Hazırlanan raporda, sağlık sistemimiz adına yapılan tercihlerin çok ulusluk sağlık şirketlerinin ülkemizin sağlık alanının tüm noktalarına nüfuz ettiği ve bu durumun ülke vatandaşları ve sağlık sistemimiz için tehlike barındırdığı dile getirildi.
SAĞLIK HİZMETİNİN PİYASALAŞTIRILMASI
Raporda, "T.C Anayasası Madde 56. devletin tüm vatandaşlarının sağlıklı koşullarda yaşamlarının düzenlenmesini sağlama yükümlülüğün olduğu belirtilirken, sağlık alınır satılır bir meta, hasta ise müşteri şeklinde yaşamımızın her noktasında yeniden tanımlanmıştır" ifadeleri kullanılıyor.
Sağlık hizmetinin piyasalaştırılması süreci, yerli sermayenin önünü açacak ve onu güçlendirecek biçimde işlenmediği ifade edilirken son yıllarda ülkemizdeki sağlık sisteminin “reform” adı altında geçirdiği dönüşümün sağlık tekellerinin büyümesine yol açtığı dile getiriyor. Bu noktada da çok uluslu şirketlerin, uluslarlarası hastane zincirleri ağı ile özel hastaneleri bünyelerine kattığı ve kamu hastanelerinin tasfiyesinin hızlandığına değiniliyor.
İLAÇ SEKTÖRÜNÜN HIZLA BÜYÜMESİ
Genel Sağlık-İş Sendikası tarafından hazırlanan raporda bir başka çarpıcı konu ise ilaç sektörünün hızla büyümesi. Raporda aktarılanlara göre, Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında hayata geçirilen sağlık sistemi modeli piyasalaşmayı ve sektörün büyümesini kolaylaştırdı.
Sağlık harcamaları açısından dışa bağımlı olan ülkelerde harcamaların büyük çoğunluğu ilaç parası veya tıbbi araç gereç parası olarak ülke dışına çıktığı dile getirilirken dünyanın en büyük 10 ilaç̧ üreticisinin tümünün Türkiye pazarına satışı bulunduğu bilgisi veriliyor.
2016 yılsonu satış verilerine göre dünya ilaç pazarının büyüklüğü 1,1 trilyon dolar olarak gerçekleştiğine de değinilen raporda, Çin, Japonya, Almanya ve Fransa’nın dünya ilaç endüstrisinin en büyük 5 pazarı olduğu aktarılıyor. 2016 yılı sonundaki 462 milyar dolar toplam büyüklükle ABD ilaç pazarı sektörün tartışmasız lideri konumunda.
UYDURMA HASTALIKLAR
İlaç üreticilerinin dünyanın her noktasında büyük bir pazara sahip olması ve sektörün tekelleşmesi ilaç satımını artırmak için uydurma hastalık çıkardıkları da rapordaki diğer konu.
Ekoloji ve sanat dergisi Gaia’nın 19 Mayıs 2016 yayınında bu konuya dair şöyle bir yazısı bulunuyor: “Bugün büyük ilaç firmaları, AR-GE faaliyetleri kapsamında keşfettiği sayısız hastalık türü ortaya koymuştur. Tersinden okursak, bu tekellerin yeni pazarlar yaratma çabası doğrultusunda yürütülen AR-GE projeleriyle “uydurma hastalıklar” çıkarılmıştır.”
ÖZEL SEKTÖR SAĞLIK HARCAMASI 10 KAT ARTTI
Raporda edinilen bilgiler çerçevesinde, Türkiye’de son 15 yılda toplam sağlık harcaması 19 kat artarken, özel sektör sağlık harcaması da yaklaşık 10 kat arttığı aktarılıyor. Büyük uluslararası sağlık şirketlerinin ülkeye girmesi kamusal sağlık hizmetinin çökmesi sonucu sağlık sistemimiz yabancı sermayenin hakimiyetinde. Bu noktada büyük sorunlar karşımıza çıkıyor.
.Yabancı sermayenin sektörü ele geçirmesiyle vatandaşın kişisel verileri ve sağlık kayıtlarının şirketlere bilgi ve onay ile teslim edilmektedir. Kayıt altına alınan her türlü verinin de korunması mümkün değildir.
·Tıbbi tedavi sistemleri üzerinde dışa bağımlılık yüzde 85’e ulaşmıştır.
·Sağlık hizmetlerinin etkinliğinin azalması sonucu teknolojiye bağımlılık artmakta dolayısıyla maliyet de artmakta.
·Kamu İktisadi Kuruluşlarının önemli ölçüde tasfiye edilip, özel hastane zincirlerinin oluşmasıyla sektörün rant kavgası haline geldi.
Odatv.com
