İki Hafta Sonra 28 Mayıs Pazar Günü Yeniden Sandık Başında Olacağız;
Cumhurbaşkanlığı seçimi, ikinci turda sonuçlanacak. İlk turu önde bitiren Recep Tayyip Erdoğan ile onun yaklaşık 2 buçuk milyon (2 milyon 520 bin 164) oy gerisinde kalan Kemal Kılıçdaroğlu tekrar yarışacak ikinci turda. 14 Mayıs seçimlerinin sonuçlarını hepiniz biliyorsunuz. Ben sandıktan çıkan tablonun, taraflarda yarattığı etkiler ile kısa ve orta vadede yaratması muhtemel gelişmelerden bahsedeyim size bugün. Her şeyden önce, oy kullanma ve sandıkların açılması süreci temiz, güvenli ve sakin geçti. Bu işin doğasında olan ufak- tefek gerginlikleri saymıyorum.
Seçimin Kavgasız-Gürültüsüz Tamamlanması Ülke Açısından Mutluluk Verici Büyük Kazanım
- İkinci tura giderken moral üstünlük -doğal olarak- Cumhur İttifakı cephesinde.
- Seçim gecesi ve dün, Millet İttifakı cenahında büyük bir düş kırıklığı vardı. O hava bugün-yarın da devam eder ama muhalefet, hafta sonuna doğru yeniden “Biz kazanacağız” sloganıyla silkelenip kendine gelir. Tabii bunu sağlamak için -başta CHP ve Kılıçdaroğlu olmak üzere- 6’lı masanın ciddi bir mesai harcaması gerekiyor. (Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu dün bu yönde bir video mesaj verdi.) Demoralize olan seçmeni yeniden aynı seviyede motive etmek kolay iş değil.
- Şimdi gözler Sinan Oğan’da. Oğan’ın ikinci turdaki yeri, iki tarafla da yapacağı görüşmelerden sonra netleşecek. CHP dün Oğan ile ilk teması kurdu. Görüşmeler devam edecek ama Ankara’daki genel kanaat, Sinan Oğan’ın (ve tabii Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın) ikinci turda Tayyip Erdoğan (Cumhur İttifakı) ile birlikte hareket edeceği yönündeydi. Bence henüz erken. Siyaset bu, belli olmaz… Üstelik belki de Oğan ikinci turda ‘tarafsız’ kalmayı tercih eder, kim bilir?.. Şu noktayı da hatırlatmakta fayda var; Oğan adaylardan birini desteklemeye karar verse dahi, ilk turda aldığı yüzde 5 buçuğa yakın oyu, doğrudan o kişinin hanesine yazamazsınız. Politikanın matematiği farklı işler çünkü.
- Bu arada “Siz bilirsiniz, artık hiçbir şeyden şikayet etme hakkınız yok, ne hâliniz varsa görün” türünden ifadelerle Erdoğan ve Cumhur İttifakı’na oy veren kesime tepki gösterenlere de iki kelam etmem gerekiyor. Bu reaksiyon, bu bakış açısı yanlış. Beğenseniz de, beğenmeseniz de demokrasi böyle bir şey. Üstelik bu yaklaşım, olsa olsa, o hep şikayet ettiğiniz ‘ayrışma, kamplaşma, ötekileştirme’ değirmenine su taşır.
- Seçimin ertesi günü klasiğidir... Her parti (ve lider) seçmenin mesajını irdeleyip bir muhasebe, hatta özeleştiri yapacağını söyler. Herkes, sandıktan çıkan sonuçları doğru, gerçekçi, iyi okumaktan bahseder. Siyasetçiler sandık sonuçlarını okumasına okur da, herkes kendi işine geldiği tarafından, kendi meşrebine göre okur. Sonuçta da o okumanın gereklerini yapma konusunda ne kadar mahir olurlar, işte o noktada -geçmiş örneklere bakarak- ciddi şüphelerim var.