Bu bölümde kent rantının iz düşümü,İstanbul’a ve İlçemiz BEŞİKTAŞ’a düştü, bu nedenle yazımda kendi kapımızın önünü süpürmeye çalışacağım, süpürdüklerimi bu güne kadar bazılarının yaptığı gibi halının altına değil, atık deliğinin tam ortasına süpüreceğim ki, ileride ben söylememiş ve uyarmamış mıydım diyebileyim.
Barbaros Hayrettin Paşa 5 tane taş direği kadırgalarını bağlamak için dikerken, bu beş taşın semte Beşiktaş olarak ismini vereceğini ve yüzyıllar sonra Gâvur Kuvvetlerinin bu semti denizden değil karadan işgal ederek ele geçireceklerini ve devlet hazinesinde söz sahibi olacaklarını düşünebilir miydi? Elbette ki hayır, bu günkü Küresel işgali değil Barbaros, Fatih Sultan Mehmet bile gemilerini karadan yüzdürdüğü zekâsıyla dahi düşünememiştir.
Beşiktaş 1520 hektar arazi yüzölçümüyle, 8375 metre sahil şeridiyle ve 190.000 nüfusuyla, 31 ana arteriyle, 994 cadde ve sokağıyla, 23 mahallesiyle, 408.882 m2 yeşil alanıyla egemen güçlerin ilgi alanı içindedir. Bu böyle olunca 245 milyon TL’lik bütçesi ile Belediyesi de aynı güçler için oldukça önem arz ediyor. Dünya finans oligarşisinin Yerli İşbirlikçileri ve Küresel Sermayenin İlçemiz Beşiktaş üzerine yaptığı planlar öylesine boyutlardadır ki, İlçemizde bulunan ve geçmişten bu yana, tarihimizde oldukça fazla entrikaya ev sahipliği yapan, Dolmabahçe, Yıldız ve Çırağan saraylarının yanına, entrikaları ve ayak oyunlarıyla onlardan aşağı kalmayan ve içinde Belediye Hanedanının barındığı bir Nisbetiye Belediye Sarayı eklenmiştir dersem bu hiç de yanıltıcı olmaz ve espri olarak değerlendirilmemelidir.
Son yıllarda Beşiktaş’taki Kamu arazisi ve binaları da dâhil, emlak el değiştirmelerinin izlediği trafiğe baktığımızda, çok net olarak görülüyor ki, Kent burjuvazimiz arkasına aldığı Küresel Sermayenin gücüyle sektör ayrımı yapmadan, Büyük Ortadoğu Projesinin savaş rantını Türkiye’de yatırıma dönüştürüyor. Bunlara SSCB’nin dağılmasından sonra uluslararası petrol taşımacılığı ve altın ticareti yoluyla uluslararası kara para aklama trafiğinden sağladıkları rantı Türkiye’de yatırıma dönüştürme çabasındaki güçler de eklenmiş durumda. Kent burjuvazisi kolay para cenneti yaratmadaki yeni fırsatların da tam bir hizmet gönüllüsü durumunda.
Bu da bizlere gösteriyor ki, dini imanı olmayan sermayenin ülkesi de, milliyeti de olmuyor ve çok rahat bir şekilde de yerli İşbirlikçi bulabiliyorlar. Beşiktaş Belediyeciliğini ve Kentsel Rantını her konuştuğumuzda akla ilk gelen ve kamu arazisi yağmalamada ilk örnek olan ZORLU CENTER’in sahipleri ABD petrol arama şirketi olan Transatlantikle ve Hollandalılarla yeni yatırımlara hazırlanıyorlar.
Beşiktaş Çarşı içinde bulduğu her binayı satın alan ve AZINLIK VAKIFLARI’nın mülkiyetlerinin çevresini, Yahudi sermayesi desteğiyle toplayan görünürde Mango şirketi olarak kendini lanse eden ve Balık Pazarını da içine alacak şekilde devasa bir AVM’nin proje alt yapısını hazırlamakta olan Küresel ortaklı bir hareketlilik göze çarpmakta. Barbaros Bulvarında Mermerler’in Çin ortaklı projesi yakında faaliyete geçecek.Yine Barbaros’ta eski Nobel ile Darphane binası ve Balmumcu Kışlası ile Askeri Dikim evi de Küresel Fonların ajandasında önemli yer tutuyor.
Gelelim, Zincirlikuyu , Hisarüstü gayrimenkul hattındaki yatırım ve projelendirme çalışmalarına , ABD Chreysler firmasının ortağı Çiftçilerin inşaat çalışmasındaki Çiftçiler Towers,şu anda yeşil alan tecavüzüne rağmen İBB ve Beşiktaş Belediyesi işbirliğiyle yükselmesine devam ediyor. Çiftçiler Towers’ı yaratmakta olduğu Kent Rantı ile baş başa bırakıp devam edelim, gelelim meşhur Polis Okuluna , ortakları arasında Al Baraka Türk,Yasin El Kadı ve Bilal Erdoğan’ın ortağı olduğu Bosphorus 360 ltd. şirketi Kiptaş marifetiyle Polis okulu arazisine el koymayı becermiş durumda gözüküyor.
