Wheelchair Dance Project (WCDP- Tekerlekli Sandalye Dansı Projesi), dört yıldır, izleyen herkese, sahneden yaşama sevinci aşılıyor
Bedensel engelli dansçılar, enerjileriyle her gösteriden sonra ayakta alkışlanıyor. WCDP grupu 2013’te İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle kuruldu. ‘Engelli bireyleri dansla buluşturduğu, izleyenlerin ön yargılarının kırılmasına yardımcı olduğu” için Sabancı Vakfı’nın ‘Fark Yaratanlar’ programına 5 Ocak’ta dahil oldu. Dansçılar Burhan Elli, Gökçe Değirmencioğlu ve grubun kurucusu İzmir Devlet Opera ve Bale sanatçısı Banu Dağcıoğlu ile projeyi konuştuk.
‘Sadece dans...’
Burhan Elli, 33 yaşında spina bifida yani açık omurga hastası. Bu hastalık onu tekerlekli sandalyeye mahkum etti ama basketbol oynamasına, dans etmesine engel olamadı. Dansa ilk kez WCDP ile başlayan Elli, bir arkadaşının tavsiyesiyle grupla tanışmış. Dansa başlama serüvenini şöyle anlatıyor: “İzlemeye gittiğim ilk gün Banu hocam istersem katılabileceğimi söyledi. Ama ben bir yıla yakın provaları ve çalışmaları dans etmeden izledim. Buradaki büyüye bir yılın sonunda daha fazla dayanamayıp kapıldım. İki yıldır ekibin bir parçası olarak dans ediyorum. Buradaki güzellik, kazanmanın ve kaybetmenin olmaması. Rakip yok, yarışma yok. Sadece dans ediyoruz. Kendimiz, çocuklar ve insanlık adına ortak değer üretiyoruz.” Sahnede çok güzel tepkiler aldıklarını söyleyen Elli, “Hele çocukların tepkileri çok güzel oluyor. Her sahneye çıkışımız mutlu bir an benim için. İnsanları ‘ neden’ sorusundan uzaklaştırıp ‘nasıl’ sorusuna teşvik ettiğimizi hissedebiliyorum. Artık ‘Neden engellisiniz?’ demiyorlar. Sorgulamadan çözüm arayışı içine giriyorlar...Wheelchair Dance Project iyi ki var ve iyi ki ben buradayım” diyor.
‘Yapabildiğime hala inanamıyorum’
Gökçe Değirmencioğlu da 33 yaşında. 3 aylıkken geçirdiği bir rahatsızlıktan bedensel engelli olarak kurtulabilmiş. İzmir’deki Kamu Hastaneleri Kurumu’nda dört yıllık memur. Dans etmeyi hep çok istediğini ancak profesyonel olarak yapma şansı bulamadığını söylüyor. WCDP ekibinden 2015 yılında bir arkadaşı sayesinde haberdar olmuş: “Dansa karşı kendimi bildim bileli merakım vardı. Hatta hep engelim normalde beni engelleyen bi durum değil ama tango ve bale yapmak için sağlıklı olmayı dilerdim. Derken WCDP ve Banu hocayla tanıştım. Tango ve bale yapabildiğime hala inanamıyorum. Bu benim için çok çok önemli bir şey...” Değirmencioğlu dans sonrası çoğu kez ayakta alkışlandıklarını dile getirerek, şöyle devam ediyor: “Gözlerini silenler , tebessümle yanımıza gelip bizimle tanışmak isteyenler oluyor, bunlar çok çok hoş tepkiler. Gerçekten iyi ve güzel bir şeyler ortaya çıkardığımızı ve insanlar üzerinde etki bıraktığımızı bilmek hepimizi mutlu ediyor. WCDP ailesi olarak özellikle çocukları çok önemsiyor ve sahneye de onlarla çıkıyoruz. Biz yapabilirsek, onlar da ve inanan herkes de inandığı şeyleri gerçekleştirebilirler. Herkes gerçekten istediğinde bu dünyada bir fark yaratabilir, buna inanıyorum”
‘Aklımın iplerini salıyorum’
WCDP’nin kurucusu Banu Dağcıoğlu Türkeli, ajitasyondan uzak bir tavırla seyirciyle buluştuklarını vurguluyor. Projenin amacının kısaca ‘Biz olmak’ olduğunu söyleyen Türkeli, şöyle devam ediyor: “Hiçbirimizin birbirimizden asla farklı olmadığını, sadece farklı bedenlere sahip olduğumuzu gösterebilmek... Sandalyenin bir aksesuar veya çoğunluğun giydiği bir çift ayakkabıdan farklı olmadığını, hayattan vazgeçmemeyi, sanatın karanlığı aydınlattığını göstermek... Şuan bedensel ve ortopedik engel seviyesi birbirinden farklı 15 dansçımız var. Ben de sandalyeye oturarak, her birinin ayrı ayrı limitlerini keşfederek, zamanlamaların farklılığını, sandalye açılarının hacmine göre hesaplayarak çalışıyorum, keşfediyorum.” Sahnede ekibini dans ederken görmenin büyük bir mutluluk olduğunu dile getiren Türkeli, “WCDP’ den birkaç dansçının dans ederken ne hissettiğini de değerli okurlarla paylaşmayı isterim...Yani bu filmin başrol oyuncuları... Kıymetlilerim...” diyor.
Nazan Atlı: Dans edebilmenin ve her prova da yeniden bişeyler öğrenebilmenin tarifsiz mutluluğu.
Raşit Çetin: Büyük heyecan...
Caner Türkseven: Dans ederken aklımda sadece huzur var. Sevgi ve mutluluk duyuyorum...
Sude Yubaş: Tüm hayatımı, yaşadıklarımı geride bırakıp sadece müziğin ritmini hissediyorum o an ne hissediyorsam bedenim onu gerçekleştiriyor.
Sinem Öntürk: Aklımın iplerini salıyorum...
Nur Özgül: İçimden mutluluktan deli gibi kahkaha atıyorum ve bunu seyircinin de hissettiğini gördükçe o anın bitmesini hiç istemiyorum..
Mehmet Arık: Mutlu hissediyorum , yeni bişey öğrendiğimde çok heyecanlanıyorum...
Her şey böyle başladı
Görme engellilerle, salon dansları ve bale eğitmenleri Selin- Gökhan Tuncer İzmir Büyük Şehir Belediyesi, 2013’te Engelsİzmir Kongresi için bir kerelik engelli bireylerden dans gösterisi istedi. Türkeli bedensel engelli dansçılarla çalışmayı üstlendi. Sandalyeyi diğerlerine göre daha aktif kullanabilen basket oyuncularının antrenmanına gidildi. Takımdan gönüllü adayları seçti. 5 dansçıyla, iki ay, Fuar Sosyal Projeler Merkezi’ nde prova yapıldı. Türkeli, “Bir temsillik gösteri bana da dansçılara da az geldi... ‘Benimleyseniz sonuna kadar, koşalım’ dedikten sonra herşey daha da farklılaştı” diyor. Ekibi, her salı 18:30-21:30 arası aynı yerde çalışıyor. Tüm provaları seyirciye açık. Özellikle de çocuklara...
Cumhuriyet