‘Mevcut tüzükte olduğu gibi önce Disiplin Kurulu’na sevk et, kurul 60 gün içerisinde karar versin durumu artık yok. Direkt ihraç. Özellikle de sosyal medya üzerinden hakaret edenler. Kaç yıllık üye olursa olsun, isterse Divan üyesi olsun taviz yok.’
Beşiktaş’ın en büyük şansı da umudu da stat. Kulübün olmazsa olmazı. Geçenlerde Vodafone Arena’yı gezdim. Sanırım ligin son 4-5 haftasına yetişecek. Etkileyici bir stat oluyor. Ucuza kaçılmıyor, malzemenin en kalitelisi kullanılıyor. En dikkat çekici yönlerinden biri de sahanın tribünlere çok yakın olması ve tribünlerin dikliği. Seyirci sahanın tam içinde olacak. Akustiği de eski İnönü gibi olursa vay rakiplerin haline.
Bir de sponsorlar... Şampiyonluk yok, kupa yok ama sponsor üzerine sponsor anlaşmaları imzalanıyor. Dev firmalar Beşiktaş’a inanıyor ve güveniyor da... Beşiktaş’ı sırtlayan, sürükleyen de o stat. Belki de dünyanın en güzel lokasyonuna sahip. Firmalar elbette o lokasyonun da kıymetini biliyor. Sözün özü, aslında Vodafone Arena Beşiktaş’a sponsor oldu. Stat bitince elbette dertler bitmeyecek, borçlar bitmeyecek. Yarışmacı bir kulüpsen borç her zaman olacak. Olacak da yönetim becerisinin yanında başarıyla doğru orantılı olarak da azalacak. Dert ise zaten bitmez bu camiada.
HEP ELEŞTİRİ HEP ELEŞTİRİ
Geçen hafta sonu Divan Kurulu toplantısı yapıldı. Eleştiriler yine havada uçuştu. Düşünün ki futbol takımı lider, basketbol takımı bir gün önce Efes’i devirmiş. Bir de tersi olsa ne olurdu!
Yıllardır eleştiren isimler aynı, kürsüye çıkıp konuşanlar aynı. Şenol Güneş’e taktik vereni mi ararsınız, yabancı futbolculara Türk kültürünü tanıtmamız, anlatmamız gerektiğine işaret edeni mi? Hepsi de tüm bunları yönetimden bekliyor. Sorunlar zaten dağ gibi, adamlar bir de bunlarla uğraşacak. (Yeri gelmişken aktarayım. Kulübe gelen yabancı hoca ve oyuncular için Beşiktaş tarihini, efsaneleşmiş, sembol olmuş isimlerini anlatan bir kitap da Türkçe ve İngilizce olarak hazırlatılmış.) Eleştiren, suçlayan, akıl veren çok. Adam ille de sallayacak ya; futboldan yakalayamazsa voleybolu, basketbolu gündeme taşıyor. Ama kimse ‘Bu takımlar neden boş salonlara oynuyor’ sorusunun cevabını veremiyor. Eleştiri tabii ki olacak, muhalefet tabii ki olacak da yeri geldi mi takdir etmesini de bileceksin. Bazıları her şeye muhalif olmayı marifet sanıyor. Üç-beş alkış da alırsa ondan iyi Beşiktaşlı yok! Yönetimin yerinde olsam bu tür toplantılarda bazı sınırlamalar getiririm.
YÖNETİCİ SAYISI DÜŞECEK
O sınırlamalar neler olur tartışılır elbette. Yönetim böyle bir karar alır mı bilemem ama Fikret Orman’ın tüzük değişikliğine gideceğini ve çok sert uygulamalara geçeceğini biliyorum. Örneğin yönetim kurulu üye sayısı düşürülecek. Şu an 10+5 olan sayı 8+4’e inecek. Esas önemlisi, hakarete yönelik alınacak önlemler. Mevcut tüzükte olduğu gibi önce Disiplin Kurulu’na sevk et, kurul 60 gün içerisinde karar versin yok. Direkt ihraç. Özellikle de sosyal medya üzerinden hakaret edenler. Kaç yıllık üye olursa olsun, isterse Divan üyesi olsun taviz yok. Olması gereken de bu.
"AYNI MAHALLENİN ÇOCUKLARI GÖREVE"
Başkanın hayata geçirmeyi planladığı farklı fikirleri de var. “Beşiktaş’ı aynı mahallenin çocukları yönetsin” görüşünde mesela.
“Beşiktaş’ın içinden yetişen insanlar gelsin kulübü yönetsin” diyor. Geleceğe yönelik böyle gençler yetiştirmek istiyor. “Bizim yeni insanlar yetiştirmemiz lazım. Yeni isimleri camiaya kazandıralım. Onu kaybet, bunu kaybet, sonrasında diyorsun ki kim başkan olacak? Beşiktaşlı’dan bu kulübe zarar gelmez. Çünkü dönüp geleceği yer yine Beşiktaş’ın içi, Beşiktaş camiası” diyor.
Başkanlığı 3 dönemle sınırlayan da bu başkan, bu yönetim. Başkan stadı zaten artık bitirdi sayılır. Görev dönemi içinde 1-2 şampiyonluk da gelirse biraz zor bırakır da niyeti 2019’da bırakmak. “Gelen gitmesini bilecek. Yoksa yolun sonunda küfür yer gidersin. Bey gibi gelip bey gibi gideceksin” görüşünde.
