Gün, Beşiktaş Kulübü’nün yıllık idarî ve malî genel kuruluyla başladı. Fikret Orman yönetimi kendilerinden önceki yönetimlerde yaşanmayan atmosferde, sert eleştirilere maruz kaldı.
Bunda kaybedilen şampiyonluğun etkisi de vardı. Camialarda büyük çoğunluk maalesef malî konularla ve icraatla ilgilenmeyip topun çizgiyi geçip geçmediğiyle meşgul olduğundan değerlendirmeler de bu yönde oluyor. Fikret Orman’a tepkiler ibrasızlıkla sonuçlanmasa bile önemli bir kongre üyesinin tenkitleri karşısında, güven oyu anlamında kısa sürede seçime gideceğini deklare etti ve hava biraz yumuşadı. Demek oluyor ki önümüzdeki ay, 2016 Mayıs’ına kadar görev yapacak yeni bir yönetim kurulu göreceğiz. Bu bana biraz başkanın hislerine mağlup oluşunun sonucu gibi geliyor.
Seyrantepe’ye döndüğümüzde, Beşiktaş açısından kaybedilecek bir şeyin olmaması sebebiyle rahat olunuşunun müsabakaya olumlu aksetmesi beklentisi fazlaydı. Şampiyonlar Ligi şansı bitmiş, ön eleme sonrası katılım hakkını kazanmak için Fenerbahçe’nin son iki maçta 5 puan kaybetmesi ve haftaya Gençlerbirliği’ni yenmek şartı vardı. Düşünmesi kolay, gerçekleşmesi zor bir tabloydu. Konyaspor’un şampiyon adayına çelme takabildiği günümüzde Siyah-Beyazlı takım da rakibini zorlayabilirdi.
Misafir ekip, 3 ilk 11 oyuncusuna başlangıçta forma vermemişti. Gökhan Töre’nin muamma durumu devam ettiğinden 18’de bile yoktu. Slaven Bilic’in genelde 13-14’üncü adam olarak düşündüğü Kerim Frei, Olcay’ın; Atınç Nukan da Ersan Gülüm’ün yerindeydi. Bu sezon genelde alışık olmadığımız bir kadro vardı. Son maçlarda çift santrfor düzeni bu defa, müsabakanın rahatlığından dolayı uygulanabilirdi. Derbinin prestij anlamında önemi ortadayken anlaşılan Slaven Bilic yine ‘Önce kaybetmeyeyim’ mantığıyla hareket etmişti.
Ev sahibi oyuna hızlı giriş yapıp topa sahip olma arzusunu oyununa yansıtıyordu. Siyah-Beyazlılar ise orta sahayı rakibe kaptırmamak için Atiba ve Necip’i de biraz ileriye çıkararak alan daraltıp rakibe alan bırakmama fikrindeydi. Sarı-Kırmızılılar, 11’de Yasin’in iki hamlede yaptığı vuruşla kazandırdığı golle avantaj sağlamıştı. Beşiktaş ise 20’de Demba Ba’nın kafa vuruşunun yan direkten dönmesi sonrasında oyunda dengeyi sağlamayı bildi. Bu anlarda Tolgay ve Demba Ba aşırı top kaybı yapınca ataklar olgunlaşmadan geri döndü.
İkinci yarıya Serdar Kurtuluş-Oğuzhan Özyakup değişikliği yapıldı ve Atiba beke geçip yerini ofansif anlamda daha becerikli arkadaşına vermişti. İkinci yarıya bu defa hızlı giren Beşiktaş baskı kurmasına rağmen 60’a kadar önemli 3 pozisyonu sayıya çeviremedi. Bu noktada Muslera da başarılı müdahaleleriyle rakibine şans tanımadı. Sonrasında da topla daha çok oynamasına rağmen pozisyonları değerlendiremeyen Siyah-Beyazlılar 81’de Sneijder’in ayağından çıkan topla 2 farklı yenik duruma düştü. Hollandalı yetenek Beşiktaş’a ilk golünü atarken Slaven Bilic giderayak son derbisini de kazanamadı. Şimdi Beşiktaşlılar için her umut tükenmiş, Avrupa Ligi tesellisiyle baş başa kalınmıştı.
Zaman
