''Türk Futbol Nasıl Kurtulur''

Beşiktaş eski yönetim kurulu üyesi, Somaspor Başkanı Sinan VARDAR, Fotomaç gazetesine verdiği röportajda Türk Futbolunun kanayan yaralarına parmak bastı.
Haberin yayılanma tarihi:06 Haziran 2015, Cumartesi

Sinan Vardar, borç batağındaki futbol kulüplerimizin kurtuluş reçetesini açıkladı: Kulüplerin ekonomisini savurgan başkanlar yerine futbol ekonomistleri yönetmeli. Pahalı yabancı transferler yerine altyapıdan yıldız çıkarmak şart

Futbol kulüplerimizin içinde bulunduğu mali krizi neye bağlıyorsunuz? 

Bugün birçok kişi farkında olmasa da futbol kulüplerimizin çoğu batık durumda. G.Birliği, Altınordu ve Sivasspor gibi iyi yönetilen birkaç kulübümüz hariç çoğunun çok ciddi mali sorunları var! Bakınız Bursaspor gibi Beşiktaş gibi kulüplerimize UEFA'dan bu mali kriz yüzünden ceza ve yaptırımlar geldi... Ne kulüpler ne de Futbol Federasyonu bu konuda bir tedbir alamadı. Zaten biliyorsunuz federasyondaki kişiler de kulüplerin seçtikleri kişiler olduğu için federasyon hep kulüplerin istediğini yapar oldu. Profesyonel Futbolcular Derneği, Futbol Adamları Derneği ve taban birliklerinin maalesef Futbol Federasyonu'nda oy kullanmaları iptal edilmiştir. Yani futbolumuzu seçenler ve seçilenler büyük bir çoğunlukla Futbol adamları değil, konuyu yüzeysel bilen iş adamları yönetiyor. Bu mali krize neden girdiklerine gelirsek, maalesef kulüplerimiz üretmeden tükettikleri için bugün bu borç batağının içine sürüklendiler. Basit bir anlatımla 1 lira kazanan kulüplerimiz 5 lira harcayıp hep borçlandılar. Bu nasıl oldu? Hiçbir mali sorumlulukları olmayan başkanlar ve yöneticiler kulübün parasını pervasızca harcayıp borç içine sokup sonra da elini kolunu sallayarak gittiler.. Sonra arkasından gelip yönetimi devralıp aynı sistemi sürdüren başkanlar batık kulübü daha da batırdılar! Hatta kulüpler bazıları için kendilerine gelir kapısı oldu. Başkanlar mutlaka kulüplere verdikleri zarardan sorumlu tutulmalılar. Yoksa kulüplerimizi borç batağından kimse kurtaramaz! 

Şimdi UEFA bazı yaptırımlar yapıp borçlu kulüplere bazı yaptırımlar getirecek. Yani kulüplerimizin borçsuz olmaları şart! Peki sizce kulüplerimiz bu borç batağından nasıl kurtulur? 

