BURASI BEŞİKTAŞ HERKES KENDİNE GELSİN!

Beşiktaşlılar için atlatılması ve kabullenmesi çok zor ve üzüntülü bir hafta sonu daha geride kaldı.
Haberin yayılanma tarihi:07 Kasım 2020, Cumartesi

Eminim ki milyonlarca Beşiktaşlı da evlerinde daha da acısı beyinlerinin içlerinde Beşiktaş’ın bugünü ve bugününe getiren süreç için sorgulama yapmaktalar.

Gelinen durum sadece bir maç kaybı ya da deplasmanda şanssızca kaybedilen 3 puan olarak yorumlamak fazlaca iyimserliğe girer. Yoksa maç sonraları skora göre yazı ve yorum yazmadığımı bu siteyi takip edenler ve camiayı bilenler bilir hatta skora göre yazı yazmayı ve skora göre yönetim, futbolcu ve teknik ekip eleştirmeyi kolaycılık addederim. Ama, kocaman bir ama, gelinen nokta bir maç kaybı değil,

Beşiktaş’ın sıradanlaşması, rekabetçi gücünü yitirmesi ve en acısı kaybetmeye alışması Beşiktaşlıların içine sinmiyor. 

Teknik Direktör Sergen Yalçın'ın açıklamalarından başlarsak fecaat daha fazla ortaya çıkıyor. Sergen Hoca futbolcu olarak bir Beşiktaş efsanesidir ve Beşiktaş’ta teknik direktör olmayı sonuna kadar hak etmiştir. Bu konuda bir beis yok ama kadro planlaması hataları, malum parasızlık süreci, süreci iyi yönetemeyen yönetim kadrosu üzerine de başarısızlığın getirdiği hedefsizlik motivasyonsuzlukla birleşince bu açıklamalar aslında normal karşılanıyor. 

"Welinton’a kötü dediniz ama çıkınca ne oldu gördünüz" söz;  hem Wellinton’un kalitesiz olduğu hem de Monteronun daha da kalitesiz futbolcu olduğu olgusunu doğurur.

Üzerine de bireysel hata konusundan Ersin ve Utku'ya yüklenince zaten kısıtlı olan kaleci ve defans kurgusunu tamamen demoralize ederek bitirir. Kaleci konusunda kalecilerin yeterli olduğu ve kaleci istemediğini söyleyen Sergen Yalçın'ın bugün bireysel kalitesizlikten dert yanmamalı ya da Sergen Hoca'nın geçtiğimiz haftalarda basına açıkladığı konular daha dikkatli incelenmeli. Bence en önemli açıklaması “Beşiktaş tarihinin en zor hocalığını yapıyorum” cümlesidir. Bu açıklamanın içeriğiyle ilgili 12 ciltlik Meydan Larousse ansiklopedisi yazılır. Bu yüzden tek başına Sergen Hoca ve teknik ekibine yüklenmek ve başarısızlığı sadece onlara yıkmak bana çok doğru gelmiyor. Hataları var mı evet var hatta kısaca söylemek gerekirse; Adem Ljayic’in kazandırılamaması, kaleci transferinde ısrar etmemesi, sistemine göre golcü aldırtamaması, oyuncu değişikliklerindeki hataları, Ajdın Hasic’ten gerekli katkıları alamaması...  Yani takımı eldeki imkanlar ölçüsünde hazır tutamaması denilebilir ama içerideki daha doğrusu kulağımıza gelen maddi ve manevi zorluklarda da hakkını teslim etmek gerekir. Neler yaşanıyor, nelerle uğraşıyor, nelere göğüs geriyor bir Sergen Yalçın bir Allah bilir.

Çok kısa değinmeden geçemeyeceğim. FK Gaziantep’in hocası Sumudica maçta yaptığı spor ahlakına sığmaz hareketleri nedeniyle Beşiktaş Yönetimi'nden küçük tepki bekliyoruz ama ona bile ses çıkaramayan başkan ve yöneticiler...

Bu kadar şaşalı, bu kadar güçlü şekilde yönetime gelip geçen 1 yıl 1 aylık sürede Beşiktaş'ı yokuş aşağı tam gaz uçuruma sürmesine de artık birileri 'Dur' demeli.

Bugünkü Beşiktaş Yönetim Kurulu'nun  en büyük şansı tüm dünyayı kasıp kavuran COVİD-19 süreci içinde bulunmamız ve bu sebepten maçların seyircisiz olması. Bu ağır hasarlı gidişat seyirci önünde yaşansaydı maalesef Beşiktaş Yönetim Kurulu üyeleri koltuklarında bu kadar rahat, bu kadar pervasız , bu kadar umursamaz oturmalarına izin verilmezdi.

