Bir ara maçın başında 40 metreden kaleyi yokladılar.
Topun kaleye doğru süzüldüğü anda,
Stattaki tezahüratın bir anda kesildiğini hissettim.
Kaleci Utku’ya olan merakın fotoğrafıydı o sessizlik.
Ben Utku’yu yazarken Oğuzhan’ın ceza sahasında topla iki kişi eksilterek çok klas döndüğünü gördüm. Ama yaptığı plaseyi görmemiş olalım.
Bu satırları yazarken maçın skorunu bilmiyorum. Ama sonuç ne olursa olsun,
(Geçen hafta da ilk yarısını çok eleştirdik Beşiktaş’ın.)
Lakin bütün eksiler dahilinde bile olsa,
Beşiktaş bu ligin topu adam gibi oynama,
Ve takım olma modunda,
Hala gerekli yerlere transfer yapılmamasına rağmen,
Kim ne derse desin uzak ara en iyisi. Nokta.
Sonra 3 metre ofsaytta duran adamın Beşiktaş kalesine attığı golü gördük.
Biz bir kere seyrettik,
Kabak gibi ofsayttı adam.
Kamera odasındakilerin defalarca seyretmesine rağmen hakemin kulaklığına ne dediklerini hakikaten çok merak ediyorum.
Ne yani? ‘Gol temiz’ mi dediler!!!
Dedilerse eyvahlar olsun.
Neler oluyor biri anlatsın Allah aşkına.
Sonra o hengamede ikincisini yedik.
Sakındığın göze çöp batar ya,
O hesap.
Sonra Negredo’nun skoru 1-2 yapan akıl dolu golünü,
Hemen akabinde Antalya’nın 3. sayısını gördük.
Enteresan ki ne enteresan.
Sağ taraftaki boşluğun bize bu kadar pahalıya mal olacağını kimse tahmin edemezdi herhalde.
Ve daha 35’te yedek soyunan Gökhan Gönül’ü oyuna aldı Şenol Hoca.
Demek o da tahmin edememişti.
İlk yarı bitip de soyunma odasına gidilirken tek temennimiz,
Yenilen 3 golde de hatası olmayan Utku’ya büyük moral verilmesiydi.
İkinci yarı başladığında takımdaki tek düşünce saldırmaktı.
Quaresma 20-25 metreden depar atıp kaleciye baskı yapıyor,
Negredo-Caner, Antalya’ya nefes aldırmıyordu.
Herhalde Antalya, 45 ve 55. dakikalar arasında yediği baskıyı,
Kurulduğu günden bugüne yememiştir.
Beşiktaş tam 6 dakika rakip ceza sahasından çıkmadı.
Anlayın gayrı.
Mükafatı da Pepe’nin kafa golü oldu: 2-3.
Gol iştah açıcı şurup gibi geldi Beşiktaş’a.
Saldırı devam ediyordu.
Ve klasik ve haliyle yere yatmalar başladı.
Bu arada Larin de oyuna girmişti.
Ve heyecan zirve yapmıştı.
Biz oturduğumuz yerde yorulduk.
Anlayın işte.
Sağdan soldan gelen ortalar,
2’ye 1’ler,
Adam eksiltmeler,
Ve Antalya kalecisinin kritik 2 kurtarışı.
Pepe’nin geçen haftaki gibi santrfora dönmesi,
Gökhan Töre’nin oyuna girmesi,
Bütün kozlar orta yerdeydi artık.
Şanssızlık da musallat olmuş, Pepe’nin müthiş kafası direkte patlamıştı.
Olmuyorsa olmuyordu.
Sezonun başında gelen bu mağlubiyet,
Transfer diye bağırmakta.
Hem de acil!
Eğer doğru değerlendirilirse bu mağlubiyet kazanç olabilir.
Ve Beşiktaş’ın taraftarı her zaman takımının iyiliğini ister.
Polemiğe gerek yoktur.
Nokta.
Alen Markaryan / Akşam
