İŞTE O AÇIKLAMALAR;
Serdal Adalı, seçildiği takdirde ilk olarak Beşiktaş'ın uzun süredir gündemden düşmeyen ödeme sorunlarını çözeceğini belirtti ve "Beşiktaş sadece bir futbol takımı değil, büyük bir camia. Son dönemde yaşanan kaos ortamının bir an önce sona ermesi gerekiyor" dedi. Adalı, kaosun nedenlerini araştırmak ve camiayı aydınlatmak gerektiğini vurguladı.
Hüseyin Yücel'in Beşiktaş'ın ekonomik durumu hakkında "Beşiktaş'ın sıkıntısı, 50 milyon euro bulunması. Nasıl bulacağını bu parayı tekrar sorayım“ ifadelerine Serdal Adalı, "Kimsin sen ya? Bunu bana nasıl soracaksın?" dedi.
Öne Çıkanlar:
"Kaos ortamının bir an önce Beşiktaş'ın üzerinden kalkması gerkeiyor"
"Seçildiğinizin ertesi günü ilk icraatınız ne olacak?"
Serdal Adalı: "Görünen ortamda, ilk önce, geçmişten gelen, günlerdir konuşulan, Beşiktaş'a yakışmadığı halde gündemden düşmeyen, herkesin bildiği ödeme sorunu var. Bir an önce onları ödeyeceğiz."
Serdal Adalı: "Sadece futbol takımı yok, Beşiktaş koskocaman bir camia. Türkiye'nin bana göre en büyük camiası, son bir aydır, hiçbir Beşiktaşlı'nın hoşnut olmadığı bir kaos ortamı yaşıyor. Ödeme planlaması yapılmış vaziyette. Kaos ortamının bir an önce Beşiktaş'ın üzerinden kalkması gerkeiyor. Seçim atmosferinde ne yapacağız, projeniz nedir, gibi söylemlerin haricinde ilk önce kaos ortamını, neden olduğunu, Hüseyin Bey'den onu rica edeceğim, yaşadığımız rezilliklerin nedenini öğrenmek istiyorum."
"Kaosa neden olan nedenleri halının altına süpürmektense..."
Serdal Adalı: "Beşiktaş'ta hiç böyle bir şey yaşamadık. Beşiktaş'la yan yana gelmeyecek tabirleri duyduk. Kaosa neden olan nedenleri halının altına süpürmektense... Bu hangimiz seçilirse seçilsin geçerli."
Serdal Adalı: "Yaşadığımız ortam, niye, nasıl oldu... Geçen sene yine bir seçim ortamı vardı. Belki bugünkü kriz ortamı yoktu ama o gün de sıkıntılar vardı. O gün de çözümlerini belirttim. Hüseyin Bey'i yıllardır tanırdım, onun da bunları halının altına süpürmek isteyeceğini sanmıyorum, bunları bir konuşup, camiayı aydınlatmamız lazım. Madem bir araya geldik, bunları açık bir şekilde konuşup çözmemiz lazım."
"Seçildikten sonra iki rekat namaz kılacağız"
Hüseyin Yücel: "Seçildikten sonra iki rekat namaz kılacağız. Kızlarımla, eşimle buluşacağım. Yönetimle buluşacağım. Sorunumuz mali. Neyin ne olduğu belli. Zaten işin içinden geliyoruz. Neye ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Bir an önce işe koyulacağız. Beşiktaş'ın 1.5 seneye değil, 1.5 güne dahi güne tahammülü yok. Bir önce kolları sıvayıp işe koyulacağız."
Hüseyin Yücel: "Seçim kararı almayıp, 6 aylık bu görevi devam ettirebilirdim. Yönetimdeki arkadaşların birçoğu devam edelim dedi. Devam etmek istemediğimi söyledim. Başkan istifa ettikten sonra görevi bırakmamız gerektiğini söyledim ama Beşiktaş, kayyuma kadar gideceği için biz bu işin altına elimizi koyduk. Ama camiadan güven oyuna ihtiyacımız var. Darbe yapan adam herhalde olağanüstü seçim kararı almaz diye düşünüyorum."
"Hasan Arat, 'Beşiktaş'ta kimse kalkışma yapamaz' dedi"
Serdal Adalı: "Hasan Arat, "Beşiktaş'ta kimse kalkışma yapamaz" dedi. Duyduğumuz şeyler var. Bunun cevabını Hüseyin Bey verecek. İstifa sürecinde tüm camianın duyduğunu ben de biliyorum. Benim duyduğum, darbeden, artık ne denirse, yönetimin içinde bir bölünme olduğu, Hüseyin Bey'in yardımcı olduğu konularda, yardımcı olmama kararı aldığı, Hasan Bey'in istifa etmesi, Hüseyin Bey'in daha fazla vermeyeceğinden kaynaklanan bir sıkıntı olduğunu biliyorum ben. Ödenmeyen maaşlar, futbolcu ödemeleri, Hasan Bey'in istifa ettiği haftadan sonra, ödemeler yapılmaya başlandı. Madem öyle bir şey yoktu, neden ödemeler bekletildi? İnsanlar bunu görünce, inanıyor ister istemez."
