Türkiye futbol liginde hakem skandallarının ardı arkası kesilmiyor. Hatta her geçen hafta yenileri ilave oluyor.
Ruh ve akıl sağlığımı korumak adına birçok kişinin yaptığı gibi mümkünse Televizyon ve medyadan özellikle de malum propaganda, haber ve spor programlarından uzak durmaya gayret ediyorum.
Geçen hafta FB, Beşiktaş, Galatasaray maçlarını izledikten sonra hakemlerin bariz hata!larına yorumcularımız ne cevaz verecek diye merak ettim ve izledim.
Yayıncı kuruluşta Mustafa Denizli Beşiktaş maçında dışarıdan çevrilen topa ‘ Eğer top dışarıdan çevrilmiş olsaydı, Beşiktaşlı futbolcular çok yoğun itiraz ederlerdi pek fazla itiraz etmediler bu nedenle top içerde olaabilir’dedi.
Konu hakkında bir Tv’de görüşü sorulan Ersan; adeta Denizli’yi cevaplarcasına’’ artık tüm haksızlıklara alıştık ve onları da yenmeye çalışıyoruz, bu nedenle ne desek boş’’ dedi.
Maçta verilmeyen penaltı ve kartlar konusunda da sayın yorumcular hakemlerin avukatlığını yapmaktan geri durmadılar.
Diğer kanallarda da durum bundan farklı değildi.
Fenerbahçe maçında Karabük’lü oyuncunun Sow tarafından düşürülüşü Gökhan Gönül için çalınan penaltıya göre bin defa penaltıyken yorumcularımız tıpkı avukatlığını yaptığı hakemleri gibi bu pozisyonu da es geçti.
Galatasaray Bursa maçına gelince Ozan Tufan’ın topa vururken arkadan rakibi tarafından dengesinin bozulmasına devletin resmi kanalındaki yorumcularımız ‘’ Ozan’da düşseymiş o zaman hakem penaltı ve kırmızı kartı vermek zorunda kalırdı’ diye veciz biçimde izah ettiler.
Birilerinin futbol hayatını bitirmeden çare bulunması gereken sahadaki Pitbull Melonun her maçta infial uyandırması gereken davranışlarına gelince;
Melo’nun hakemin gözü önünde rakibinin ayağına basması ve dirsek atmasına Devlet televizyonunda yapılan yorum ‘hakem pozisyona çok yakın olduğu için görmemiş olabilir’
Pozisyona uzak olduğu için göremeyebilir yorumunu daha önce duymuştuk fakat yakın olduğu için görememiş olabileceğini de yeni öğrendik.
Bütün bu yorumlarda kesişen nokta;
Tamamının da FB ve GS’ın gönlüne göre yorumlar olması.
Beşiktaş’a yapılan yanlışların görmezden gelinmesi.
Hakemlerin savunma avukatı gibi hareket edilmesi
Anadolu takımlarının yok sayılması
Parti ve kulüp temsilcisi rolünde açıklamalar olması.
En önemlisi yorumcuların adil olması gerekirken adalete karşı kör sağır ve dilsiz olmalarıydı.
Türkiye liginde sahada hakemler her hafta yükselen grafikleri ile puanları oradan alıp oraya yazarken medyadaki avukatları dillerinin döndüğünce onları aklamak görevini emrolunduğu üzere yerine getirmeye çalışıyorlar.
Sonuç;
Boş tribünler, sponsor bulamayan takımlar, iflasa doğru yol alan futbol endüstrisi.
Futbol endüstrisinin gidişatı konusunda yorum yapan masa başı yorumcularının çözüm önerilerine de itibar etmemenizi öneririm.
Söylediklerinin hiç birisi araştırma, okuma ve incelemeye dayanmıyor; çoğu eksik, yanlış ve yanlı beyandan ibaret.
Bu konu ile ilgili önümüzdeki günlerde araştırma sonuçlarını sizlerle paylaşacağım.
AZİZ YILDIRIM ÇİRKEFLİĞİ
Bu ülkede Aziz Yıldırım çirkefliği diye bir gerçek var. Bu prototipin siyaset spor, medya gibi her alanda benzerlerini görüyor ve biliyoruz.
Hatta bilmekten öte bu ve bunun gibilerin verdiği zarara maruz kalıyor ve mağduru oluyoruz.
Bu zatların en önemli özelliği;’’ Haram helal ver ALLAH kul’un seçmez yer ALLAH’ anlayışına sahip olmaları ve bu yolda kural kaide tanımadan menfaat sağlamalarıdır.
A.Yıldırım bilmelidir ki Beşiktaş böyle bir camia değildir.
Kendisine tavsiyem Beşiktaş’a bulaşmadan eşi ve benzerinin olmadığı kendi kulvarında yoluna devam etmesidir.
Beşiktaş kendisi ile çirkeflik yarışına girmez çünkü bu alan O’nun uzmanlık ve ihtisas alanıdır.
