Beşiktaşlılar Çok Çok Üzgün;
Kafalarda bir sürü soru işareti. Kime nasıl bir eleştiri yapacaklarını bilmiyorlar. Oysa ki ne de güzel başlamıştı sezon. Perşembe akşamı Ajax’a karşı alınan 4-0’lık mağlubiyet her şeyi yerle bir etti. Aslında asıl düşündürücü olan skor değil oynanan mahkûm oyun. Asıl mesele bu. Bakın 2021’de Sergen Yalçın zamanında sakatlıkların da zorlaması ile Beşiktaş dört altyapı oyuncusu ve yedeklerle çıkmıştı Ajax’ın karşısına. Maçı 2-0 kaybetmesine rağmen özellikle ikinci yarı çok güzel oynamıştı.
Ben şahsen Gio Hoca’nın ofansif yanı olmayan, çok da ağır iki ön libero ile sahaya çıkmasını ona hiç yakıştıramadım. Oysa ki bir takımı takım yapan orta alanıdır. Ofansif yönü olmayan, sadece top karşılayan, yana arkaya pas atan oyuncularla kendi kendinizi kilitler rakibe de tüm yolları, özellikle kanatları açarsınız. Bu iki kere iki dört.
Konuya Bir De Bronckhorst Açısından Bakarsak Çaresizliğini De Görebiliyorum.
Elinde şöhretli ama artık 90 dakikayı çıkaramayan yarı emekli oyuncular var. Uçaktan birer birer indirilmiş, bir zafer misali taraftara sunulmuşlar. Şimdi onları oynatmasan olmaz. Bir yandan da hemen bu maçın öncesinde Serpil Hamdi Tüzün üzerinden, “Beşiktaş altyapı takımıdır, geçmişteki başarıları buradan gelir” şeklinde kampanya yürütülmüş. Ve bunun sonucu 17 yaşındaki Mustafa’yı yaşlı ağabeylerinin önüne nazar boncuğu gibi koymuşsun. Zaten oyun kuramıyorsun, tek başına bir santrfor genç de ne yapabilir ki? Sonra 2. yarı Mustafa’yı alelacele alıp Immobile’yi sokuyorsun. Ve Mustafa’yı bitiriyorsun.
Şimdi bu tabloda suçlu kim? Koşamayan, enerjisi en fazla 50-60 dakikalık olan yaşlı futbolcuları alan yönetimler mi, şöhretli futbolcu isteyen taraftarlar mı, gaz veren medya mı yoksa o futbolcuları kullanmak zorunda kalan teknik direktörler mi? Ayrıca bir takımda uyum yoksa, toplama takım hüviyetiyle başarı mümkün mü? Peki uyum nasıl olsun eğer siz her yıl takımı yeniden kuruyorsanız? “30 yaş üstü” takımın uyum için zamanı var mı bakalım? Bakın 2021’de Ajax karşısına çıkan Beşiktaş ilk on birinden bir kişi bile yoktu perşembe akşamı Hollanda ekibiyle oynanan maçta. Oysa ki yapılması gereken çok basit: Tamamen farklı bir stratejiyle ve sabırla, inatla bir kadro oluşturmak. Ve uzun vadede koşan, enerjik, uyumlu, sürekli yenilenen, gelişen bir takım yaratmak.
Ders alalım alalım da bu kaçıncı sınıfta kalışımız? Müfredatı değiştirsek!
Cumhuriyet