Sokağa çıkılamıyor ekseriyetle ya! Millet sosyal medyada özellikle Instagram’da canlı röportajlara başladı...
Aslında iyi de oluyor. Pratik en azından... Öyle stüdyo ışığıydı, makyajdı yok. Trafikti zaman kaybı yok. Basıyorsun tuşa, alt taraf pijama. Üst taraf kravat takılıyorsun!!! Bu vesileyle geçen gün Beşiktaş Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Sevgili Bilgihan Suner, Üni BJK’nın konuğu oldu Instagramda... Dinleyemedim... Lakin sonra ne demişse harfiyen yazan sitelerden bilgi edindim...
Tribüne yakın, tribüncünün dilinden anlayan, anlamaya çalışan bir arkadaşımız olduğundan bir göz gezdirdim sevgili Bilgihan’ın dediklerine...
Dikkatimi çeken iki ana hususu buraya taşımak istedim... Bunlardan ilkinde kale arkası tribünde bir şekilde alt ve üst katın birleştirileceğinden bahsediliyor... Bu taaa stat yapılmadan stadın maketini gördüğümüzden beri anlatmaya çalıştığımız bir durum... Bir değer veren çıkmış sonunda... Güzel bir yaklaşım ve o tribüne lazım bir hissiyat... Lakin aynı bölümde duran deplasman tribünü ne olacak sorusu peydahlanıyor hemen akıllarda... O da ilk etapta tek parça halinden altlı üstlü bölünmeye geçecek gibi konuşuluyor ama Aynı düzlem içinde iki ayrı mimari nasıl şekillenecek? Ama istemek başarmanın yarısıdır deyip iyi niyete selam çakalım...
İkinci husus ise Kapalı tribünün alt kısmının, Yani sahaya yakın olan bölümünü üniversitelilere ve liselilere ayırma mevzusu... Keşke...
Marjinal bir uygulama olur ki Tadından yenmez... Lakin hemen üstte duran 1903 Tribünü ve onun localarının dizaynı ayrı bir terane oluşturacak gibi... Ve tabii geçen yazımda da belirttiğim gibi en önemli konu, Yol haritası ve ona bağlı kombine ve bilet dampingleri... Yani yukarıda yazılanların hayata geçebilmesi için hiyerarşik zihniyetin kabul görmesi... Yine de tribün denilen olgunun her şeyin üstünde tutulması gerektiğini hissedenleri bile görmek umutlandırıyor bizi... Hadi hayırlısı...
VİCDAN
Eski hakem Bülent Yıldırım, hakemliğinin elden gitmesine neden olan maç için yine bir şeyler demiş... “Yönettiğim G.Saray-Beşiktaş maçı için vicdanen de kalben de gerçekten çok müsterihim...” İyi... Yalnız size şunu söylemeliyim ki Sn. Yıldırım, Siz almışsınız “vicdanınızı” karşınıza, öyle konuşuyorsunuz... Stabil, ajite ederek ve duygudan yoksun... Lakin “vicdanınızın” Sizi karşınıza alıp da ‘Gel şöyle bir konuşalım’ dediği an, Yani vicdanınızı dinlediğiniz gün, İlk çıkarttığınız günah G.Saray-Beşiktaş maçı olacaktır... Zira insan dediğiniz canlı, Doğruyu saklar ama asla kaçamaz...
GEÇTİ ÇOCUKLAR GEÇTİ ARTIK
Yazı olacak mevzu yok ya, kimin ne hassas noktası var, arayıp buluyorlar...Son dönem modası da Talisca... Her önüne gelen Beşiktaş’la Talisca’yı bir şekilde birleştirip haber yapıyor... Talisca Beşiktaş’a gelmek istiyor, Beşiktaş’ın Talisca inadı, vs... Millet meraklanıyor tabii. İş yok güç yok. Hem saracak yer arıyor, Hem muhatap... Bu da olta atanların işine geliyor... Öyledir zaten. Önce negatifini yaparsın haberin, Sonra açıklama gelir. Düzeltirsin... Burada öyle de olmuyor. Beşiktaş Yöneticisi Sn. Dalgakıran, Bu Talisca haberlerinin hepsine cevap veriyor. ‘Olmaz’ diyor, lüks, ismi pahalı transferi unutun diyor. I-ııh! Öte yandan Talisca bağırıyor. 2022’ye kadar sözleşmem var, Çin’de mutluyum filan diyor... Yok arkadaş... Hâlâ Talisca diyor bazı aklıevveller. Geçti hemşehrim geçti. Oraya buraya yazdırıp piyasa kızıştırmak, Taraftar baskısına teşvik yapıp hedefe yürümek, geçtiiii... Yöneticiler de artık her fırsatta söylemeli. Para harcayamayız. Başka kapıya demeli... Gerçi korona bey sağ olsun, Kapı mapı da kalmadı ya artık!!!!
Akşam