"Kişisel olarak geleceğe umutla bakıyorum. Stadımız bitecek ve biz şampiyon olacağız. Ne gönüllerin birincisi ne şerefli ikincilik istiyorum. Ben iyi futbol oynayan ve elde ettiği sonuçlarla şampiyonluğa ulaşan bir takım istiyorum. Bizim en büyük rakibimiz top. Bu topu iyi kullanıp, sonuca ulaşacağız. Beşiktaş’ı güzel günler bekliyor, bundan kimsenin şüphesi olmasın."
Şenol Güneş’le dostluğumuz çok eskiye dayanır... İçi, dışı birdir. Kalbinden ne geçiyorsa, neye inanıyorsa söylemekten kaçınmaz, her kelimesinin arkasında durur, bu anlamda asla yan yollara sapmaz.
Güneş şimdilerde Beşiktaş’ın Ümraniye tesislerinde gecesini, gündüzüne katıyor, uzun soluklu lig maratonunda hep ‘zirvede’ kalmanın hesaplarını yapıyor.
Bir yanda Süper Lig, diğer yanda Avrupa Ligi’nde yarışıyor. Bu yoğun trafikte biraz araya girdik, ünlü hocayı tesislerde ziyaret ettik. Kahve ve sohbet için gittik... Ne var ki gazetecilik apoletimizi de kenara itemezdik. Araya bir ‘söyleşi’ sıkıştırdık.
Tarihi başarıdır
Önce karşı çıktı, biz ısrar ettik. Kırmadı, sağolsun... Kayıt dışı konuşmalar elbette var, ama aradaki güven köprüsü de üst düzeyde. Sıkıntıları yok değil, diline yansıtıyor, en önemli özelliği Ümraniye’den geleceğe umutla bakıyor:
“Beşiktaş’ın tarihi, gelecek için en büyük örnektir. Çok büyük bir camia. Ülke futboluna yön vermiş bir kulübün bundan sonraki durumu eskisinden daha iyi olmalı. Bizim görevimiz de Kartal’ı sürekli zirvede tutmaktır, birinci şarttır. Eskiye bakarsak başarılı yılları çoktur, bu trafikte başarısız da olmuştur. Ancak Beşiktaş her zaman tarihe damgasını vurmuştur.”
Beşiktaş’ın bugünkü konumunu büyük bir başarı olarak nitelendiren Güneş’ten bunu açmasını istedik:
“Geçmişe büyük saygım var. Müze kupalarla dolu. Rotayı bugüne çevirirsek son dört yılda hep şampiyonluk yarışı içinde olduğunu görürüz. Onca sıkıntıya karşın bu müthiş bir başarıdır. Niye mi? Bakın, bir yanda takım yapılanması, diğer tarafta stadın yıkılıp, yeniden yapılması. Ortada müthiş bir çalışma ve alın teri var. Elbette bu çalışmalar ekonomiyi de olumsuz etkiliyor, bunu yadsıyamayız. Sahanız yok, arzu ettiğiniz taraftar kitlesini bu olumsuzluk nedeniyle yakalayamıyorsunuz. Tüm bu faktörlere baktığımız zaman Beşiktaş’ın bugünkü konumu tarihi başarıdır.”
Taraftar sinmiş
Başkan Fikret Orman ve ekibine övgü yağdıran Güneş hoca, taraftar konusunu da gündeme taşıyor, seyircinin kabuğuna çekildiğini söylüyor:
“Bir yandan ekonomiyi yöneteceksiniz, kadro oluşturacaksınız, yarışta hep olacaksınız, stadı yapacaksınız, kolay iş mi bu? Beşiktaş bu süreçte her şeyi yapmış, sadece sonunu getirememiş. Bunun moral bozukluğu var. Taraftarımız sinmiş, kabuğuna çekilmiş. Biz ekip olarak sinmiş taraftarlarımızı iyi sonuçlarla ve de şampiyonlukla yeniden ayağa kaldıracağız. Kişisel olarak geleceğe umutla bakıyorum. Bu ışığı da, bu gücü de Beşiktaş’ta görüyorum. Kartal’ı güzel günler bekliyor, bundan kimsenin kuşkusu olmasın.”