Tam tamına 1 yıl 1 ay oldu seçileli...

Yazılarımı takip edenler bilir; Sayın Ahmet Nur Çebi’nin aday olması için de seçilebilmesi için de inandığım değerler ve en önemlisi Beşiktaş'ın al-i menfaatleri için destek verdim. Pişman mıyım? Evet! Güçlü başkan ve güçlü yönetim söylevleriyle gelip Beşiktaş'ı elektrik parası ödeyemeyecek noktaya getirdiler. Elektrik parası sadece bir örnek ama 1 yıl 1 aydır yani yönetim sürelerinin üçte biri bitti yarısına doğru ilerliyoruz, tek söylev eskiden kalan enkaz devraldık söylevi. Biz de biliyoruz, camia da biliyor enkaz devraldığınızı. Fikret Orman yönetiminin son dönemi h büyük hayal kırıklığıydı ama kalan yekün üzerine yok edebiyatı yapmaktan başka ne yapıldı? Yönetici  Adnan Dalgakıran’ın da verdiği demeçte olduğu gibi tek atımlık kurşunumuz 2. Feda yani Bırakmam Seni kampanyası büyük başarısızlıkla sonuçlandı. Başarısızlıktan daha acı olan Sayın  Dalgakıran’ın “Fenerbahçe daha başarılıydı çünkü kendi kampanyalarını 20-25 kişilik ekiple organize olarak yaptılar ama biz 1 kişiyle yaptık” itirafıdır. Zaten tek atımlık kurşunumuz var onu da havaya attık demenin kibarcasını yapmış Sayın Dalgakıran. Daha komiği alt tarafı siyah “Bırakmam seni” tişörtleri aylarca hazır olmadı. Parasaldan öte kampanyanın en önemli tanıtımı ve reklamı olacak amiral gemisi tişörtleri bile taraftarla buluşturulamadı. 
 
Tüm Beşiktaşlıların aklındaki ama yanıt bulamadığı soru ise birkaç televizyon programında verilen vaatlerin ne kadarı gerçekleştirildi?

Milyonlar havada uçuşuyordu. Amerika’dan, Avrupa’dan milyonlar gelecekti; geldi mi? Örnek olarak olarak yönetici Fatih Avşar'ın söz verdiği milyonlar kulübün kasasına girdi mi? Açıkçası tüm camia kulübün kasasına giren kampanya miktarını ve vaatlerin gerçekleşme yüzdesini merak etmekte. Eğer vaatler yerine getirilmediyse kimlerin ne vaat verip yerine getirmediği kamuoyuyla paylaşılmalı.

Geçen sene son dönemde futbolda elde edilen sportif başarılar ve Trabzonspor’un UEFA cezası alması sayesinde Şampiyonlar Ligi piyangodan çıkmıştı.

Sezona elenerek başlamak büyük hayal kırıklığına neden oldu.  Doğru planlama ve kurgu ile muhtemel Şampiyonlar Ligine katılması durumunda gelecek en az 50 Milyon Euroya yakın gelir hem bankalara karşı Beşiktaş'ın elinizi güçlendirecekti. Ne yapıldı? Ne kadro kurgusu, ne hazırlık, ne planlama yaparak PAOK gibi bir takıma elenildi ve Beşiktaş Şampiyonlar Ligi'nden gelirinden mahrum bırakıldı. Bu gelirden olma durumu sadece bu yıl için büyük kayıp değil aynı zamanda gelecek senenin rekabetçi planlaması için de büyük handikap çünkü Avrupa'dan gelecek gelirler sayesinde gelecek senenin limitleri de yüksek olacaktı. Transfer, kadro planlaması ve başarı yakalama konusunda Beşiktaş'ın eli rahatlayacaktı. Sonuç? PAOK gibi bir takıma elenildi! Hadi Şampiyonlar Ligi gitti Avrupa Ligi ve göreceli az da olsa oradan gelecek gelir de bu yokluk sürecinde işimize yarayabilirdi ama orada da Rio Ave diye bir takıma elenildi. Üzerine de ligde neredeyse 8. Hafta havlu atma durumuna gelince elde hem parasal hem de sportif olarak kocaman bir yokluk kaldı. 

Daha 2-3 sene önce Beşiktaş, Bayern Münih’i eleyebilir mi diye düşünürken Konyaspor’dan Fk Gaziantep’ten 3-4 yiyen ve yenilen bir takım haline dönüşüldü.

