Eski BJK Başkanlarından Bilgili; 100. Yıl Şampiyonluğundan Başkanlığı Neden Bıraktığına, 2004'te Kaçan Şampiyonluktan Beşiktaş'ın Şu Anki Durumuna Kadar Bir Çok Konuda Çarpıcı Açıklamalar Yaptı;
"TARAFTARIN GÖSTERDİĞİ TAVRU KABULLENEMEDİM"
Serdar Bilgili: 2004 yılında, ilk yarıyı 11-12 puan önde bitirdikten sonra peş peşe mağlubiyetler aldığımız dönem bazı organize olaylarla karşı karşıya olmamıza rağmen taraftarımızın bize gösterdiği tavrı kabullenemedim. O zaman taraftarımızdan çok büyük destek beklerdim. Maalesef destek görmediğim için bıraktım.
"5 YAŞINDAKİ KIZIMA KÜFÜR ETTİLER"
Beşiktaş’ta yaşadığı kırgınlık yüzünden mi sporun içinde aktif olarak yer almadı?
Serdar Bilgili: Tabii ki, kesinlikle. Beşiktaş’a 12 yılımı verdim ve ayrılma sebebim ne biliyor musunuz? Fenerbahçe – Beşiktaş maçında benim 5 yaşındaki kızıma küfür ettiler. Rahmetli anneme ağza alınmaya hakaretler ettiler ve bana 3-4 metre mesafeden. O gün onun için bıraktım. Ben bu küfürleri hakketmedim ki, ben Beşiktaş’a 12 yıl hizmet ettim. Daha da üzücüsü ayrıldıktan sonra yok mafyaya borcum varmış, şampiyonluğu Fenerbahçe’ye satmışım… Bugün bile bunları yazıyorlar. O gün bir başkanın onurlu bir şekilde kendi onurunu korumak için, camianın korumadığı noktada kendi onurunu korumak için görevini bırakmasını dahi anlayamadılar. Çünkü bugün kimse onurla görev bırakmıyor. Herkes koltuğuna yapışmış durumda. Ben o koltuğa hiçbir zaman yapışmadım. Ben o koltuktan kimlik de bulmadım. Ben bu camiaya hizmet etmeye çalıştım. Tek beklediğim camianın bunu takdir etmesiydi. Takdir etmediler, ben de ayrıldım.
"BEŞİKTAŞ'IN 1 MİLYAR DOLAR SERVETİ OLACAKTI"
Serdar Bilgili: Biz bıraktığımız zaman Beşiktaş’ın borcu 17 milyon dolardı. Yıllık 62 milyon dolar geliri vardı. Fenerbahçe ve Galatasaray’dan daha fazlaydı gelirimiz. Beşiktaş’ın senelik 15-20 milyon dolar karı vardı. Yani hem borcumuzun faizini ödeyebilecek hem yıllık kar edebilecek durumdaydık ve Beşiktaş o sırada Fulya’yı yapmak üzereydi. Biz Fulya’yı yapsaydık; bizim projemiz Fulya’da İstinye Park’tan daha değerli bir AVM ve yanında da iki tane kuleydi. Kendi imkanımızla yapacaktık. Bugün Beşiktaş 1 milyar dolarlık bir servetin ve yıllık 80-90 milyon dolarlık kira gelirinin sahibi olacaktı. Gelir açısından da dünyanın en güçlü kulüplerinden olacaktı. Bizden sonra gelen yönetimler başka projeler yaptı ve Beşiktaş’ın geldiği nokta ortada.
"TEKRAR BEŞİKTAŞ BAŞKANI OLMAM"
Tekrar Beşiktaş başkanı olur mu?
Serdar Bilgili: Tabii ki olmam. Benim artık yaşım ilerledi. Bir kere genç olmak lazım, enerjik olmak lazım, mücadeleci olmak lazım. Ömür boyu yapılacak da bir iş değil. Hayatınızda belli bir dönem yapılması gereken bir iş. Ben dışardan Beşiktaş’ı büyük bir keyifle izliyorum, destekliyorum ve iyi olmasını istiyorum. Ama maalesef şu an çok parlak olduğunu söyleyemem.
"BEŞİKTAŞ 3 BÜYÜKLÜKTEN KOPMAYA DOĞRU GİDİYOR"
Beşiktaş’ın şu anki durumunu nasıl değerlendiriyor?
Serdar Bilgili: Çok kötü değerlendiriyorum. Maalesef Beşiktaş nerdeyse 3 büyüklükten kopmaya doğru gidiyor. Çok geride kaldık. Ama daha da kötüsü şu an baktığınız zaman eski yöneticiler, eski camianın önde gelenleri hiçbiri maça gitmiyor. Herkes Beşiktaş’tan koptu. Bunun sebebi; Beşiktaş son 4-5 seçimde herkes birbirine girdi. Eski başkanlar birbirleriyle kavga etti. En son gelen başkan (Hasan Arat) dedi ki 20 yıldır Beşiktaş’ı Beşiktaşlılar yönetmiyor. Yani bizlerin Beşiktaşlı olmadığını iddia ederek yaklaşık 150 tane yöneticiyi töhmet altında bıraktı. Halbuki bugünkü başkan, eski başkanları toplasa, bir araya gelsek kendisine destek versek, kötü söylemlerden vazgeçilip camiayı birlik haline getirmeye çalışsak o zaman camia güçlenir.
