Televizyon gıyabında kapatıldı.
Prosedür gereği intikalar oynatılıyor. Ha keza dergi aynı...
Erkek voleybol buzluğa atıldı. Dondurmuşlar. Öyle diyorlar...
Hentbol bütçe kısıtlamasından mütevellit Şampiyonlar Ligi’ne götürülmüyor. Nedenine, niçinine girmeyeceğim...
Zaten mali kongreler ve özel söyleşilerde yönetenler tarafından bu minvalde fikir beyan ediliyordu sık sık...
Bizde hayretle dinliyor ve isyan ediyorduk...
Demek ki olmuyor.
Demek ki o kısma para ayrılamıyor. Demek ki bu branşlar kafada terk edilmiş diyorduk...
Dedim ya niçinine girmeyeceğim...
Soru şu;
‘Kafada bitirilen bu branşlar için çare aranıyor mu?’
Yoksa ‘Kapatalım gitsin’ mantığı revaçta mı?
Mesela bir tüzük tadil kongresi yapılsa bu kongrede, basketbol dahil tüm branşların başına ayrı ayrı başkanlık seçimi yapılsa ve bunların kendilerine ait bütçeleri olsa.
Basketbola gelen sponsorluk ve reklam gelirleri futbola aktarılmasa, her branş kendi içinde yapılansa.
Ve belli aralıklarla seçilmiş genel başkana rapor sunulsa.
Herkesin kantarını camia bir görse.
Ve dolayısıyla herkes kendi yağıyla kavrulsa.
Başarılı olanlar genel kurulda seçilmiş başkanın yönetimine girse…
Hatta, çok başarılıysa başkanlığa göz kırpsa fena mı olur? Yazılı bir tefrikaya ne dersiniz?
Televizyonun başına kim geçmek ister diye bir ihale açın bakalım...
Şartlar koyun ortaya..
Basketbol için 1’den fazla adam varsa kongreye gidelim mesela...
Voleybol yeni çıkmış daha 1.lige. Niye donduruyorsun? O kadar yönetici var. Ver birisini onun başına bütün sorumluğuyla hem de... Yoksa herkes yöneticilik yapar... Görelim bakalım kim taşın altına elini sokuyor.
Vel hasılı, bu camia JK’dır... Jimnastik Kulübü’dür yani... Kapatmak kaçış yoludur… Çare aramak, olduğun durumakafa tutmaktır..
Beşiktaş camiasına hürmetle...
ŞU FİKSTÜR DEDİĞİN
Fikstür çekilecekti geçtiğimiz pazartesi...
Ertelediler....
Niye?
‘Niye’sini sordun mu, çıkamayız işin içinden...
Elli tane makara yaparlar adamla...
Gün niye belirliyorsun?
Belirliyorsan niye erteliyorsun?
Hele de geçen sene, alakasız yöneticilerin “Maç haftalarını biz belirliyorduk” tarzı açıklamaları orta yerde duruyorken.
2011-2012 sezonundan beri ligde G.Saray’la oynadığımız bütün 2. yarı maçlarının hepsinin G.Saray’ın sahasında oynandığı hala hafızalarımızda olup, zihnimizi kışkırtıyorken, niye insanların kafasına tilki sokuyorsunuz ki....
Yeni gelen federasyon… Eski federasyonla hiç mi görüş alışverişi yapmıyor... Geçen sene yaşananlardan haberi olmaması imkansız. Yoksa...
Şimdi olası eşleşmeler bile tartışmaya açık hale gelmiştir...
Buyurun cenaze namazına...
“BiR GRUP”
Taraftar son gelişmelerden rahatsız olduğu için toplanıp kulübün önüne gidip bir açıklama yapıyor...
Normal olan nedir?
Hele de teknolojinin bugünkü boyutlarında!!!
Sosyal medyaya anında girip, konu hakkında bilgilendirme yapma. Bu kadar...
Ama ne yapılıyor?
Önce hiçbir şey...
Taraftar kendi haberini kendi taşıyor kamuoyuna...
Pozitif minvalde kıpırdama başlayınca, hadi ucundan yazalım bari diyorlar…
İçselliğini doğru vermedikleri gibi hacimsel telaffuzda da olayı minimize etmeye çalışıyorlar...
Haberi verenlerden ziyade hiç vermeyenlerin daha çok konuşulması gerekiyor, kabul...
Ama haberi verenlerin de içselliği doğru servis etmesi gerekiyor..
Burayı tartışmaktan ilk maddeyi konuşamadık tabi...
İlker Ateş, Kazım Kanat gibi Beşiktaş gazeteciler düşüyor aklıma...
İç çekiyorum...
İnsanları hedef alarak konuşmuyorum.
Ve suçlamak asla niyetim değil...
Basındaki yıllardır değişmeyen genel kanıdan bahsediyorum.
Az çok neyin yazılıp neyin yazılamayacağını tabii ki biliyoruz...
Bende kabulü var...
Birçok arkadaşım ve kardeşim var, Beşiktaş haberleri yapan...
Her dakika her istenilen yazılamıyor, o da kabul...
Lakin,
Var ve doğru olanı yanlış aksettirme!!!
O yok işte...
“Bir grup” diye adlandırılan olgu…
Yalnızca bir dernek veya bir oluşum ise su kaldırır.
Gayrisi Beşiktaş taraftarıdır...
Ve böyle lanse edilmesi gerekmektedir..
Ağız ezberi oldu,
Dalgınlığa gelindi denilse on
numara olurdu...
Neyse....
Uzatmanın bir anlamı olmadığı gibi konu bence tartışmaya kapalıdır…
Sevgiyle, sağlıkla...
Akşam