Hüseyin Yücel: "Hasan Arat, istifa etmeden iki, üç gün önce toplantı yaptı ve mayıs ayında aday olmayacağını söyledi. "Sağlığım yerinde değil, zar zor buradayım" dedi. "Herhangi bir istifa sürecine girersem, buradaki arkadaşlarımdan Hüseyin'e destek istiyorum" dedi. Bu açıklamayla, darbe çok tezat birbirine."
"İçeride karışıklık vardı"
Hüseyin Yücel: "İçeride karışıklık vardı. Başkana icraat yapmamız gerekiyor dedim. Brad'e teslim edeceksek, Samet Hoca'yı oradan almamız gerekiyor dedim. Samet Hoca'ya emanet edeceksek, Brad'i almamız gerekiyor dedim. Beni ya azat ya abad et dedim. Akabinde de başkanla istifa etmeden önce, Futbol AŞ'den istifa etti. Sana bağlıyorum futbolu ve ona göre yönet dedi. İlk icraatim Brad'i Maccabi Tel Aviv maçına göndermemek oldu."
Hüseyin Yücel: "O gün, Onur Göçmez istifa ediyordu. Sayın başkan benden rica etti, kendisi de aradı. Temiz bir sayfa açacağımızı söyledi. Brad olmayacak dedim. Mantıklı bir şekilde yöneteceğiz dedim ve istifadan geri çağırdık. Azad - Abat konusuna gelelim. Maccabi maçından sonra, Kaan Bey ve başkana telefon açtım. "Yarın sakın istifa etmeyi dahi aklınızdan geçirmeyin, istifa edilecek bir ortam yok, aksiyon almamız gerekiyor. Hocayı göndereceğiz. Sergen Hoca ile görüşelim" dedim. Başkan bana direkt talimat verdi ve Sergen Hoca ile görüş dedi. Bu işi bir şekilde çözelim dedi. Ertesi gün ne olduğunu bilmiyorum."
"İstifaya çok şaşırdım"
Serdal Adalı: "Hasan Arat'ın bugüne kadar istifa etmemesi de çok enteresan. Başkan istifa etmeden bir gün önce de konuştum. Divan başkanlığına gittim. Çok detayını bilmiyorum. İstifaya çok şaşırdım. Öyle bir havası da yoktu."
Hüseyin Yücel: "Ben dahil 14 yönetim kurulu üyesi var. Neden o gün istifa ettiğini biliyorsa lütfen bağlansın ve anlatsın."
Serdal Adalı: "Görüştüğünüz belli. İyi şeylerin hepsi Hüseyin Bey'in, kötü şeyler Hasan Bey'in. Bana göre öyle bir şey yok."
Hüseyin Yücel: "Hiç öyle bir şey söylemedim."
Serdal Adalı: "İstersen gel dedim. Daha sadece, daha Beşiktaş'a yakışan hareketler, şova gerek yok dedim. Hüseyin kardeşim onu da yanlış anladı O şekilde ayrıldık. "Bana yardımcı olur musun?" dedi. Ondan sonra aramızda başka bir konuşmayla gülüştük."
Hüseyin Yücel: "Parasal konularla ilgili fikir jimnastiği yaptık. Serdal Adalı burada sürekli bir algı peşinde! Diğer taraftan ikinci başkanlık teklifinde bulundu. Onun söylemine karşılık olarak, "Ya olur mu, o zaman sen gel ikinci başkanım" ol dedim. O da güldü, "Olur mu böyle şey?" dedi, sonra ayrıldık."
"Bizim yoğurt yiyişimiz farklı"
Hüseyin Yücel: "Bizim yoğurt yiyişimiz farklı. Camia, birleşmenin iyi olacağını düşünüyor. 1+1 her zaman 2 etmiyor. Burada da olmayacağından eminim. Ben kaybedersem, destek vereceğimi söylüyorum. İçeride bulunan 10 milyon euro'yu bağışlayacağım."
Serdal Adalı: "Zaten bağışlama sözün var."
"13 milyon euro verdim"
Serdal Adalı: "Verdin mi 10 milyon euro?"
Hüseyin Yücel: "Verdim, 13 milyon euro verdim. Soruyorsunuz, cevap veriyorum."
