İspanyol Marca gazetesine röportaj veren eski futbolcumuz ve şimdilerdeki yardımcı antrenörümüz Guti, “Artık birinci hoca olmak istiyorum” diyerek amacını en yüksek perdeden girerek, belli edip, dile getirmiş.
Bence röportajın ana teması, Nabız yoklamak… da Biz olayı kül elenmemiş tarafından irdeleyelim. Eğer mevcut yönetim kongreden sonra görevine devam edecekse, Ve Guti’yle ilgili ileriye dönük planlamaları varsa Sayın Şenol Güneş’ten tartmak ve ölçmek amaçlı Guti için müsaade istemelidir. Yani kadroyu Guti kurmalıdır mantıkta. Ki önümüzdeki sene için elimizde done olsun.
Eğer böyle bir mantık yoksa da kamuoyunu fazla meşgul etmemek gerekiyor.
Zira Şampiyonlar Ligi için ciddi mücadeleye girmiş bulunmaktayız. Kaldı ki bu Guti röportajını ben, röportajdan 2-3 gün evvelki Beşiktaş Başkanı’nın söylemlerine cevap olarak nitelendiriyorum. Kamuoyuna karşı, karşılıklı bir nevi nabız yoklaması yani. Diyelim ki yönetim değişti ve yeni yönetim geldi. ‘Parasızlıkla’ ilgili çok büyük bir sorun böbreğimizdeki taş gibi camianın orta yerinde cehennem ıstırabını andırıyorken, Alt yapıya yönelip, gençlerle yola devam etmeyi görmek zor olmasa gerek. Ve bunun için de Real Madrid genç takımını çalıştırmış Guti yine ön plana çıkabilir.
Bu yeni yönetimin yerli hocalarla Guti arasında yapacağı tercihle alakalıdır tabii. Bu arada Guti verdiği röportajda, kendi ağzıyla, “Burası gelişmem için bana yardımcı oluyor” diyerek Harbi harbi atmış zarları duvara!!! Zaten benim senelerdir ısrarla üzerinde durduğum konu da bu. Türkiye’ye gelen yabancı hocaların çoğu mesailerini tekniklerini geliştirerek, kafalarındaki taktik ve çalışma programlarını ülkemizde deneyip, Gidecekleri üst liglere taşımak amaçlı, bir eli yağda, bir eli balda olacak şekilde tamamlıyor. Ülkemize kattıkları aman aman bir şey yok. Varsa ‘Ben buradayım’ desinler. Olsa bile bir elin parmaklarını geçmez. Guti belki kariyerini ve prestijini yükseltmek amaçlı, genç kadrolarla tarih yazmaya kalkabilir. Bu bir kumardır. Denenir mi denenmez mi ona Mayıs’taki kongreden sonra kulübün yönetimindeki kadro karar verecektir. O zaman belli olur. Beşiktaş kamuoyuna hürmetle.
Bi Kahve İçelim Mi!
Galatasaray-Malatya maçında skor 0-0’ken Galatasaray’dan Feghouli’nin attığı bir gol var. Top orta sahaya santra için beklenirken, yayıncı kuruluş pozisyonu defalarca gösterdi. Pozisyonun gelişiminde Galatasaray atak halindeyken, önce faul var, devamında aut var, sonra gol var. Ama VAR bir türlü yok. İşi VAR odasıyla hakem kulaklığı arasında halletmeye çalışıyorlar. Neticede golü iptal ettiler. Ama ne faulden ne de auttan. Ofsayt verdiler iyi mi! Akla gelecek en son pozisyon ha! Yani Galatasaraylı oyuncunun krampon numarası 42 değil de 39 olsa, ofsayt olmayacak. Öyle ince bir çizgi. Gol iptalini buna dayandırdılar. Bizim aklımızla ya alay ediyorlar ya da bizim bilmediğimiz kurallar icat ediliyor ha bire. Ya maç hakeminin ‘Maçtan sonra bir kahve içelim mi’ edasında, Fatih Terim’e sarılıp, olayları izah etmeye çalışması?! Diyorum ya, kesin aklımızla alay ediyorlar bizim.
Şu Fair Play Dediğin
Ankaragücü-Fenerbahçe maçında Ankaragüçlü oyuncu bir pozisyon sonucu yerde kıvranıyorken, oyun devam ediyordu. Fenerbahçeli oyuncular topu dışarı atmadılar. Ta ki top Mehmet Ekici’nin ayağına gelene dek. O hafif de isyan ederek, bir Fair Play örneği gösterip topu dışarı attı. Olması gereken de buydu zaten. Kendisine bir futbolsever olarak teşekkür ederiz. Lakin sonra, ikinci yarı, yine bir pozisyon icabı suratına gelen bir top yüzünden bu sefer Fenerbahçeli bir oyuncu yerde kaldı. Oyun devam etti, Ankaragüçlü oyuncular topu dışarı atmadılar. Ta ki top auta gidene kadar. Topun auta gitmesiyle bütün Fenerbahçeli oyuncular Ankaragüçlü oyuncuların üzerine yürüdüler. Başta Mehmet Ekici. “Aynı pozisyonda ben topu dışarı attım, siz niye atmıyorsunuz?” sorusunu vücut darbeleriyle iterek-kakarak sormaya çalıştığı için, maçın hakeminden kırmızı kart gördü iyi mi! Allah’ınızı severseniz paradoksa bakar mısınız? Sevgili Mehmet, yapman gereken bir iyilik yapmışsın. Eyvallah. Lakin yaptığın iyiliği milletin gözüne sokmaya çalışırsan, sonuçları bu tertip olur. Fıkra bu kadar.
Akşam