"MEHMET BÜYÜKEKŞİ NEDEN HALA ORDA OTURUYOR?"
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi hakkında ne düşünüyor?
Serdar Bilgili: Valla sayın başkanı gayet iyi tanıyorum. Çok da sevdiğim, çok düzgün bir insandır. Niye hala orda duruyor, ben onu anlamıyorum. Bir camiaya hizmet ediyorsunuz, o hizmet ettiğiniz insanlar sizi istemiyor. O zaman niye duruyorsunuz orada? Bırakın, değiştirsinler ve birisi gelsin. Oturmaması lazım, çoktan bırakması lazımdı. Yeniden seçime gitsin, kendisi de aday olsun istiyorsa… Bu kadar talebin olduğu bir ortamda zorla orda oturmayı ben onuruma yediremezdim şahsen.
"ALİ KOÇ, F.BAHÇE'Yİ ÇOK SEVDİĞİ İÇİN ÇOK ZOR BİR GÖREVE SOYUNDU"
Büyük takım yöneticiliği hakkında:
Serdar Bilgili: Büyük futbol kulübünün başkanı olmanın getireceği bazı tanınırlık ve saygınlık açısından avantajları var. Bu durumu, bazı kişiler iş dünyasında imtiyaz almak için kullanabilirler. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray başkanları telefon açtığı zaman bakanlar, vali, emniyet müdürü vs. herkes telefonu açar. Tanısa da tanımasa da muhakkak geri döner. O konum güçlü bir konumdur eğer kişi menfaatine kullanmak isterse… Tabi buna ihtiyacı olmayan insanlar da yöneticilik yapıyorlar. Mesela sevgili Ali Koç, tamamen Fenerbahçe aşkıyla girmiş. O kadar belli ki… Fenerbahçe’yi çok sevdiği için çok zor bir göreve soyundu. Ben kendi açımdan söyleyeyim; beni kimse tanımazdı Beşiktaş yönetimine girmeden. Ben bir Koç ailesi mensubu değilim. Beşiktaş’a girmiş olmak benim tanınırlığımı arttırdı ama Beşiktaş’ı hiçbir zaman kendime menfaat sağlaman için ya da devletle iş yapmak için kullanmadım. Ama bunu kullanan yöneticiler olduğunu görüyoruz.
"FATİH TERİM İLE GÖRÜŞTÜM, LUCESCU'YU GETİRDİM"
100. yıl şampiyonluğu hakkında:
Serdar Bilgili: Çok değerli bir şampiyonluk yaşadık. Zor bir dönemde 100. Yıl şampiyonluğu yaşadık. Beşiktaş zor bir dönemden geçmişti. 2000-01 sezonu zor geçti, 2001-02’de büyük ekonomik krizlerin olduğu dönemde bütün oyuncuların sözleşmelerini yeniden değiştirdik ve kontratları olmasına rağmen sağ olsunlar hepsi yarı yarıya fiyatları indirdiler falan… Yani zor ve mücadeleli bir dönemdi. 2002-2003 dönemi için yeni antrenör getireceğiz, Fatih Terim’le görüşmüştüm. Fatih Hoca, Beşiktaş’a gelmesinin G.Saray’daki seçimlere bağlı olduğunu söyledi. Çünkü Özhan Canaydın’a söz vermiş. Seçimi Özhan Canaydın kazanınca Fatih hoca, Galatasaray’ın başına geçti. O sezon Lucescu ile Galatasaray şampiyon olmasına rağmen Özhan abi, Fatih Terim’e söz verdiği için Lucescu ile yollarını ayırdı. Öyle olunca ben de dedim biz Lucescu ile görüşelim. Evde otururken dedim bana Lucescu’nun telefonunu bulsanıza bir arayıp konuşayım. Buldular telefonunu ve aradım Lucescu’yu… Açtı telefonu, dedim ben sizinle görüşmek istiyorum. O da ben de sizinle görüşmek istiyordum dedi. Yarım saat sonra benim evime geldi. Çok kırgınım Galatasaray’a dedi. Ben şampiyon yapmama rağmen sözleşmemi yenilemediler dedi. Bize gelir misin diye sordum. Tabi dedi. Ne istiyorsun dedim, Galatasaray’da aldığım ücreti verin dedi. Ben Galatasaray’da aldığının biraz üstünü verdim ve 15 dakikada el sıkıştık. Galatasaray’a kalbi çok kırılmıştı.
En unutamadığı Maç:
Serdar Bilgili: Galatasaray maçı tabi. Bizim şampiyonluğu aldığımız maç. Ben her maçta sakin ve duygularımı çok belli etmeden maç seyrederim. O maçta Özhan abi yanımda oturuyor. Sergen golü attı, şampiyonluğumuz belli oldu. Yerimden fırlayıp zıplamaya başlamıştım. En unutamadığım maç odur. Bir daha da öyle bir şey olmadı.
"TÜRKİYE'DE SERGEN'İN DEĞERİNİ BİLEMEDİK"
Türkiye’de izlediği en yetenekli yabancı futbolcu:
Serdar Bilgili: Hagi tabi ki. Türk olarak da Sergen Yalçın’dır tartışmasız. Ben Sergen ile de beraber çalıştığım için kendisi çok özel bir futbolcu, özel bir karakter. Bence biz Türkiye’de Sergen’in değerini bilemedik. Sergen dünyada herkesin konuştuğu tek isim olabilirdi. Müthiş bir yetenek.
Spor / Depor