Geçen Yıl Binlerce Hektar Ormanımız Yandı Ve Kısa Sürede De Söndürülemedi!
Bunun sebebi olarak da tüm uzmanlar, yeterince yangın söndürme uçağı ve helikopterinin olmamasına bağladılar. Dolayısıyla da geniş ormanlık alanlar yandı. Geçen yıl yangın söndürme işi, ihale usulü ile yabancı bir şirkete verilmişti. Daha öncesinde ise kendi yangın söndürme uçaklarımızla bu işlemler yapılırken, açılan ihalede 5 ton taşıma koşulu ileri sürerek, yerli uçaklarımız ihale dışında bırakılmıştı. Yangınlar devam ederken bizim uçaklar gündeme getirildiğinde çeşitli bahanelerle uçakların faal olmadığı iddia edilmişti.
Bugüne Gelirsek;
Ufak çapta da olsa henüz sıcaklıkların artmamasına rağmen, geçenler de birkaç yerde orman yangınları oldu. Yine hazırlıksız yakalandık ve yangınlar az hasarla söndürüldü. Beyler, Efendiler, Yetkililer; Havalar ısınıyor. Allah korusun, herhangi bir orman yangını olasılığında hazırlıklarınız tamam mı? Orman köylüleri ve sahil bandında yaşayanlar diken üstünde. Çıkın, her türlü plan ve programla yeterli önlemlerimizi aldık. Şu sayıda uçak, helikopter hazır deyin. Ekranlarda her gün nurlu ufuk nutukları atacağınıza, böyle olaylar yaşanmadan önce yeterli tedbirleri aldığınızı duyalım.
Değerli Okurlar; Kutsal kitabımızın ilk emri ”OKU” olmasına rağmen bunlar okumazlar. Sadece kulakları Beştepe’ye dönüktür. Söze de “Talimatları ile...” diye başlarlar.
Bu Hafta Sizi Ağaçla İlgili Alıntı Bir Öyküyle Baş Başa Bırakıyorum;
''Bir ağacın gölgesinde, adam felsefe kitabı okuyordu. Sorular üstüne sorular, adamın kafasını karıştırmıştı. Başını kaldırıp ağaca baktı.
— Keşke ağaç olsaydım, hiç düşünmeden yaşasaydım dedi.
Birden Ağaç Dile Geldi:
— Ben düşünmüyorum belki ama, düşünen insanlara o kadar çok ders verebilirim ki dedi.
Adam Heyecanla:
— Seni dinlemek isterim dedi.
Ağaç Konuşmaya Başladı:
— At o felsefe kitabını elinden, şimdi bana bak ve beni dinle sana on tane hayat dersi vereceğim dedi.
Adam Heyecanlanarak:
— Tamam dedi.
Ağaç:
— Dinle o zaman, dedi ve hayat dersini sıralamaya başladı;
1- Ağaç yaş iken eğilir, ya da doğrulur. Her şeyin bir zamanı vardır. Hayat öğrenme sürecidir, ama zamanlaması çok önemlidir. Siz de bilirsiniz ki “Yaşlı köpeğe yeni oyunlar öğretilmez. Yaşlı kurda yol öğretilmez.”
2- Düşen ağaca balta vuran çok olur. Onun için hayatta düşmemeye dikkat etmek gerek; Güçlüyken gölgene sığınanlar, düşerken baltayı alıp sana koşarlar.
3- Bizi yok etmeye çalışan baltanın sapı bizdendir. Her zaman dış düşmandan korkmayın. İç düşman daha tehlikelidir. Sizin gibi görünüp, size hainlik edecek insanlara dikkat edin. Dişi kıran, pirince en çok benzeyen beyaz taştır.
4- “Ulu çamlar, fırtınalı diyarlarda yetişir” İnsanı geliştiren, mükemmelleştiren zorluklardır. Büyük adamlar, büyük engellerle karşılaşıp onu aştıkları için büyük adam olurlar. Büyük devletler, büyük badireleri atlatarak büyük devlet olurlar. Uçurtma rüzgâra karşı durduğu için yükselir. Engelleri fırsat bilmelisiniz.
5- Bir ağacın kökü ne kadar derinse, boyu o kadar yükseğe çıkar. Kökleri zayıf olan, büyüklüğü taşıyamaz. Onun için kökünüze sahip çıkmalısınız. Kökünü unutan, ya da yok sayan bir ağaç ayakta kalabilir mi? Bir ağaç gücünü gövdesinden değil, kökünden alır. Sizin de tarihiniz olmazsa, nasıl geleceğiniz olacak? Tarihinizi yok sayar ya da unutursanız, nasıl geleceği inşa edebilirsiniz?
6- Ağaç yapraklarıyla gürler. Bir insan da ailesiyle, sosyal çevresiyle güzel olur, onlarla tamamlanır. Onlarla varlığını hissettirir. Onun için sosyal ilişkileriniz önemlidir.
7- Hiçbir ağaç acaba bahar gelecek mi, çiçek açacak mıyım? Diye düşünmez. Kök, gövde ve dallar görevini sessizce ve sabırlıca yaparlar. Siz de baharın gelmesini bekliyorsanız görevinizi şamata yapmadan sessizce, hakkıyla ve sabırla yapmalısınız.
8- Meyveli ağacı taşlarlar. Bilgili, becerikli, başarılı insanlara haset eden çok olur. Bir işe yaramayan, niteliksiz, silik insanlar kimsenin umurunda olmazlar. Onun için başarılı insanlar atılacak taşlara mukavemet edemezlerse, başarılarını sürdüremezler.
9- Her ağaç kendi toprağında büyür. Ağaç, ancak uygun toprağı bulması halinde gelişmesini sürdürür. İnsan yetenekleri de öyledir; Ağaç tohumu gibidir. Uygun zemin bulursa gelişir, yoksa çürür gider.
10- Beşikten mezara kadar ağaca muhtaçsınız. Çocukken beşikte, ölünce tabutta bizimle berabersiniz. Bize hep odun gözüyle bakmayın. Biraz da ibret gözüyle bakın. Sözü şöyle bitireyim, İnsanların kulağına küpe olsun. “Her şey bir ağacı sevmekle başlar.” Bundan sonra bir ağacın yanından geçerken, durun ve şarkımızı dinleyin.
Adam Ağaca Tekrar Baktı “ASLINDA ODUN OLAN BU AĞAÇ DEĞİL, BENMİŞİM MEĞERSE.” diye geçirdi içinden...”
SON SÖZ: “Evrende en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini yitirmiş beyindir.'' EİNSTEİN