Bugün sadece küçük kulüplerimiz değil büyük diye adlandırdığımız bir çok kulübümüz de büyük borç batağı içindeler. Bazı kulüplerimiz bırakın futbolcu paralarını ödemeyi çalışanlarının paralarını bile ödeyemez duruma geldiler. Çıkış yolu ararken yüksek faizli faktöring şirketlerinden krediler alarak daha da batağa saplanan kulüplerimiz de var. Yılların birikimiyle 'Futbol kulüplerimiz bu durumdan nasıl kurtulur?' sorusunun yanıtını aradım. Yılların birikimi diyorum, 45 yıldır futbolun içindeyim. 18 yıl futbol oynadım. 5 yıl kulüp başkanlığım var. Çok sevdiğim Beşiktaş kulübünde yöneticiliğim var. Sosyal sorumluluk projesi olarak da Somaspor'un şu an başkanlığını yapıyorum. Futbol adamları Derneği'nde de başkan vekiliyim... Ve tüm bunların birikimiyle bir proje ürettim kafamda. Bunu sporumuzun duayenleri ile de paylaştım. Onlar da olumlu bakınca ilk olarak kendi yazı yazdığım gazetemde bir röportajla açıklamayı uygun gördüm. Kulüplerimizin mali krizden çıkması için önce gelir gider tabloları ortaya konur. Borç miktarları çıkarılır. (Bu konuda Göksel Gümüşdağ ve Hüsnü Güreli'nin çalışma başlattıklarını biliyorum. Hatta ilk tepki de geldi neden biz envanterlerimizi kulüpler birliği'ne verelim? dendi.) Devlet bankalarından Ziraat Bankası, Halkbank veya Vakıfbankası gibi bankalarımızdan biri veya ikisi bu kulüplerimize uzun vadeli (sendikasyon kredisi) düşük faizli krediler verecekler. Tabii kulüplerin mal varlıklarına da temlik koyacaklar. Şu anda bilhassa büyük kulüplerin mal varlıkları yüksek faizli özel banka borçlarına ve faktöring firmalarına ipotekli. Yani sabit menkul değerler finans şirketlerine gitmiş. Bankalar 10 yıl, 15 yıl gibi uzun vadelerle geri alacakları bir para enjekte edecekler. Böylece kulüplerimiz UEFA nezdinde borçsuz gözükecek. Diyelim ki kulübün 150 milyon dolar geliri varsa yıllık bunun 75 milyon doları ile bankaya borcunu ödemek zorunda bırakılacak. Kulüp elinde kalan 75 milyon dolar ile sezonu tamamlayacak. Çalışan sayısını (Kulüplerimizin çoğu bu konuda çok savurgan) ve transferlerini elindeki paraya göre yapacağından borç da katlanarak yükselmeyecek. Kendi öz kaynaklarına dönmek zorunda kalan kulüp "Üreten bir kulüp" durumuna gelir. Altyapıdan kazanılan gençlerle hem futbolcu üretip hem kulübe mali anlamda hem de Türk futboluna futbolcu kazandırmak anlamında katkı yapması sağlanmış olunur. Böylece hem borç batağındaki Türk kulüpleri bankaların devreye girmesi ile UEFA kriterlerine kavuşmuş olur hem borçlarından kurtulur hem de zamanla "Üreten kulüp" durumuna geçerek Türk futboluna katkı sağlar. Futboldan çekilen ciddi sponsorların da tekrar kazanılması lazım. Sayın Göksel Gümüşdağ, sayın Yıldırım Demirören ile birlikte bunu oluşturmaya çalışıyor. Haydi hayırlısı! 


Anlattıklarınız gerçekten kulağa hoş geliyor. Peki kulüplerimiz bunları yapabilmesi için nasıl bir denetim mekanizması olmalı? 

Bakınız bunu en iyi Almanlar uyguladı. Ne yaptılar? Kulüplerini yabancı denetleme şirketlerine teslim ettiler. Almanları Belçikalı denetçiler inceledi. Ve onlar ne önerdiyse Alman kulüpleri harfiyen uyguladı. 5 yıl gibi kısa bir dönemde Alman kulüpleri UEFA kriterlerine kavuştu. Mali krizden kurtulup üreten kulüpler oldular. Yabancı denetçi dememizin sebebi Türk kulübünü, Türk şirket denetleyinceahbap-çavuş ilişkileri devreye girip yapılması gereken değişimlerin yapılamadığını hepimiz iyi biliyoruz. Yani bankalar kulüplerimizin borçlarını teminatlar alarak kredilerle üstlenirken "yabancı bir denetçi" şirket mecburiyetini de yanında şart olarak getirecek. Denetçi firma kulübün mali yapısını inceleyerek nasıl mali krizden kurtulabileceğinin reçetesini kulübün yönetimine verecek. Mesela diyecek ki 15 kişilik personelden 4'ü gereksiz. Kısıtlamaya git! Kulüp yönetimi de bunu uygulayacak. Önerileri harfiyen uygulayacak ki başarsın! Kulüplerimiz üreten bir yapıya kavuşacak, Denetlemelerde kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak, CSKA, Parma, Glasgow Rangers kulüpleri küme düşürüldü. Bizde ise hala eski sistem yürürlükte. 