Başkan sahiplendi
Hocam bu tablo ne kadar tecrübeli olursanız olun baskı yaratmaz mı?
“Bu krizi bilerek buraya geldim. Başkan olağanüstü çalışıyor. Onun çizdiği vizyonda ilerlemek istiyoruz. Oyuncuların da bu süreçte sıkıntıları oldu. Başkan bunlara hep göğüs gerdi, sahiplendi. Şimdilerde aldığımız başarılı sonuçlarla taraftarımızı yeniden yanımıza çekmeye başladık. Stat bitecek ve biz şampiyon olacağız. Bu da bizim görevimizi yaptığımızın en büyük kanıtı olacaktır. Ne gönüllerin birincisi, ne şerefli ikincilik istiyorum. Ben iyi futbol oynayan ve aldığı sonuçlarla şampiyon olan bir takım istiyorum. Bunu yaratmanın uğraşı içindeyim. Bizim en büyük rakibimiz top. Bu topu iyi kullanıp, sonuca ulaşağız.”
‘Eksiğimiz yok, fazlamız var’
“F.Bahçe ve G.Saray’dan eksiğimiz yok, fazlamız var. Mütevazılığımız ve samimiyetimiz bizi ayıran en büyük faktörler. Herkesin alkışlayacağı bir takım yarattığımızda taraftarımızın küskünlüğü de ortadan kalkacaktır.”
Şenol Güneş hoca tez kanlıdır, yerinde duramaz, her şeyi anında isteyen bir yapısı var. Laf dönüp, dolaşıp yine taraftarda düğümleniyor:
“Herkesin keyif alacağı bir takım yaratmak tek amacım. Diğer kulüpler, taraftarlar bizi izliyor mu? Evet izliyor. Bunu koruyup daha ileriye taşımalıyız. Ama bu başarıda en çok gurur duyacak kişi taraftardır. Bu anlamda sabır ve desteğe ihtiyacımız fazlasıyla var. Biz bir aileyiz. Çocuğumuz gibi düşünmeliyiz burayı. Çocuklarımız yanlış yaptıklarında, küsüp dışarı atmak asla doğru bir yöntem değildir. Birlik ve beraberliği sağlarsak, hem rakiplerimizin takdirini kazanırız, hem de daha güçlü oluruz. Bu bir oyun, savaş değil. Herkesin beğenisini ve saygısını kazanan bir kulüp yaratıp, şampiyon olmak büyük olaydır. Ama gücümü kullanıp, hak etmediğim bir şampiyonluk alırsam, bunu asla istemem. Şampiyonluk istiyorsam, rakipten daha iyi oynamam gerekir.”
Güneş, Beşiktaş’ın ezeli rakiplerinden hiçbir eksiği olmadığını da düşünüyor, geleceğe büyük umutlarla bakıyor...
“Beşiktaş’ta kabuğuna çekilen bir taraftar vardı. Fenerbahçe ve Galatasaray daha fazla gürültü yapıyor, ön plana çıkıyor. Ancak bizim onlardan eksiğimiz yok fazlamız var. Mütevazılığımız ve de samimiyetimiz, bizi onlardan ayıran en büyük faktörlerdir. Biz bu argümanları kullanacağız, herkes tarafından sevilen bir takım yaratmak istiyoruz. Biz bütün takımları ve renkleri seviyoruz. Herkesin alkışlayacağı, ‘bravo’ diyeceği bir takımı yarattığımız zaman ki, buna adım adım ilerliyoruz, taraftarımızın da küskünlüğü ortadan kalkacaktır.”
