Üstü yeşil altı kavruk
Bölgeye uzaktan bakıldığında ağaçların yeşil yapraklarını görünce sanki yangın hiç olmamış gibi görünüyordu. Ancak yaklaştıkça yeşil yaprakların altında ağaçların gövdelerinin, dallarının yanıp tutuştuklarına tanık olduk. İlerledikçe duman tüten ağaç kovuklarını gördük. Kara bir gölge gibiydiler.
Şırnak’ın Silopi ilçesi Çalışkan beldesinde üç köyün orta yerinde, iddiaya göre askeri birlikten atılan üç ayrı patlayıcı nedeniyle büyük bir yangın çıktı. Yangına ilk üç gün boyunca müdahalede bulunulmadı. Yerel yönetimlerin çağrısıyla yangın yerine giden halk, kendi imkânlarıyla yangını kontrol altına aldı. Yangını söndürmeye çalışan halk, duyarsızlığa tepkili. Cudi yanarken umursamayan ancak Atina’daki orman yangınını naklen veren medyaya serzeniş ve öfke var.
İddialara göre Çarşamba gecesi saat 23.30 sıralarında Silopi’nin Çalışkan beldesine bağlı Ballıkaya, Damlaca ve Aksu köylerinin orta yerine, üçer kilometrelik arayla Çalışkan Hudut Tabur Komutanlığı’ndan ilk önce bir aydınlatma mermisi, daha sonra da iki adet havan ya da roket atıltı. Önce otlar, ardından da ormanlık alan tutuştu. Yangın giderek büyüdü ve köylerin ortasında kalan yüzlerce dekarlık alanı küle döndü. Yıllar önce köylerini terk etmek zorunda kalan ve 4 yıl önce köyüne geri dönen Süryani yurttaşların ektiği 5 binden fazla meyve ağacı da yok oldu.
Helikopter verilmedi
Söndürme çalışmaları için kamu kurum ve kuruluşlarının harekete geçmesini isteyen Şırnak milletvekilleri Faysal Sarıyıldız, Ferhat Encü ve Aycan İrmez, defalarca Şırnak Valisi Ali İhsan Su ile görüştü. Ancak sonuç alınamadı. Yangına helikopterle müdahale edilmesi istense de bu talep de yerine getirilmedi.
Ne Vali ne de AKP Hükümeti Cudi’yi görmeyince halk da yangın yerine kendi olanakları ile gitti. Eline geçirdiği çalı çırpıyla, öbek öbek yanan alevleri söndüren halk, geceleri de nöbet tutarak, üç günün sonunda yangını kontrol altına almayı başardı. Ama geride, yanan yüzlerce yıllık ceviz ve badem ağaçları ile palamut ve meşe ormanlarından, sumak ve menengiç kahvesi ağaçlarının küllerinden artan simsiyah Cudi kaldı.
Cudi’deki yangını gözetlemek için gönüllü olarak dağın tepesinde çalışan yurttaşları radyo dinlerken bulduk. Valiliğin yangınla ilgili açıklamasını dinliyorlardı. Açıklamaya göre devletin ekipleri yangına müdahale edip kontrol altına almıştı ama o kadar gezdiğimiz halde ekiplerin birini bile görmedik.
Gidin örgüte söyleyin
Görümlü Belde Belediye Başkanı Abdulgafur Rüzgar ise Yangın başladığı gece Aksu köyüne gittiklerini o sırada Çalışkan Taburu’ndan bir grup rütbeli askerin köye geldiğini belirterek “Yardım istedik ama ‘Orada zaten örgüt var, onlara söyleyin söndürsünler’ yanıtı aldık” dedi.
Yangına ilk müdahale edenler arasında yer alan Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği Silopi Eşbaşkanı Aydın Deniz, askeri yetkililerin, aydınlatma mermisi ve roket ya da havan attıkları yer için, PKK’lilerin geçiş yeri olduğu iddiasını dile getirdiklerini söyledi. Deniz “Yangının ortasında tutuşan hayvanların çığlıkları kulaklarımdan gitmiyor. Yangın helikopteri kısa süre içinde bölgeye ulaşabilirdi. Kürtlerin coğrafyası da dağları da yansın istiyorlar” dedi.