Kulüplerin kara geçmesi nasıl sağlanabilir? 

Önce herkesin bildiği ama ispat edilemediği için konuşulmayanların önlenmesi lazım. Nedir bunlar? Transferde çıkar ilişkileri bitirilmeli! Yani yönetici ile menejer arasında buharlaşıp kaybolan paralar olduğunu herkes biliyor. Transferlerde aracılar arasında yok olan milyonların önlenmesi lazım. Ayrıca bir başka reform da amatör sporlar üzerinde olmalı. Bakınız Ünal Aysal diyor ki basketbola ben her yıl 50 trilyon harcıyorum 7 trilyon geliri var... Bunu Avrupa'da kulüpler nasıl çözüyor? Dernek kuruyorlar. Yani Galatasaray Basketbol Derneği bunu üstlenecek. Gelirlerine göre kendilerini yönetecekler. Böylece basketbolun kulüplerimize mali yükleri olmayacak. Bu her branşta geçerli. Yani her amatör branşa ayrı bir dernek kuracaklar. Bu Barcelona'da bile böyle. Amatör branşlarda faaliyet gösteren kulüplere vergi indirimi getirerek amatör branşlar desteklenmeli. Yıllardır söylerim Türk futbolcularla niçin yabancı para üzerinden kontrat yapılıyor? Kur farkları bu ekonomik krizin diğer bir olumsuzluğu... Bunu anlamak mümkün değil! Bir başka reform da altyapılarda olmalı. 14-16 Yaş guruplarında İngilizleri, Almanları gençlerimiz yeniyor. UEFA yetkilileri toplantılarda Türk gençlerinin Brezilyalılarla birlikte çok yetenekli olduğunu söylüyorlar. Biz bu kaynaklara yönelemiyoruz. Bir Arda'yı çıkardık Avrupa piyasasına o kadar. Genç yetenekler yok olup gidiyorlar! Bugün Almanya'da her şehirde futbol gelişim merkezleri ve Spor akademileri var. Ülkemizde Spor Akademi'lerinden mezun olan hocalar Beden eğitimi Öğretmeni yapılıyor. Kulüplerin alt yapılarında ise yöneticilerin tanıdığı isimler çalışıyor. Sonra ne oluyor? Altyapıdan iyi eğitim alamadan sosyal gelişimini iyi tamamlamadan milyon dolarları alan futbolcularımız Ferrari ile geziyor! Bizler de eleştiriyoruz. Alt yapılarda eğitim, sosyal gelişim ön plana çıkarılmalı. Önce dürüst ve iyi insanlar yetiştirmeliyiz. 

Kulüplerimizin nasıl kurtulacağına ilişkin özet yaparsak? 

Spor kulüpleri kurumsallaştırılıp profesyonelleştirilmeli. Başkanlar ve yöneticiler için denetleme mekanezması olmalı. Türk futbolunun önünün açılması için; bugün bakın Lig TV'ye TMSF el koyarak zaten Devlet yayın gelirlerini kontrolü altına aldı. Şimdi kulüplerimizin yönetimi de devlet kontrolü altına alınmalı. Kulüpler Maliye Bakanlığı'nın kontrolünde olmalılar. Bankalarla krediler verilerek desteklenen futbol kulüpleri yabancı denetçilerle denetlenmeli. Başkanlar bundan sonraki borçlar için şahsi kefalet vermeli. Yani futbolumuzu savurgan başkanlar ve yöneticiler yerine futbol ekonomistleri ve futbol adamları yönetmeli. Pahalı transferler yerine altyapılara önem artırılmalı. Türk Futbolu içinde bulunduğu krizden ancak bu şekilde kurtulabilir! Taraftarlar müsbet şeyler duymak istiyor ama bunlar gerçekler. Dürüst yöneticilerden özür dilerim!

Fotomaç

Etiketler: DUYDUK MU ?   www.duydukmu.com  

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

9 + 5 = ?

 




En Son Haberler
AnketTümü
Yeni Sitemizi Beğendiniz mi?
 
haber yazılımı: buki