


Ali Palabıyık
Oğuzhan
Cenk Tosun
Alper Potuk
Van Damme (!)
Sanki hepsi aynı apartmanda oturuyorlarmış da
Karşılaştıklarında birbirlerine şikayetlerini dile getiriyorlarmış gibi
Bir tablo çıkarttılar maç süresince ortaya.
Biri 'Aşağıya halı silkeleme' diyor,
Öteki 'Merdivenlere ayaklarını vura vura çıkma' diye tenkit ediyor,
En alttaki 'Sigara içip de izmaritlerini aşağıya atma' diye feryat ediyor,
En üstteki de 'Çatıya kimseyi çıkartmam' diye isyan ediyordu sanki.
Bıcır bıcır susmak bilmediler.
Apartmanın yöneticisi konumundaki Ali Palabıyık da
Her seferinde futbolcuları sakinleştirme yoluna gitti.
Ama ne hap kullandı, ne iğne.
O kadar çok tribünlere oynandı ki;
Bu kervana Tosic de katıldı.
Yönetici ona da 'Sakinleş' dedi ama
Bu sefer elinde koca bir kutu Zanax vardı.
Ve ilişiğini kesti maçla Tosic'in.
Ali Palabıyık'ın kötü ve yanlı maç yönetmesi
Topçuları eleştirmeyeceğiz anlamına gelmiyor maalesef.
Hiç sürpriz(!) olmayan bu sahnenin yaşanmaması için
Oğuzhan ve Cenk Tosun’un maçı durdurma noktasına getirecek kadar
Rakiple ve hakemle hiç kıpraşmaması gerekiyordu.
Kıpraştılar.
Bıcır bıcır hem de.
Futbolda altın sözlerden biridir,
"Ayaklar susarsa çene konuşmaya başlar."
Hani söyleyeyim de…
Peki ne yapılması gerekiyordu?
Şenol Hoca’nın ikisini de yanına çağırıp
"Bir daha ağzınızı açarsanız, forma yüzü göremezsiniz" demesi zaruri bir ihtiyaçtı.
Ama olmadı.
Olsaydı eğer
Tosic o vahim kırmızıyı görmezdi.
Ve maçı farklı alırdık.
Çuvaldız elimde ona göre!
Peki hal böyleyken iğneyi kime batıracağız?
Kuyu kazan Bilica'ya mı!
Gözünün önünde formasını yere atan Emenike'yi "Ben görmedim" diyen Fırat Aydınus'a mı!
Top orta sahadayken penaltı çalan Cüneyt Çakır'a mı!
İç çamaşırı dükkanı açan Van Damme'a mı!
Yoksa Ali Palabıyık'a mı!
Kime?
Bence iğne balonu patlatacak sahibini arıyor.
Ya sabır!
Ya kısmet!
BULMACANIN CEVAP ANAHTARI
Fenerbahçe'ye yenilmekten öte.
Beşiktaş taraftarının en dertlendiği
En üzüldüğü
Ve en içine sindiremediği konuTribünlerin son zamanlardaki haliydi.
Hadi gelin iki belini kıralım lafın.
Full dolu tribünler önünde sahaya davet edilip de
İlk üçlüye indiğimde
Sahaya düşen sese hasta olmuştum.
Tribünden tokat gibi sahaya inen o ses
Durmuş kanı kaynatır,
Ölmüş adamı diriltir,
İnsanın içini kıpır kıpır yapardı.
Sonra hayret ederdim.
'Bu sesi yiyen futbolcu nasıl oynamaz' diye
Ve bir türlü sorunun cevabını bulamazdım.
O kadar güçlü sesi vardı ki Beşiktaş tribünlerinin
Kıskananlar çetesi oluşmuştu adeta karşı cephede.
"O ses önünde futbolcu aşırı heyecan yapıyor,
Eli ayağı birbirine dolaşıyor."
Algıyı böyle yaratıp,
'İyi destekliyorlar' diye bizi suçluyorlardı neredeyse.
Üşenmedim.
Nevzat Demir Tesisleri'ne gidip futbolculara tek tek sordum.
'Böyle diyorlar, ne diyorsunuz?'
"Cevap vermek bile size ihanet olur" deyip kestirip attılar.
Beşiktaş tribünü için
"Kendilerini eğlendiriyorlar, takıma bağırmıyorlar" diyenleri de o saatten sonra kale bile almadım.
'40 yıllık aşçıya yemek yapmayı mı öğretecekler' diye az iç geçirmedim yani.
İnönü’nün yıkılmasıyla beraber kabul değiştirdik.
Stat içi koltuk muhabbetleri,
Paralılarla, parasızlar diye ikiye ayrıldı.
Bir de loca mevzuu var ki oraya şimdilik girmiyoruz.
Olimpiyat ve Kasımpaşa Statları'na satılan kombinelerden dolayı
Yön bulamama,
Grup kuramama,
Ve bir tribünde toparlanamama gibi sıkıntılara girildi.
Üstüne bilet fiyatlarının anormal olması
Bağıran ve bağırabilecek kitleyi stat dışına itti.
Ve tabii ki endüstriyel futbolun bütün vücut ölçülerini bizim statta sergilemesi
Ve tusunaminin karaya bıraktığı seyirci profili.
Ve tabii bunlara müsaade eden sistem.
Ortaya çıkan tablo da aranan İnönü Stadı.
İşin normalinde
Gaz pedalı bizim ayağımızın altında olur.
Yüklendikçe takım coşardı.
Şimdilerde ise işin anormalindeyiz.
Takım gaza basarsa,
Tribün yürüyor!
Mazot biterse millet çekirdeğe düşüyordu.
Son maçta işi ilerlettiler.
Dürüm falan var artık maç seyrederken ellerinde.
Çözüm belli.
Ama ben yazmayacağım.
Bulmacayı kim hazırladıysa
Cevap anahtarı mutlaka elindedir zira.
Koysun da görelim arka sayfaya.
Akşam