BEŞİKTAŞ'IN EVRİM SÜRECİ

Kara Kartalın efsanesi Ali GÜLTİKEN yazdı
Haberin yayılanma tarihi:07 Şubat 2015, Cumartesi

Beşiktaş Kulübü’nün kapısından girdiğim günkü durum şöyleydi; Sıraselviler’de bir binanın bir katında birkaç oda ve bir salondan oluşan idare binası. Bir elin parmağını geçmeyen kulüp emektarları...

 Sıraselviler’de bir binanın bir katında birkaç oda ve bir salondan oluşan idare binası. Bir elin parmağını geçmeyen kulüp emektarları... Akaretler’de iki katlı bir bina ve içinde küçük ahşap bir salon... Şeref Stadı’nda toprak bir zemin... Altyapı için iki katlı içinde fareler gezen, paslı musluklarından zar zor su akan kagir bir bina. Profesyonel takım için ise bir adet soyunma odası, üç duş ve bir tuvalet... Çamlıca Spor’dan malzemeler, ayakkabı olarak ‘Erdal Lastik Krampon...’ Maddi ve fiziki olarak imkanların özeti böyleydi.

Fakat kulüp felsefesi olarak bambaşka bir dünya vardı... Şampiyonluk dışındaki her durum başarısızlıktı... Mutlak başarı ilkesi tartışılmazdı... Maddi ve fiziki imkansızlıklar hiçbir başarısızlığın mazereti olamazdı... Beşiktaş forması bir maça çıkıyorsa o maç mutlaka kazanılacaktı. Her şart altında tek hedef vardı: BAŞARI, BAŞARI VE BAŞARI...

Sonuç: Üst üste şampiyonluklar, namağlup şampiyonluklar, gol rekorları, Türkiye, Cumhurbaşkanlık vs... Yirminin üzerinde de kupalar...

Özetle; bugün Beşiktaş’ın sponsor reklamlarına ilham veren tüm başarılar.

Son günlerde Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında bir tartışma yaşandı. Demeçler süreci, Aziz Yıldırım’ın ilk söylediği “Biz ve başka bir tane daha büyük dışında” diye başlayan sözlerle start aldı. Fikret Orman’ın yaptığı açıklamayla da yön değiştirdi.

Öncelikle şunun altını çizelim; Beşiktaş’ın büyüklüğünü tartışmak ve bu konuda açıklama yapmak Aziz Yıldırım’ın işi değildir. Beşiktaş’ın ne olduğunu tüm Beşiktaşlılar gibi Aziz Yıldırım da çok iyi bilir.

Yukarıda bahsettiğim yokluklardan çok şey var etmiş Beşiktaş’ı da çok iyi biliyor. Yönetici olduğunda Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’a karşı her maçta yaşadığı hezimetleri de iyi biliyor. Gücünü de biliyor...

Fakat Süleyman Seba gibi bir kulüp başkanının dönemini yakından yaşamış, ona hayranlık ve saygı duyan bir yönetici olarak, bugün çok şeye sahip ama başarı felsefesi fakiri bir başkan duruşunu da çok iyi biliyor!..

Onun için böyle konuşuyor... Bu durumu kullanıyor...

Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Başkanı olarak Türkiye’de hiçbir kulübün yaşamadığı olağanüstü bir süreci kulübüyle beraber yaşadı... Haklıydı veya haksızdı işin o tarafına yargı karar verecek.

Hapse giren, o dönemde bile takımını ayakta tutmaya çalışan, süreci yöneten, çıktıktan sonra da aynı mücadele çizgisinde devam eden, hiçbir sportif başarı hedefinden vazgeçmeyen, kriz ve sıkıntılara rağmen başarı yakalayan bir başkan olarak büyük sınavlar verdi.

Bunları yaşarken en ufak bir mazeret üretmedi.

Yaşadığı zorluklardan başarı çıkarabilen bir başkan olarak farklı bir psikolojisi var.

Bu kulübü, yönetenler tarafından getirildiğimiz nokta burası...

Yoklukları sorun yapmadan yoluna kararlı bir şekilde devam eden şampiyonluk dışındaki her dereceyi başarısızlık gören bir felsefeden, bu kadar imkana rağmen sezonları feda eden bir felsefeye geçtik.

Oluşturulan algı operasyonuyla Beşiktaş’ın başarısızlıklarını makul gördük.

Bu evrim yaşanırken yalnızca seyrettik... Şimdi bu durumu başkaları söylüyor diye niye kızıyoruz!..

Ali Gültiken / Habertürk

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

10 + 1 = ?

 




En Son Haberler
AnketTümü
Yeni Sitemizi Beğendiniz mi?
 
haber yazılımı: buki