"50 milyon Euro'yu buldunuz mu?"
Serdal Adalı: "Zaten vereceğim, hibe edeceğim dedi."
Hüseyin Yücel: "Geldiğimiz noktada kulübün dönebilmesiyle ilgili 35 yakın rakamlar... Para konuşmayalım."
Serdal Adalı: "Konuşmayalım, konuşacaksam başka söyleyeceklerim olacak."
Serdal Adalı: "Sana bir teklifim var. 600 milyon lira yollayayım bankaya, sen al paranı. 10 milyon euro'yu da hibe ettin, edeceksin. Geriye kalan alacağını da nasıl istiyorsan vereceğim sana, kapatalım."
Hüseyin Yücel: "Para konuşmayalım da mayısa kadar 50 milyon euro'yu buldunuz mu?"
"Paranı vereyim bitirelim"
Serdal Adalı: "Bu para işlerini bitirelim. Her gittikleri yerde, 35 milyon euro kasa kolaylığı sağladım, Halk Bankası'ndan kredi kullandım, ben yarın 600'ü yollayayım, sen al paranı. 10 milyon euro'yu da hibe ettin zaten. Hangi şekilde kullanırsan kullan, şu para işlerini bitirelim."
"Bir sene oldu"
Serdal Adalı: "Hüseyin Bey'e yakıştıramıyorum. İstersen gel, mayıs ayında birlikte çalışalım. Şu içinde olduğumuz durumda, bu yönetimde, camiadan bana da geliyor, "Hüseyin Bey ile çalış" söylemleri ama bir senede ne oldu, niye açıklama yaptı Samet Hoca."
"Nasıl bir yönetim kurulu bu?"
Hüseyin Yücel: "Çıkıyorum televizyonlara, soruyorlar. Ben bugüne kadar, bu seçim sürecine girene kadar benim yaptıklarımı bilen var mıydı, başkan bile bilmiyordu. Kaan vasıtasıyla talepte bulunuyordu."
Serdal Adalı: "Nasıl bir yönetim kuruluydu, kimse kimsenin ne yaptığını bilmiyor."
"Kimseyle konuşmadım"
Hüseyin Yücel: "Kimse ne olduğunu bilmiyordu, bunları kimseyle konuşmadım, hava atmadım. Sadece saymanımız Kaan Bey olduğundan, onunla bu süreci yönettik. Kimsenin kimseden haberi yok diyorsunuz, savcılığa vereceğini söylüyorsunuz."
Serdal Adalı: "En ufak bir şey bulayım, vereceğim."
Serdal Adalı: "Şu andaki açıkladığınız bilanço zamanına kadar, bu yaptığınız transferlerin bir tanesi hesapta yok. Divan kurulunu neden iptal ettiniz?"
Hüseyin Yücel: "Onu Divan Kurulu'na sormanız lazım."
"Tevfik bir şey söylemedi"
Serdal Adalı: "Divan Kurulu yapsaydınız, kendinizi savunsaydınız. Divan Kurulu, Beşiktaş'ın en önemli kurumlarından biri.
Hüseyin Yücel: "Ortalık yangın yeri. 29'da seçim var. 27'de Divan Kurulu... Divan Kurulu için ben pozitif cevap verdim."
Serdal Adalı: "Tevfik Bey, hiç öyle bir şey söylemedi."
"Olumlu tavır koydum"
Hüseyin Yücel: "Divan başkanı ile en son iki gün önce buluştuk. Orada bile bu konuyu tartıştık. Seçime kadar divan kurulunu yapabilir miyiz? Ben yine olumlu bir şekilde divanın yapılması için tavır koydum."
Hüseyin Yücel: "Madem ben bu kadar tu kakayım neden ikinci başkanlığa beni çağırıyorsunuz?"
Serdal Adalı: "Şu transfer, "Ben yapmadım, şu ödeme, "Ben bilmiyorum." Sahip çıktığın 3 transfer var. İkinci başkanın "Haberim yok" diyebileceği abes bir durum. Tüzük gereği, her transferde imzanız var."
Hüseyin Yücel: "Ben sorumluluktan kaçmıyorum, inkar etmiyorum."
Joao Mario transferi hakkında
Hüseyin Yücel: "Hocayla görüştürdüler beni. FaceTime yaptık Gio ile. Hoca son derece oyuncuyu istediğini söyledi. Ben kanatla ilgisi olmadığını söyledim. Thierry Henry hikayesi. Akabinde başkanla görüştük, "Hoca çok istiyor, böyle olacaksa alalım" dedi. Sonuçta başkanımız, son kararı o verir. Haberim yoktu değil, tabii ki haberim vardı."