CHP gençlik kolları üyeleri ve bazı vatandaşlar, ellerindeki meşalelerle müze önünde toplandı. Gruptakiler, burada kurulan sembolik 3 darağacının dibine kırmızı karanfiller ile mumlar, cezaevinin duvarına da siyah çelenk bıraktı.
Törende, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam kararlarının verildiği mahkeme salonundan görüntülerin ve fotoğrafların yer aldığı belgesel film dev ekrandan katılımcılara izletildi. Deniz Gezmiş’in babasına yazdığı mektup ve şiirler de okundu.
Anmaya CHP Grup Başkanvekili Levent Gök de katıldı. Konuşmaların ardından bir süre oturma eylemi yapan grup, daha sonra dağıldı.
43 yıl önce idam edilen Deniz Gezmiş ve arkadaşları için bugün de birçok ilde anma etkinlikleri yapılacak.
SON MEKTUPLARI
Üç fidanın idamlarından önce ailelerine yazdıkları son mektupları ise hala yüreklerde..İşte o satırlar
DENİZ GEZMİŞ
baba,
mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum. ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler, önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiç bir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın, oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o, bu yola bilerek girdi ve sonun da bu olduğunu biliyordu. seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. sadece seninle değil, türkiye’de yaşayan kürt ve türk halklarının da anlayacağına inanıyorum. cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. ayrıca savcıya da bildireceğim. ankara’da 1969’da ölen arkadaşım taylan özgür’ün yanına gömülmek istiyorum. onun için cenazemi istanbul’a götürmeye kalkma, annemi teselli etmek sana düşüyor, kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. kendisine özellikle tembih et. onun bilim adamı olmasını istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir, son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi, abimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım.
oğlun deniz gezmiş
merkez cezaevi
YUSUF ASLAN
sevgili babacığım,
bu mektubu aldığın zaman ben ebediyen bu dünyadan göç etmiş olacağım. ne kadar sarsılacağını tahmin ediyorum. bir buçuk seneden beri benim yüzümden nasıl üzüntü içinde olduğunuz malum. bu son olayı da metanetle karşılamanızı sadece dileyebilirim.
babacığım bu olayda da annemin ve yücel’in senin tesellilerine ve desteklerine ihtiyaçları çok. bunun için ne kadar metin olursan, hem senin sağlığın için hem de onlar için o kadar iyi olur. elbette ki, yıllarca emek verip yetiştirdiğin bir oğulun, bir günde öldürülmesi kolay göğüslenecek bir olay değildir. fakat siz benim ne için, kimlere karşın mücadele verdiğimi biliyorsunuz. ben bu açıdan rahat ve vicdan huzuru içinde gidiyorum. sizlerin de bu bakımdan rahat ve huzur içinde olduğunuzu ve olacağınızı biliyorum.
babacığım, annemin ve yücel’in senin desteklerine muhtaç olduklarını yukarıda söylemiştim. onları rahat ettirmek için bütün gücünü kullanacağından zaten eminim. babacığım, burada şunu ilave edeyim ki, yücel’in hastalığından kendimi sorumlu hissediyorum. yücel için her şeyinizi ortaya koyacağınız konusunda da kuşkum yok. ablamlar için söyleyeceğim; fazla üzülmesinler, olayın sarsıntıları geçtikten sonra normal hayatlarını devam ettirsinler. mehtap’a ne diyeyim… benim için her zaman bol bol öpün.
babacığım, cezaevinde kalan arkadşları arasıra yoklarsan, hallerini hatırlarını sorarsan çok memnun olurum. herbiri oğlun sayılır. dışarıda bizler için uğraşan dostlarımı ve dostlarını umutmayacağını biliyorum.
mektubum burada biterken sizi, annemi, yücel’i ablamı, azizi abiyi, mehtap’ı hasretle kucaklarım babacığım…
sağlıcakla kalın.
hoşçakalın
t. yusuf aslan
not: akrabalara da bir mektup yazdım. fakat belki vermeyebilirler.
2.5.1972 salı
Bütün akrabalara,
bu mektubumu okuduğunuz zaman artık aranızda olmayacağım. mektubumu senatonun idamlarımızı tasdik ettiğini öğrendiğim anda yazıyorum. şundan emin olmalısınız ki, bugüne kadar davama olan inancım sarsılmamıştır. sehpaya gidene kadar da en ufak bir sarsılma olmayacaktır.
ben, halkımın kurtuluşu, türkiye’nin tam bağımsızlığı için savaştım. sizler beni tanıyorsunuz. bir yıldan beri bu bir avuç sömürücüler, vatan satıcıları, işbirlikçiler ellerindeki bütün imkanlarla bişzi dışardan yardım gören, beyinleri yıkanmış, vatan haini, dışardan emir alan, bölücü, anarşist diye tanıtmaya ve halkımızdan bizi koparmaya çalıştılar. bu bir avuç azınlığa göre vatanseverlik; vatan satmak, yabancılarla işbirliği yapmak, nato’yu, amerika’yı savunmak, 6. filo’yu ağırlamak, milyonlarca köylünün geçimi olan haşhaş ekimini elinden almak, işçinin grev hakkını engellemek, amerika’ya ve emperyalizme hizmet etmektir.
biz bunlara karşı çıktık. bunun için biz vatan haini, onlar vatansever oldular.
bizi bu mücadelemizden dolayı, güya adil mahkemelerinde yargılayan ve yine adil kurumları eli ile asacak olanlar bilmelidirler ki; biz halkımızın kurtuluşu ve türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi uğruna şerefimizle bir defa öleceğiz. bizi asanlar, …
son sözüm; yaşasın işçiler, köylüler! yaşasın devrimciler! yaşasın halkımın kurtuluşu ve bağımsızlığı için savaşanlar! yaşasın tam demokratik türkiye’nin kurulmasından yana olanlar!
kahrolsun emperyalizm! kahrolsun … faşist koalisyonu!
t. yusuf arslan
2 mayıs 1972
mamak-askeri cezaevi
HÜSEYİN İNAN
babama, anneme, kardeşlerime ve yakın akrabalarıma,
söyleyecek fazla söz bulamıyorum.
bir insanın sonunda karşılaşacağı tabii sonuç, bildiğiniz sebeplerden dolayı erken karşıma çıktı.
üzüntü ve acınızı tahmin ediyorum.
ileride durumumu çok daha iyi anlayacağınız inancındayım.
metin olunuz.
üzüntü ve acılarınızı unutmaya çalışınız.
bütün varlığımla hepinize kucak dolusu selamlar, sevgiler!…
yazılacak çok şey var, fakat hem mümkün değil, hem de sırası değil…
candan selamlar…
hüseyin inan