Kraterlerin çoğu doğa şartları ve afetler nedeniyle aşınıp yok olduğundan, bunları bulmanın en güvenilir yolu eski toprak katmanlarındaki nikel ve platin gibi metallere bakmaktır. Her ne kadar Dünya’nın 1220 kilometre çapında katı bir demir-nikel çekirdeği olsa da bu nikel, kıtaları ve okyanus tabanını oluşturan kayalardan (silikattan) daha ağır olduğu için gezegenimizin merkezine batmıştır.
Bu yüzden, Dünya kabuğundaki toprak katmanlarında platin, iridyum veya nikel gibi madenler bol bulunuyorsa, bu bolluğun artık üstü örtülü eski bir krateri açmış olan büyük bir göktaşından kaynaklandığına hükmederiz…
Danimarkalı Bilim adamı Adam Garde de bilgisayarında bunu inceliyordu. Buna göre, en eski krater Batı Grönland’da bulunuyor. Tabii Dünya’da kıtaların kaymakta olduğunu ve Dünya kabuğunun 3 milyar yıl önce de tektonik olarak aktif olduğunu hatırlamak gerekiyor.
Bugün Grönland, Kuzey Kutup dairesinde olabilir ama 3 milyar önce bu çarpışma gerçekleşirken kim bilir neredeydi? Belki de Grönland bir ada bile değildi ve tersine, antik bir kıtanın iç kesimlerinde yer alıyordu.