Çözen varsa beri gelsin.
Yine bir Başakşehir maçından sonra oynayacağımız maçın arifesindeyiz.
Ben söylemekten bıktım,
Onlar bu enteresan saat ayarından bıkmadılar.
Ne hikmettir çözemedim ya neyse.
Hafta içi kırmızı kart görerek
Takımda büyük yara açan Aboubakar’ı ilk 11’e koymak,
Onu kazanmak adına atılmış son derece rahmani bir adımdır.
O da bundan sonra kendisine yakışanı yapmalıdır diye düşünüyorum.
Macelo’nun da takıma döndüğünü belirterekten maça geçelim.
Maçın ilk 3 dakikalık bölümü
Topun kapalı tribünün önündeki 20 metrekarelik alanı terk edememesiyle başladı.
Garip ama oldu işte.
Sonra Beşiktaş’ın sahasında kalarak rakibini tarttığını gördük.
Hem dengeliydik hem de iştahlı.
İştahlı oyun baskıyı da beraberinde getiriyordu.
Bir ara Antalya orta sahasına çıkış izni vermeyen
Üçlü hatta dörtlü kıskaçla baskı uygulayan Beşiktaş,
Gökhan Gönül’ün ayağından kaleye ilk şutunu gerçekleştiriyordu.
İlk 25 dakika itibarıyla Beşiktaş’ın istediği oyunu kuramadığını
Buna mukabil Antalya’nın da top yapmasına izin vermediğini gözlemledik.
Bir türlü olgunlaşamayan Beşiktaş ataklarına,
Antalya cılız hücumlarla cevap vermeye çalışıyordu, O kadar.
İkinci yarı başladı ama
Biz oyuna bir türlü başlayamadık.
Gereksiz top kayıpları
Zamansız fauller oyunun tansiyonunu hep düşürdü.
Üstelik arkaya atılan toplarda da sıkıntı yaşadık.
Tüm bunların akabinde Fabri yüzde yüzlük topu çizgiden
Şenol Hoca da Quaresma’yı oyundan çıkardı.
Yazının başında Aboubakar için ‘Üzerine düşeni yapmalıydı' dedik.
Yaptı.
Onun üzerine düşen Beşiktaş'ı hep eksik bırakmak.
Arkadaşı acil görüşme odasına alın.
Üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi Adriano’yu verdik ilahlara.
Sakatlandı.
Hücum silahları oyundan çıkmış bir Beşiktaş vardı sahada.
Ve direniyordu.
Bu dakikalarda Fabri'nin hakkını ayrı vermek gerekiyor.
Takımın düştüğü anlarda o yaptığı kurtarışlarla ekstra moral verdi.
Bu maç berabere bitti ama
Dediğim gibi. Bu maçtan çıkacak sonuç
Bir, takımın hücum sorununa bir an önce çözüm bulmak,
İki, Aboubakar’a acil psikolojik yardım.
Hayırlı haftalar.