İkinci soykırım
CEK-DER Başkan Yardımcısı Sefer Abalak ise AKP Hükümeti’nin yangına sessiz kalmasının anlamlı olduğunu belirtti. Abalak şöyle konuştu:
“Son birkaç yıldır bölgede ormanlar yakılmıyordu ama anlaşılıyor ki bundan sonra yakmaya devam edecekler. Çünkü dünya duyduğu halde Cudi için AKP’den ve devletten yardım gelmedi. Halk yangın yerine gitmek istediğinde, kısa yoldan giderken önleri asker tarafından kesildi ve halk yolu dolanmak zorunda bırakıldı. Cudi’deki yangınla son bir yıl içindeki ikinci soykırımı yaşamış olduk. Geçen yıl bu günlerde Şengal’den kaçan Kürt Ezidiler, soykırıma maruz kalmıştı şimdi de Cudi’nin doğası. IŞİD ile aynı zihniyetle Kürtlerin doğası katlediliyor. Devlet ve AKP bölge halkı için kutsal kabul edilen Cudi Dağı’nda Nuh’un Gemisi’ni yakıyor.”
100 bin ağaç kampanyası
CEK-DER yöneticisi Osman Akyol sosyal medyada ‘Cudi’ye 100 bin ağaç’ kampanyası başlatıldığını belirterek “Türkiye’nin çevre aktivistleri Cudi’yi yalnız bırakmaz” diye konuştu.
Cudi’den sonra Diyarbakır
Cudi Dağı’nda çıkan yangının güçlükle kontrol altına alınmasının ardından dün de Diyarbakır’ın Lice ve Kulp ilçelerinde 3 ayrı bölgede yangın çıktı. Yangınları uzun süren çalışmalar sonucu kontrol altına alan Lice Belediyesi itfaiye ekiperi, yanıcı madde bulgularına rastladıklarını ve yangınların sabotaj sonucu çıkarılmış olabileceğini dile getirdi.
Lice’de ilk yangın öğlen saatlerinde Hedik ve Kaniya Spî köyleri yakınlarında başladı. Yangın ilçe belediyesine bağlı itfaiye ekiperi ve yurttaşların müdalesiyle büyümeden söndürüldü. Akşam saatlerine doğru ise ilçeye bağlı Duru köyündeki Duru Jandarma Karakolu yakınlarında bir kaç noktada aynı anda başlayan yangın rüzgarın etkisiyle hızla büyüyerek ormanlık alana sıçradı. Yayılan yangın Arıklı ve Bateyt köylerini tehdit etmeye başladı. Yurttaşlar, Lice Belediyesi’ne ait iş makineleri ve itfaiye aracı yangına müdahale ettiler. Yangını akşam geç saatlerde kontrol altına alınırken bölgede inceleme yapan Lice Belediyesi itfaiye ekipleri, 4-5 noktada aynı anda başlayan yangının yanıcı ve yakıcı madde kullanılarak çıkarıldığı yönünde tespitlere ulaştı.
Acil yardım çağrısı
Akşam saatlerinde Kulp’e bağlı Barın köyü yakınlarında başlayan yangın rüzgarın etkisiyle hızla yayıldı. Bağ ve meyve bahçelerine büyük zarar veren yangının yerleşim yerlerini tehdit etmesi üzerine bazı evler boşaltıldı. Kulp Belediyesi 3 iş makinesi, itfaiye araçları ve su tankerleri ile yangına müdahale etti. Ancak hem yangının gittikçe büyümesi hem de arazinin engebeli olması nedeniyle kontrol altına alınamadı. Kulp Belediye Başkanı Sadiye Süer, tüm imkanlarını seferber ettiklerine dikkat çekerek, ancak yangını söndürmede yetersiz kaldıklarını vurguladı. Acil yardım çağrısı yapan Süer, yangının söndürülmesi için hava araçlarına ihtiyaç duyduklarını belirtti.