İlk 25 dakikadaki ilk kez FIFA oynayan bir çocuğunkileri hatırlatan 5 haybeye top kaybının nedeni ne olabilir? 40 virajlı bitmek bilmeyen Elbasan yolculuğunun fiziksel-mental yıpranmışlığı mı? Yoksa dünkü rakip Gençlerbirliği’nin ilk 4 haftadaki kötü performansından etkilenip Beşiktaş’ın maça gerekli ciddiyetle başlamaması mı? “Gençler’i nasıl olsa yeneriz”in aldatıcı hissiyle kafaların bir dahaki haftaki Fenerbahçe derbisinde olması mı?
Eğer birincisiyse, daha UEFA Ligi’nde 2’si deplasmanda minimum 5 maç daha var. Yani Beşiktaş’ın her perşembe sonrası pazartesi maçında yorgun olma lüksü yok. İlk 45 dakika Beşiktaş ilk 4 haftadaki gibi önde oynamasına rağmen kendi standartlarında çok yavaş oynadığı için tek bir tehlikeli pozisyon geliştiremedi, rakip kaleye tek isabetli şut atamadı. Sorun final pasları değildi çünkü zaten “yarı final” pasları hep karavana olduğu için bir türlü final pası şansı da bulamadı. Bunun saha içi yerleşime bağlı nedenlerinden birisi Sosa’nın ilk yarıyı ideal mevkisi 10 numarada değil de 10 numaralaştırılmaya çalışan ama pratikte serbest forvet gibi oynayan Quaresma’nın gerisinde Atiba’nın yanında oynaması. Sosa daha önce İstanbul’daki Tottenham maçında orada oynamıştı ama o günkü kadro kimyasında başka bir opsiyon yoktu. Quaresma driplingle oyunun temposunu arttıran bir oyuncu. Sosa ise pasla oyun temposunu belirleyen, iyi gününde dikte eden oyuncu. Yani Sosa pası verip vitesi 4’e Quaresma da pası alıp driplingle vitesi 5’e çıkarması gereken oyuncu. Ancak ikisi de ideal yerlerinde oynamayınca ideal tempodan çok tempo karmaşası ortaya çıktı ve bir sürü pas hatası ile top kaybına yol açtı. Gençlerbirliği’nde Mehmet Özdilek’in A planı bu pas hatalarından faydalanıp direkt kontrataklarla etkili olmaktı. Ancak golü duran toptan buldu. 1.78’lik El Kebir’in hava topunda golü atması ya da Tosiç’in kendi kalesine gol atmasına neden olmasının tek sebebi Beşiktaş takım savunmasının korner savunurkenki hatalı yerleşimi.
2. yarı başında Şenol Güneş, 2 oyuncu değişikliği yaptı ve dizilişi 4-4-2’ye döndürdü. Beşiktaş daha az hazırlık pası daha çok direkt pasla oynamaya başladı. İlk 45 dakikada sergilediği toplam ofansif etkinliği ikinci yarının ilk 10 dakikasında sergiledi.
2. yarıda oyuna giren Cenk, sabit santrfordan çok gezerek oynayan hareketli 9.5 numara rolündeydi. Topu ayağına beklemek yerine iyi kapanan Gençler savunmasının dengesi ve yerleşimini bozmak için sık sık ceza alanı yayı çevresinde alan değiştiren Cenk zekice bir orta daha doğrusu havadan isabetli pasla Gökhan Töre’ye kafa golü attırdı. Gol öncesinde Beşiktaş rakip cezaalanına 41 top göndermişti ancak Cenk’in ortayla gönderdiği top isabetli olan 11’incisiydi.
78’de Cenk bu kez altıpasta telaşla çabukluğu karıştırınca golü kaçırdı. Beşiktaş kalan sürede baskısını sürdürdü ancak başka oyuncular da Cenk gibi kritik anlarda telaş ve çabukluğu birbirine karıştırdılar. Kafayı kaldırıp efektif final pasını vermek yerine içeriye doldurma hatasını yaptılar. Atiba çok çalıştı, bir süre sonra hem önlibero hem oyun kurucu hem de 10 numara oynamaya çalıştı. Sosa da 2. yarıda sağda solda ortada 2-3 kişilik oynadı. Tüm bunların sebebi ilk yarıda Beşiktaş’ın bu sezonki en kötü 45 dakikasını oynamasıydı. Kötü performans demişken Fırat Aydınus belli dakikadan sonra önce oyunun temposuna yetişemedi sonlara doğru da kontrolü tamamen kaybetti.
NtvSpor
