte illa bir yere takılıyoruz.
Evet Aldığımız Her Nefes Bir Ders
İşte Rize maçı. Kale direğinin bir tanesi yok! Abou döndü, postacı kulübede. Eski silahşör ilk 11’de. Biz bunlara bakalım. İlk top meşhur taç çizgisinden (!) çıkınca gülmeden edemedim. Sanki orta saha çizgisi köprüymüş de Rize orayı geçmeye çalışıyor, Beşiktaş ise barikat yapmış, yol vermiyor gibi bir görüntü vardı ilk 15 dakikada. Zaten eski silahşörümüz, eski günler güzelliğinde 19. dakikada öyle bir asist yaptı ki Larin’e, Köprüyü falan uçurdu havaya: 1-0
Çoklu sıkıştırmaların ve amansız baskıların gözümüzü okşadığı yerde, ikinci gol tek gözlü savaşçıdan geldi yine. Rize defansının hatalı pasında araya giren Larin, “Ben affetmem” diyen şarkıcı Bergen gibiydi: 2-0
Oğuzhan, Beşiktaş’ın 3. golünü attığında Sergen Hoca Alanya’dayken Ozan Tufan için söylediği söz geldi aklıma. “Ozan’a futbolcu olduğunu hatırlatmaya çalışıyoruz.” “İşte eski silahşör” dediğim Oğuzhan, yaptığı asist ve attığı golle topçu olduğunu hatırlamaya başlamış. Kendisini tebrik ederiz. 3-0’dan sonra hafif gevşemeler göze çarpmadı değil. Bu minvalde Rize’nin etkili geldiğini ama sonuca gidemediğini, saatin de epey geç olduğunu gözlemledik. Son 10 dakikada tek gözlü savaşçı Larin, Rize defansına kabus olmaya devam ediyor, akıl almaz savunma hatalarını cezalandırmaya doymak bilmiyordu. 4. ve 5. golü attığında hala ilk yarıdaki gibi Bergen’in o meşhur şarkısını dinlemeye devam ediyordu. “Ben affetmem.” Ben yazmaya doydum, Beşiktaş gol atmaya doymuyordu. Hasic’in 6. golü var ki anlatmıyorum. Açın seyredin kardeşim!
Akşam