Şimdilerde plan tadilatını yaparak yeni imarına kavuşma çalışması içindeler, yine buna benzer özellikler arz eden kamu arazileri olan Turizm Otelcilik Okulu, Etiler Lisesi ile tam onun karşısında bulunan Kızılay arsası ve Kız Meslek Lisesi arazisi ve İBB mülkiyetindeki Karanfilköy Mahallesi arazisi bölgedeki kamu arazileri olup yakın bir gelecekte özel sektöre devredilmeyi ve yeni İmar durumlarını beklemekteler, tüm bunlar Yeşil Sermayenin ve onların çözüm ve finans ortaklarının ilgi alanında, yeni sahiplerini, plan tadilatlarını ve yeni imar durumlarını beklerlerken para babası bezirganların iştahını kabartmaya devam ediyorlar. Daha da kuzeye ilerleyelim ve gelelim Doğuş holdingin planlarına ve İlçemizi ilgilendiren faaliyetlerine.
Nispetiye caddesi üzerinde inşaatındaki fazlalıklara Beşiktaş Belediyesince göz yumulan, iskansız ve ruhsatsız tam kapasiteyle çalışmasını sürdüren Nusret Restorandan başka, bölgede Kitchenette,GQ , Ulus 79’u bünyesine katan ve Doğuş otomotivin sahibi de olan şirket ,Azeri Mübariz Maksimov‘la da ortak olarak,Billionere ve Capriani’yide işletmesini alıp eğlence ve gıda sektöründeki D'ream markasını hızla büyütüyor. Nispetiye de işletmesi bulunan Kahve Dünyasını da bünyesine kattı ve planlarını adım adım gerçekleştiriyor . Gelelim bunların planlarının ne olduğuna, Hisar üstünden başlatılan Metro inşaatı bitince ve istasyon çıkışları faaliyete geçince, planın 2.aşaması Alkent sapağından başlayarak, Boğaziçi Üniversitesine kadar uzanan güzergahı araç trafiğine kapatıp, İstiklal caddesi benzeri cadde yaratmak isteyecekler, işte bunun içinde bölgede son sürat arazi, ev ve işletme satın almalarını sürdürüyorlar, bölgeye birde kendi aralarında ŞAHENKLAND olarak isim bile vermiş durumdalar,caddenin en büyük kaçak inşaatı ise Topbaş’ların Saray Muhallebicisi inşaatı.
Bu arada 2 yıldır AK MERKEZ, İBB, Beşiktaş Belediyesi ve Şehircilik Bakanlığı danışıklı döğüşüyle İlçe Halkının gözü önünde satın alamayacağım kimse yok dercesine genişlemeye devam ediyor. Uçaksavar ve Geylani sitelerindeki Kentsel dönüşümü de göz önünde bulundurup, SGK mülkiyetinde bulunan ETİLER HUZUR Evi’nin şehir dışında yapılacak bir huzur evine taşınma hazırlıklarının yapıldığını ve bu kıymetli Kamu arazisinin de turizm sektöründe özelleştirileceğini de hatırlatarak,buradan sahil kesimine inelim.
Onurlar’ın Akıntı Burnu arsasıyla, Kayalar’ın el değiştiren arsasına ve aynı sahil şeridinde yapılacak Bebek’teki YAT LİMANI ve onun etkileşim bölgesi olacak olan Kuruçeşme ve Arnavutköy tepelerindeki değer artışını düşündüğümüzde, Beşiktaş Belediyesine neden İlçe dışından yönetim oligarşisi oluşturulduğunu ve neden ABD’de eğitilmiş ACYPL projesinden geçirilmiş bir Belediye Başkanı getirildiğini, Belediye yönetiminin eski ANAP ve TDH’lilerle harmanlanarak CHP kalesinin işgal edildiğini anlatmış olurum herhalde. Ben bu bölümde bu İmar hareketliliğini anlatırken sizleri de Beşiktaş Belediyesindeki ABD , AB ülkeleri ve İsrail Başkonsoloslukları ile yaşanan toplantı trafiğiyle, Belediye bandosuyla AKP marşı çalınarak karşılanan zatı muhteremlerin geliş zamanlamasındaki çakışmayı ve nedenlerini düşünmeye davet ediyorum .
Gelecek bölümde bu İmar yağmasının Beşiktaş’ımızın sadece kent yapılaşmasını değil, toplumsal sınıf yapılanmasını nasıl etkileyeceğini, küçük esnaf, öğrenci ve emekli semti olmaktan nasıl çıkaracağını, semtin siyasi haritasının ne şekilde değiştirilmek istendiğini ve emeğiyle geçinen Beşiktaş yoksullarını nasıl göçe zorlayacağını ÇARŞI RUHUYLA ve BEŞİKTAŞLILIK DURUŞUYLA sosyolojik olarak anlatmaya çalışacağım.
Kalın sağlıcakla.