İstanbul büyük depremini beklerken Türkiye’nin Deprem Tehlike Haritası 22 yıldır yürürlükte.
Hazırlanan yeni Türkiye Deprem Tehlike Haritaları ve Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği de Bakanlar Kurulu’nda onaylanmayı bekliyor.
Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan yeni harita ve yönetmeliği değerlendirdi.
Eyidoğan “Yeni deprem tehlike haritalarında ülkenin bazı yerlerinde deprem tehlikesi eski değerlere oranla yüzde 25 artmıştır” dedi. Yeni deprem tehlike haritasının daha kapsamlı olduğunu belirten Eyidoğan yüzde 25 deprem tehlikesi riskinin artmasına ilişkin “Deprem kaynak zonları yeniden gözden geçirildi. Bu arada tabii arazide bulunan diri fay sayısı da arttı” dedi. Eyidoğan bu güncellemelerin en az 10 yıl önce yapılması gerektiğini vurguladı.
AFAD ve DASK “Türkiye Sismik Tehlike Haritasının Güncellenmesi” çalışmaları 2014 yılında tamamlandı.
Çalışmalar kapsamında “olasılıksal sismik tehlike hesap yönetimi kullanılarak çeşitli aşılma olasılıkları ve yer hareketi parametrelerinin dağılımları” hesaplandı. Bu hesaplamadan hareketle Yeni Deprem Tehlikesi Haritası elde edildi.
Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği taslağının çalışmaları ise 2016’da tamamlandı ancak yayımlanmadı.
Prof. Dr. Eyidoğan gazetemize taslakları ve Türkiye’nin şu anki durumunu değerlendirdi. Kentlerde tehlikelerin afetlere dönüşmesinin nedenlerinden bahseden Eyidoğan bu nedenleri şöyle sıraladı: “Kentsel alanlarda tehlike kaynak ve türlerinin tespiti çok yetersiz ve önlemler alınmamaktadır. Teknik personelin risk bilinci, bilgi ve donanımı yetersizdir. Doğal ve teknolojik risklerin sektörel ve mekânsal ölçeklerde yönetilmediği bir kentleşme süreci yaşanmaktadır. Yapılaşma ve planlama süreçleri riskleri giderecek nitelikte değildir. Kentsel sakınım planlaması ve risk yönetimi gelişmemiştir.”
Bir an önce onay
Eyidoğan’ın yeni deprem yönetmeliği ve deprem tehlike Haritasına ilişkin değerlendirmesi ise şöyle: “22 yaşındaki Türkiye Deprem Tehlike haritası Türkiye’nin ihtiyacına cevap vermemektedir. Hem bu harita hem de deprem yönetmeliği güncelleştirilmesine çok geç kalınmıştır. Yeni deprem tehlike haritalarında ülkenin bazı yerlerinde deprem tehlikesi eski değerlere oranla yüzde 25 artmıştır. Bakanlar Kurulu’na gönderildiği duyumunu aldığımız bu tehlike haritaları ve deprem yönetmeliği bir an önce onaylanıp yürürlüğe girmelidir. 1996 yılından bugüne kadar resmi bir teknik yönetmelik olmadan yapılan yüksek yapılar için nasıl bir değerlendirme yapılacaktır?
Bunların yapı denetimi bugüne kadar nasıl yapılmıştır? Bu yeni yönetmelik ve harita yürürlüğe girdikten sonra 1996’dan sonra yapılan yapıların depreme dayanıklılık performansları yeni kurallara göre nasıl değerlendirilecektir? İnşaat ve yapı denetim şirketleri dahil ilgili sektör elemanları nasıl ve hangi kurum tarafından bilgilendirme ve eğitim sürecine alınacaktır? İnşaat, Jeoloji, Jeofizik ve Mimar odaları bu eğitim verme faaliyetlerinde yer alacak mıdır?”
PATLATMA MI DEPREM Mİ?
Eyidoğan Kandilli Rasathanesi 1900-2017 yılları arasında İstanbul Avrupa Yakası’nda rapor edilmiş tüm depremlerin yer aldığı haritayı da değerlendirdi. Eyidoğan bu alanda toplam 932 deprem olduğunu belirterek 17’sinin büyüklüğünün 3 ve fazlası, 915’inin ise 2.9’dan daha küçük olduğunu söyledi. Eyidoğan Kandilli Rasathanesi’nin 1900-2017 yılı arasında İstanbulAvrupa Yakası’nda olan taş ocakları ve diğer inşaat gibi faaliyetlerden kaynaklanan patlatmaların da benzerlik gösterdiğini anlattı. Eyidoğan “Patlatmaların depremlerden ayırt edilmesi konusu üzerinde biraz daha dikatli davranmakta yarar vardır. Aksi takdirde patlatmalar arşive deprem olarak geçer ve araştırmacıları yanıltır. 932 depreme baktığımızda çoğunun mesai saati içerisinde olduğu gözlüyoruz. Bölgede dinamit atışları olduğu anlaşılmaktadır. Öğlen paydosunda olay sayısının azalması da ayrıca patlatmalar için esprili bir kanıttır. Kandilli biraz daha dikkatli davranmalıdır. Deprem yalnız gündüz olmaz ama ocak patlatmaları gündüz olur” dedi.
Cumhuriyet