İşletme tabiriyle bakarsak olaya sürdürülebilir başarıdan sürekli başarısızlığa kalitesizlik maliyeti yüzünden gelmiş iflas durumunda bir yapı göze çarpıyor. Bilimsel terimler kullanmak durumunda kaldım çünkü Beşiktaş’ın da Türk Futbolunun da geleceği bilime, liyakat ve tecrübeye önem vermekten geçiyor olduğunu acı tecrübelerle yaşıyoruz. Liyakatin, bilginin ve bilimin neden çok önemli olduğunu Sayın Onursal Başkan Süleyman Seba çok güzel özetlemiş zamanında” Paralarıyla başkan olacaklarını sananlar, bu camiadan silinir giderler” tee 1991 yılında. camia olarak bunu algılaması biraz geç oluyor. İleriyi çok iyi gören bir onursal başkan varken onu dinlememenin acısını bugünlerde iyice gün yüzüne çıkıyor.

Sayın Süleyman Seba’nın başkanlığı bıraktıktan sonraki sürece bakarsak... Serdar Bilgili-Yıldırım Demirören-Fikret Orman-Ahmet Nur Çebi yönetimlerini ben matruşka yönetimler olarak adlandırıyorum. Ya aynı isimler ya da aynı zihniyet devam etti hep. Güçlü başkan güçlü yönetim diye destek verdiğimiz Ahmet Nur Çebi yönetim kurulu incelendiğinde bu matruşka yönetimlerden çıkan isim veya profesyonel yöneticiler ya da parayla satılmış yönetim kurulu koltuğu ve o koltuk sayesinde PR ve reklam yapmaya gelmiş isimler ve firmalar bize sırıtıyor. Bu bile başlı başına Beşiktaş’ımızın düştüğü durumu açıklamaya yetiyor. 
 
Bizi batırdı denilen, enkaz devraldık denilen Fikret Orman yönetiminin finanstan sorumlu çalışanını CFO ‘sunu sırf bilgi sızdırıyor diye CEO yapıp net 72 bin TL maaş artı bir sürü yan gelir vermenin mantıklı hiçbir açıklaması olamaz.

Ya da ahbap çavuşu Fikret Orman'ın sağ kolu Cenk Sümer’i önce Futbol A.Ş’ye  murahhas üye yapıp başarısızlık ve beceriksizliğinin ardından ne alakaysa pazarlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı yapılma durumu ve maaş durumuna gelmesi de kabul edilemez. Adnan Dalgakıran’ın yönetim kurulu toplantısında sesli dile getirdiği "Ya Seçil Aygül ve Cenk Sümer gider ya da ben istifa ederim" çıkışı bakalım nereye varacak. Kulübü yönettiğini sanan ve yönetim kurulu toplantılarında toplantılarında "Kulübü yönetecek kişi Genel Sekreterdir" deyip okları üzerine çeken Sayın Mesut Urgancılar iletişimi de bırakan Adnan Dalgakıran’ a karşı ne hamle yapacak? 

Yukarıdaki basit durumdan yola çıkarsak Beşiktaş Yönetim Kurulu kendi içinde 3'e, 4'e bölünmüş durumda ve (bu da ayrı yazı dizisi konusu) devam ediyor olma sebepleri ise varlıklarını sürdürmek ama gidişat inceldiği yerden kopacak gibi gözükmekte.

Zaten elde tek teknik direktör değiştirme hamlesi kaldı bir sonraki hamle ise meşhur 3 mektup da sen yaz mottosu. Muhtemel mayıs seçimi yaklaşmakta ve camianın beklentisi olmayınca olmuyor daha fazla zorlamadan sine-i Taraftara geri dönmeniz. Ayrıca taraftar olmayan PR ve reklam için orada olan yöneticilerin sine-i şirket, sine-i iş hayatı, sine-i cemiyet hayatına dönmeleri...

Hiç kimse merak etmesin; Beşiktaş sahipsiz de değildir ve kaderine de bırakılamaz ve bırakılmayacaktır. Camia içinden kulağıma gelen hazırlıklar ve planlamalar mevcut. Gözlemlediğim kadarıyla matruşka sisteme karşı şekillendikçe ve kendileri istedikçe bu mecra Beşiktaş’a elini taşın altına sokmak isteyen herkese açık. 1903 yılında kurulmuş ve Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyeti’ne kalan en önemli bakiye ve marka Beşiktaş’a hiçbir şey olmaz kimse umutsuzluğa düşmesin. Sadece sabır diliyorum. 
Beşiktaş başkanı Çebi ve sayın yöneticiler lütfen burasının Beşiktaş olduğunu unutmadan başarısızlığınızın gereğini yapın ve Beşiktaş'ın önünü açın. 

Erce Kaftan / Kartalhaber

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

10 + 8 = ?

 




En Son Haberler
AnketTümü
Yeni Sitemizi Beğendiniz mi?
 
haber yazılımı: buki