KARTALLAR BJK & PAOK

Münir Üstün'ün Yenişafak gazetesi yazısı...
Haberin yayılanma tarihi:30 Ocak 2017, Pazartesi

Geçtiğimiz yıl kitap fuarında ülkemizi temsil etmek üzere bulunduğumuz Selanik'te bize görünüşü, tavırları, tepkileriyle çok benzeyen insanların arasında başka bir benzerlik daha dikkatimizi çekti. 'Komşu'nun bu güzel sahil şehrinde bizdekine benzer bir tutku vardı: Futbol.

Tabi öyle sıradan bir spor dalı olarak, ya da sağlıklı yaşam için yapılan bir egzersiz değildi futbol onlar için de tıpkı bizim için olduğu gibi. Şehrin psikolojisini, iş yaşamını etkileyen bir tutkudan bahsediyorum.
Havalimanından şehre doğru yol alırken, şehrin girişinde bizi karşılayan stadyum hacim olarak çok büyük olmasa da farklı bir atmosfere sahip olduğu kolayca anlaşılıyordu.

Stadyumu kaplayan Siyah-Beyaz renkler daha önceden bildiğimiz bir benzerliği tekrar hatırlattı bizlere…

Sembolü “Kartal” olan bu takım, tutkulu taraftarları, geçmişindeki trajik son dakika hatta son saniye mağlubiyetleri ama skora bağlı olmayan kulüp ve taraftar kültürüyle Beşiktaş ve Çarşı grubuna oldukça benziyordu…

Sonra baktık ki benzerlikler bu kadarla da kalmıyor. PAOK isminin açılımı ilginç: Panthessalonikian Athletic club of Konstantinople.

Konstantinople ilk duyuşta bu konuyla ilgili ön yargılarımız sebebiyle itici gelse de aslında bu ismin çok basit bir açıklaması var. Mübadele sırasında İstanbul Beşiktaş'tan Selanik'e göçen Rumlar tarafından kurulmuş olduğu için takımın adı da “Konstantinopole'den gelen Selanikliler'in Kulübü” oluyor. Kartal amblemi ise aslında tam bir tesadüf. Kuzeyin çift başlı kartalından aldıkları sembolleri kaderin bir cilvesi olarak Beşiktaş'la bir ortak nokta daha oluşturuyor.

Yunanistan'da "Türkler" denilerek pek sevilmeyen PAOK, ülkenin tarihsel anlamda 3. büyük kulübü. 1999 yılında Olimpiakos ile oynadıkları maçta Olimpiakos taraftarlarının açtığı “Kahrolsun PAOK, Kahrolsun Beşiktaş, Kahrolsun Partizan” pankartı aslında bu takımların kader ortaklığını da açık ediyordu…

Beşiktaş ile PAOK'un ezeli rakibi Aris arasında 1998 yılında oynanan maç öncesi ve esnasında yaşananlar da gerçekten ilginçti… Beşiktaş'ın kaldığı otel önünde olası Aris tacizlerine karşı maç saatine kadar nöbette bekleyenler PAOK'lulardan başkası değildi. Bu destekleri maç esnasında da devam etmiş ve bu sebeple ülkelerindeki diğer taraftarlarla ciddi sorunlar yaşamayı göze almışlardı.

Oldukça fanatik taraftar grupları Gate 4 ile Çarşı benzerlikleri de dikkat çekicidir. Gerek tezahürat ve beste konusundaki başarıları, gerekse toplumsal olayların pek çoğunda tavır takınmaları iki grubun başlıca benzerlikleridir denebilir.

PAOK taraftarları da tıpkı Beşiktaşlılar gibi, sonuçlar, şampiyonluklardan daha ziyade bir “aşk” olduğunu söylerler takımlarına karşı hissettiklerini…

2004 yılında yöneticilerinin Beşiktaş kulübünü ziyaretlerinin ardından adeta resmiyete dökülen bu “kardeş takım”lık durumu, arada çıkan çatlak seslere rağmen, yadsınamaz bir şekilde devam edecek gibi görünüyor…

Selanik'te kaldığımız süre boyunca misafirperverliklerinden, samimiyetlerinden ve bize karşı olan ilgilerinden mahçup olduğumuz 'komşu'larımız, PAOK aracılığıyla da futbolun ayrıştırıcı değil birleştirici, yakınlaştırıcı ve bütünleştirici tarafını görmemizi sağladılar…

Yaşamla ölümü ayırıp da siyahla beyaza gücü yetmeyen o ince çizgi 'Komşunun İki Kartalı'nı da aynı kaderde birleştirmiş…

Ne diyelim?

Futbol bu yüzden çok güzel…

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

7 + 4 = ?

 




En Son Haberler
AnketTümü
Yeni Sitemizi Beğendiniz mi?
 
haber yazılımı: buki