Beşiktaş, Demba Ba ve Atınç Nukan'ın satışlarından gelecek paralarla biraz daha rahat hareket etme şansını yakaladı. Sağ ve sol bek mevkilerine takviye gerçekleştirildi.
Stoper işi çözülme aşamasında. Sol kanat ve santrfor konusunda gündemde çok isim var. İlginç gelişmeler, Robin van Persie üzerinden gelişti. Tribünler önemli bir golcünün mutluluğunu yaşarken işin terse dönmesi ve futbolcunun Fenerbahçe'ye imza atışı, hayal kırıklığı oluşmasına sebep oldu.
Sonrasındaki demeçler, tam anlamıyla adam kandırmacaya dönüktü. Başkan, “Biz 2-3 ay öncesinden konuşup anlaşmıştık.” dedi. Oysa bahsettiği zaman diliminde UEFA malî yaptırımları yüzünden kısıtlama vardı. Başkan camiayı onurlandırma düşüncesinden olsa gerek yine beyaz bir yalan söylemişti! Öyle ki Demba Ba'ya teklif geleceğini ve Senegallinin 13 milyon Euro'ya gideceğini rüyasında görse inanmazdı. Onun beyanatlarının ardından Fenerbahçe başkanının, “Kafamı kızdırmasınlar.” şeklindeki sözleri hiç hoş değildi. Bu noktada söyleyen kadar söyletmeye zorlayanlar da yanlıştı.
Robin van Persie işi boş çıkınca taraftarlar arasında yükselen tansiyonu ve tepkileri aşağıya çekme yolunda çareler arandı. Daha önce Yıldırım Demirören döneminde Mehmet Topuz Fenerbahçe'ye kaptırılınca acilen büyük bonservis bedeliyle Nihat Kahveci alınmıştı. Sonrasında istenilen yarar sağlanamamış, gelişi gibi ayrılışında da 4 milyon Euro civarında bedel ödenen Nihat'ın sözleşmesi feshedilmişti. Şimdilerde denenmiş yola başvurulup Ricardo Quaresma adı ortaya atılarak gönül almaya yönelik çalışmalara tanık oluyoruz.
Portekizli yetenek seyircilerin aradığı, görsele de dayalı bir oyuncu tipi. Gidişinden bu yana 3 sezon geçti. Birleşik Arap Emirlikleri'nde tutunamadı, ülkesine döndü ve kendini buldu. İstanbul'daki döneminde takım içerisindeki yabancılar gibi eğlence ve gece hayatının içerisinde olmadı. Yıllık 3 milyon 750 bin Euro kazanırken fazlaca yarar sağlamadı. Şimdi 1,6 milyon Euro karşılığında vereceklerini izleyip göreceğiz.
Transferin yapılışı değil de sonrasıyla ilgili tereddütlerim mevcut. Quaresma'nın mukavelesi feshedildiğinde açıklamalar vardı. Bazılarını aktarayım… Quaresma vedasında, “Beşiktaş gibi büyük bir kulübe daha yüksek kapasiteli yöneticiler lazım.” demişti. Bahsettiği ve yetersiz gördüklerinden Başkan Fikret Orman sessiz kaldı. İkinci Başkan Ahmet Nur Çebi eleştiri karşısında bir gazetede şu ifadeleri kullandı: “Quaresma'nın gerçek yüzünü ve karakterini ilerleyen günlerde herkes görecek! Zaman bize her şeyi gösterecek. Quaresma'ya 5 milyon değil, 5 Euro bile ödeyen olmaz.” Çebi, Aydın Üniversitesi'ndeki panelde ise şu cümleleri kurmuştu: “Quaresma burada ve BAE'de oynamadı. Peki Porto'da neden oynadı? Ona ne yaptık da burada oynamadı? Onu sabah 5'te uğurlayanlar varsa, oynamamasının nedeni budur.”
Suçlamalara konu yönetici Serdar Adalı da ‘Haber1903' adlı sitede ağır ithamlarda bulunmuş ve şöyle demişti: “Çebi ne demek istiyorsa açıkça söylesin. Karnından konuşmamalı, söylediklerinin arkasında durup ispat etmeli. Ben Sayın Çebi'ye aşırı paranoyadan dolayı acil doktora gitmesini ve Serdar Adalı kompleksinden kurtulmasını tavsiye ediyorum.” Hatırladığım kadarıyla söylemlerine cevap gelmemişti.
Şimdilerde Fikret Orman başkan, Ahmet Nur Çebi ikinci başkan olarak görev başında. Yani değişen bir şey yok. Serdar Adalı da camiada. Quaresma geldiğinde bu kişiler birbirlerinin yüzüne nasıl bakacak? Kontrat anında Ahmet Nur Çebi'nin tavrı ne olacak? Zira bazı sözler kolay yutulur lokma olmadığından ilgili şahıslar karakter örneği sergileyip sözlerinin arkasında duracaklar mı? Zira Quaresma transferi, bana, biraz da başkan Fikret Orman'ın taraftarlarla arasını düzeltmek ve ikinci başkan Ahmet Nur Çebi'yi açık düşürmek için yapılmak isteniyor gibi geliyor!..
Zaman
