


Beşiktaş camiasını ayakta ve dimdik tutan taraftarıdır.
Burada hemfikirizdir umarım.
Cenazede hüzünlerini,
Düğünde halaylarını paylaşırsın.
Kavgalarını
Aşklarını koyarsın orta yere
Nefes alışların
Aldanışların
Hep birlikte omuz omuzadır.
'Koskoca Beşiktaş tribünü' diye bir lafa girdiler mi,
Anlatır anlatır
Sonunu bir türlü getiremezlerdi.
Anlayın gayrı
Sonra omuz omuza dedik ya
İşte o omuzun biri düştü mü
Gardın da düşer.
Gardın düştü mü, iştahın kaçar
Küsmelerin başlar.
Bir bakmışsın arana sızmışlar
Zaten küsmüşsün, birbirine düşürürler seni
Birden birilerinin adamı olmuşsundur.
Yalan, iftira gırladır…
Herkes kendi yakınının başkan olmasını, yönetici kalmasını ister
Filler tepişir, çimler ezilir misali
Sorsan hepsinin yüzlerce üyesi vardır da
Ellerinin uzunluğu iki haneyi geçmez vallahi.
Gruplaşmalar peydahlanır
Bölünmeler sıraya girer
Kongre parçacıkları ve onların uzantıları
Tribünlere nüfuz eder
Ve sonun başlangıcıdır yaşanılan
**********
Tribünler yüzeysel düşünür
Derine inemez.
Halbuki yara derindedir.
Ve dikiş tutmaz nicedir.
***********
İnanın kongre nedir bilmezdik.
Önümüze sayfa sayfa üye başvuru formu koyarlardı da
Daha yaşımız bahar, boyumuz seher.
'Ne işimiz olur kumaş pantolonla, kravatla' der
Dudak bükerdik.
Futbolcu kaça alınmış
Kime satılmış umurumuzda olmazdı.
Birazcık Metin-Ali-Feyyaz nazlandılar mı transfer döneminde
İnceden bir Akaretler yapardık o kadar.
Fulya’dan çıkmaz
Nefesimizi futbolcunun ensesine veriştiriverirdik.
Düşleyin gayri.
Ne Seba
'Walsh diye asker arkadaşını transfer etmiş' dedikodusu.
Ne de 'Antep’ten 8.5 liraya Ayhan’ı almışlar' vesvesesi bizi ilgilendirirdi.
Hani Cemal Süreyya
"Keşke hep çocuk kalsaydık da en büyük derdimiz dizimizdeki yara olsaydı" der ya
Bizim de tek derdimiz
Bestelerimiz baskın çıksın
Derbilerde kapalıda biz çok olalım
Hatta bütün tribünü biz alalımdı.
Hepsi bir tutam şeker işte!!!
***********
Önce yağmur suyunu yemiş flamaları
Sonra tribündeki bütün günahları yüklediler omuzlarımıza
********
Nasılsa işlerine gelince övüyorlar
Baktın ters oluyorlar sövüyorlardı.
İstifa eden ve bırakıp giden ne kadar başkan varsa
Adettendir
Fatura tribüne kesilirdi.
Uzun etmeyeyim
Süleyman Seba’dan sonra kırılması gereken kabuğun
Ters yerden çatlamasıdır gelinen bu nokta.
**********
Velhasıl sıradan dertler hiç de umurumda değildir.
Geçen sene kıl payı kaçan şampiyonluğu
Evvelki sene burun farkıyla giremediğimiz ‘Devler Ligi’ni
Olimpiyat Stadı’nı
Yönetimin negatif enerjisini
'Muzdarip ve gönlü kırık’ diyerek
"Önemlidir ama" sıradan dertler arasına koyabiliriz.
Yok! Yok! Neyse!
Bir kalem daha oynattın mı bitmeze girecek bu yazı.
O yüzden lafın belini acilen kırmak gerekiyor.
Beşiktaş camiasının şu an içinde olduğu
Şikayetçi, huzursuz ve diken üstünde noktaya nasıl gelindiğini
Kavlimce ve dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım.
Aslında anlatmak istediğim
Birilerini eleştirdiğinde
'Siz de(!?) filanca başkan zamanı niye konuşmuyordunuz' diye başlayan cümlenin içindeki 'Siz…'
Biz?
Bu 'Siz' de ne ola ki?
Buğusunu koklamaya doyamadığımız
Ekmeğin bölünmüşlüğü gibi mi bu 'Siz?! '
Yoksa Hazreti Musa’nın asasını değdirdiği Kızıldeniz gibi bu 'Siz?!'
Yoksa Habil’in kafasındaki Kabil’in baltası gibi mi bu 'Siz?!'
Akşam