Şenol Güneş’in olağanüstü hal ilan ettiği Dört maçlık trafiğin enerji deposundaydık dün gece. Lizbon ve G.Saray maçlarının şarj aleti de diyebiliriz bir nevi.
Maçı alırsan enerjisi yüksek
Özgüveni gelişmiş
Etki alanı büyük bir mecra yaratılacak.
Bütün bir hafta bu işlendi futbolculara.
Bunun üzerine hesaplar yapıldı
Ve öyle çıkıldı sahaya.
***
Ama maç, şarj aletini evde unutmuşuz da
Onun şaşkınlığını yaşıyormuşuz gibi başladı.
Zira daha hemencecik Beşiktaş defansının arasına atılan bir top var
Güray ile Tolga’yı karşı karşıya bırakan.
Top ağlara gittiğinde dakika henüz 3’ü gösteriyordu: 0-1.
10 dakikalık bocalamadan sonra
Yine sağlı sollu atak geliştiren bir kimliğe büründük.
Gol gelmedikçe telaşın arttığı
Hareket hakimiyetinin azaldığı
Bir panik yaşıyorduk.
Atılacak bir gol her şeyi eski haline döndürebilirdi ki
Quaresma’nın altı pas içinde akıllara zarar kaçırdığı gole şahit olduk.
Ha keza bir dakika sonra Gomez de öyle.
Topun inadı tutmuştu ki
Ani bir kontrada ikinci golü yedik.
İlk yarı biterken not olarak düşmek zorundayım ki
Akhisar kalecisinin kurtardığı topların
Tabelaya direkt etki ettiğini düşünürsek
Beşiktaş’ın yediği ikinci golü, ders tahtasına çıkarmamız gerekiyor.
Heyecan kasırgası şeklinde geçen ikinci yarıda
Futbolun bütün negatif bileşkeleri Beşiktaş üzerine kamp kurmuştu sanki.
Top, bütün inisiyatifini rakipten yana kullanıyordu bu sefer.
Bu arada rakibin akıllı oyununu da iliştirelim bir köşeye.
Cenk Tosun ile ikinci yarıya başlamak
65’te Gökhan Töre değişikliği
Hep umuda hamleydi!
Lakin umudu yakalamak için
Hayallerinin olması gerekirdi ki (!!!)
Biz bu maçlığına bütün hayalleri askıya aldık.
Akşam
