Bu hafta sonu Beşiktaş’ın 2019 ve 2020 Olağan İdari ve Mali Genel kurulları, olağan bir şekilde gerçekleşti.
Yaşanan küfür, gerilim, yalan dolanlar artık hiçbirimizi şaşırtmıyor. Çünkü hepimiz biliyoruz ki bindirilmiş kıtalarla gerçekleşen bu kongrelerde insan malzemesi bu! Her zamanki gibi park etmenin bir eziyet, içeri girmenin bir zul olduğu; 118 yıllık bir camiaya yakışmayacak organizasyonel yetersizlikte bir genel kurul olacağını tahmin ediyorduk.
Öyle de oldu…
Tabii kongreye katılımın çok olması için tavuk döner, pilav, ayran bedavaydı. Son yıllarda değişen kongre üyeleri beleş yemekler için uzun kuyruklar oluşturdu.
İçeride de durum dışardakinden farksızdı…
Eskiden Beşiktaş mali kongrelerinde Rahmi Koç, Tuncay Özilhan, Ömer Sabancı, Nevzat Demir, Zafer Yıldırım gibi Türkiye'nin önde gelen işadamları, bürokratları ve saygın isimler olurdu. Kongre üyesi Beşiktaş esnafı bile takım elbise kravatıyla katılırdı.
Tribünün ağır abileri bile bir saygı çerçevesinde kongredeki yerlerini alırdı.
Artık kongrenin kalitesi düştü. Ağır abilerin yerini bitirim tipler aldı. Her an patlamaya hazır gibiler...
Hani bir işarete adama saldıracak cinsten bitirimler...
İnsan kongre salonuna girince bir tedirgin oluyor tabii ama tek tesellimiz, bundan daha kötüsü olmaz umudumuz...
Her yıl aynı isimlerin sağa sola bağırarak kendince piyasa yaptığı, aynı şeyleri söylemek sureti ile kürsüde zaman kaybettirdiği gelenekler bu sene de değişmedi…
Dinlenmesi gerekenler dinlenemedi, söylenmesi gerekenler söylenemedi, alınması gereken kararlar alınamadı…
Oysa ki mali kongrelerin ciddi bir şekilde, iç siyasetten uzak, rakamlar ve gerçekler üzerinden yapılarak; Beşiktaş'ın içinde bulunduğu ciddi borç batağından çıkış için camiaya bir umut ışığı göstermek amacında olması gerekir. Camia bu sene de ışık yerine, bol bol laf salatası dinledi…
Peki; bu yılki Mali Genel Kurul'da neler öğrendik?
Beşiktaş’ın parası ile yapılan KPMG raporunun gerçekten olduğunu ama raporun bazı kısımlarının kongrede okunmadığını…
KPMG'nin raporu hazırlarken 3. partilerden bilgi ve evrak talep etmediğini... Dolayısı ile raporun bazı kısımlarının yorum olmaktan öteye gidemediğini…
Yine Beşiktaş’ın parası ile yapılan Ernst&Young raporunun nerede olduğunu kimsenin bilmediğini. (Bu raporun kulübün resmi antetli yazısı ile istenip istenmediğini öğrenemedik)
Eh Mali Genel Kurulu yöneten kişi Yıldırım Demirören'in sağ kolu Engin Baltacı olması da garipliklerin yaşandığı Beşiktaş'ta yadırganmadı. 2012 yılında ibra olmayan yönetimin içinde bulunan bu kişinin oturumu yönetmesi de Seba dönemi sonrası oluşturulan garipliklerinden biriydi.
Eski Başkan Fikret Orman döneminde 102 milyon Euroluk istisnai durum olduğunu ama aynı dönemlerde 6.5 sene İcra kurulu başkanlığı yapan Ahmet Nur Çebi ve yönetim kurulu üyeliği yapan; Mesut Urgancılar, Adnan Dalgakıran, Emre Kocadağ gibi isimlerin bu istisnai durumlardan haberi olmamasını güler misin, ağlar mısın modunda izledik.
Yandaş konuşmacılar özellikle onların bu durumdan habersiz olduklarını vurgulayıp durdular. Belli ki birçoğu talimat almışlar.
Che Guavera Türkiye Ülke müdürü Ali Rıza Dizdar’ın gereksiz gerginliklerinin geçen seneden bu yana azalmadığını, yönetimin mali fotoğrafı çekmesi bile soru işareti iken, elle tutulur, gözle görülür, kabul edilebilir 1 tane finansman projesi ile gelemediğini…
Özetle kongre üyelerinin de yönetimin de mali kongreye hazır olmadığını,
Üzülerek öğrendik…
Bundan sonra ne olacak ? Neler yapılabilir ?
Kati surette, daha liyakatli, iş bilen, finansman projeleri olan, yıpranmamış ve daha önceki yönetimlerin devamı olmayan bir Yönetim Kurulu oluşturulmalı.
Camiaya, acı reçete olduğunu bile bile tüm gerçekliği ile mali durum açıklanmalı.
5 ve 10 yıllık mali ve sportif planlamalar yapılarak, tünelin ucundaki ışık gösterilmeli.
Ha yine hamaset, yine iç çekişmeler, yine kısır hesaplaşmalar devam ederse, 5-10 sene içerisinde gidecek bir kongremiz kalmayabilir.
Bundan sonra ne olur diye bana soracak olursanız...
Başkanın özel ricasına rağmen kongre biterken salonda 300'e yakın kongre üyesi vardı.
Bakmayın fiyakalı sözlere... Başkan ve yönetimin sanıldığı gibi kulüp içinde etkinliği yok.
Kongrede yalan rüzgarı yaşanması Beşiktaş'ı zor günlerin beklediğini gözler önüne serdi.
Tek tek yorumlak istemiyorum ama Çebi başkanlık koltuğunda ama birçok konuda yanlış yönlendiriliyor.
Örnekleri çok ama konuşmasını bitirirken "Basketbolda devrim yaptık. Genç oyuncularımızla birlikte büyük başarılar kazandık" derken alkış tufanı koptu.
Başkanı kim yönlediriyorsa herhalde takımın dağıldığını, genç oyuncuların ayrıldığını ve Beşiktaş'ın bu sezon 7 yabancıyla mücadele ettiğini söylesin.
Mesela voleybol takımının Eczacıbaşı'nın pilot takımı olduğunu...
Ya başkan gerçekleri bilmiyor veya yanındakiler bu gelişmeleri alıştıra alıştıra söyleyecekler.
Ya da Sayın Çebi başkanlığı bıraktıktan sonra 'Ben başkandım bu konulara hakim değildim' diyecek.
Yalçın Karadeniz 6 yıl önce kulübün borcu "2 Milyarın üstüne çıktı" diye açıklama yaptığı için Divan başkanlığından düşürülen ve 5 yıl üyeliği düşen Yalçın Karadeniz'i her gören özür diledi. Karadeniz evliya gibi adam, kendisine 6 yıldır hayatı zindan edenlere gülümsemesi bir hayat dersi gibiydi.
Beşiktaş'ın paraları havada uçuşmuş, birileri yalan söylüyor ama kim bilmiyorum ama mali ve idarı yönetime bakılırsa kulüp felaketin eşiğinde.
Son sözüm şudur... Ahmet Nur Çebi'yi Fikret Orman gibi son bekliyor. Beşiktaş başkanlığı bırakılmaz, son verilir!
Kartalhaber