‘Volkan Şen’le hiç ilgisi yok’
Hocam bir de sizin için ‘oyuncu ayartıyor’ cümlesini kullandılar. Kişisel olarak ben buna katılmıyorum ama uzun süredir kamuoyunda bu olay tartışılıyor:
“Bu yakıştırmayı şiddetle reddediyorum. Ne demek ayartma! Çok çirkin bir kelime. Kaptan bana başvurdu, ‘gelmek istiyorum’ dedi. Peki ben mi aldım? Kendisine ‘başka bir yere git’ dedim. Bunu niye söyledim? Oradaki insanlar da bilsin, çocuk orada olmak istemiyor. Biz teklif yaptık, bu ayartma değil ki. Oyuncu istediler, para istediler, olmadı ve konu kapandı. Peki, o ayartıyor kelimesini bana yakıştıranlara soruyorum. Diğer oyuncular nasıl gitti? Ve hangi takıma gitti? Kaptanın gitmek isterken bana vermediniz, ama diğer oyuncular gitti. Demek ki satabiliyorsun. Niye ayartıyor diyorsun ki! Ben Bursaspor’u seviyorum, zarar da vermem. Transfer döneminde böyle bir politika izlemiş olabilirsiniz, saygı duyarım. Cevap vermezdim, ama siz bana saldırırsanız yanıt veririm. Ben bunu söylediğimde bana ‘Volkan Şen’ dediler, ama Volkan’la hiçbir ilgisi yok. Türkiye’deki algı bu maalesef. Lafı başka götürüyorlar.”
‘Babamdan bile çekinmem’
Söyleşimizde saha içinde kalmaya çalıştık. Ne var ki Güneş hoca bazı söylemleri nedeniyle müthiş eleştirilere hedef oldu. Çimlerden çıkıp, konuyu yazılı ve görsel medyaya getirdik ister istemez:
“Övgüler korkulu şeylerdir. İnsan işini yaptığında övülür. Ancak haddinden fazla olursa, yorabilir sizi. Biz işimizi iyi yapmalıyız. Övgülere baktığımızda işimizi doğru yaptığımızı düşünüyorum. Eleştirilerden de yararlanıyorum. Gazeteleri her gün okurum. Yalan haberlere cevap vermem. Oyuncularıma söylüyorum, kulüpte bizim konuştuğumuz bir şey yazılı ve görsel medyada yer alıyorsa, bunu söyleyenin hainliğidir. Gazeteci haber yapabilir. Niye yaptın da demem ama siyasi düşüncelerimi benim ağzımdan çıkmış gibi yazdılar. Benim bir düşüncem varsa, zaten söylerim. Babamdan bile çekinmem. Düşüncem birilerine göre hatalı olabilir, ama çekinmem, geri adım da atmam.”
‘Gücümüze güç katar’
Güneş hoca, filmi iki hafta öncesine sardı, eski başkanlardan Serdar Bilgili’nin verdiği yemeğe getirdi sözü:
“Tesisleri, stadı bitmiş, kadrosu oturmuş, şampiyonluk ipini göğüslemiş bir Beşiktaş’ı ortaya çıkaracağımıza inanıyorum. Daha sonra rotayı Avrupa’ya çevireceğiz, burada da yarışmacı bir takım olacağız. On gün falan oldu, gazetelerde bir fotoğraf gördüm. Serdar Bilgili, Yıldırım Demiören ve Başkan Fikret Orman’ın yer aldığı bir kareydi. Eski yöneticiler de vardı. Başarının sırrı iç barıştan geçer. Tabii ki farklı düşünceler olacak, ama bunları kulüp adına kullanırsanız doğrudur. Kırgınlıkların kalkması, bizim yani takımın gücüne güç katacaktır. Bu tabloyu oluşturan herkese teşekkür etmek gerekir. Şu anda üretime katkı yapmak için el ele verme zamanıdır. Tartışacağız elbette, ama bunları daha iyi bir Beşiktaş için yapacağız.”
‘Beşiktaş en büyük olmalı’
“Trabzon yokken F.Bahçe, Beşiktaş, G.Saray vardı. Ama şu anda büyük dersen ben 5 büyük sayarım. Bursaspor da var çünkü. Beşiktaş, F.Bahçe-G.Saray kavgasında geriye atılmaya çalışıldı. Bunu doğru bulmuyorum. Biz onlardan aşağı değiliz. Onlarla beraber devam edip önlerine geçmek istiyoruz. 5 büyük arasında en büyük biz olmalıyız.”
Bilic’e övgü
“Slaven Bilic’i beğeniyordum. Yeni hocalar da geliyor. Mutlaka birileri çıkacak, çıkmalıdır. Güneş, Fatih Terim, Mustafa Denizli kolay olunmuyor. Bir sürü darbeleri yiyerek bugünlere geldik biz. Yeni gelenler de bizi geçsin.”